adscode
adscode

Pandemi ve savaşın eseri: Kaygı nesli

Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı derken çağın sorunları, kaygı neslini doğurdu. Kaybetme korkusu ve endişeyi tetikleyen bu sorunlar, çocuklarda öfke patlaması ve strese neden oluyor.

Pandemi ve savaşın eseri: Kaygı nesli
Dünyadan Haberler
Güncelleme : 28-Mar-22 12:03

Önce Kovid-19 pandemisiyle tanıştılar, şimdi de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından savaş gerçeğiyle yüzleştiler. Her gün ekranlardan bombalanan şehirleri, ülkelerinden çocuklarıyla birlikte gitmek zorunda kalan insanları, mutsuz, çaresiz ve ağlayan yüzleri gören çocuklar, bu olumsuz gelişmeleri anlamaya çalışıyorlar. Milliyet'ten Mine Özdemir Güneli'nin haberine göre yetişkinlerin dahi kabul etmekte ve anlamakta zorlandığı pandemi ve savaşın yıkıcı etkileri, çocuklarda kaybetme korkusuyla birlikte kaygıyı da tetikliyor. Bu durum özellikle travma yaşayan çocuklarda geceleri ağlayarak uyanma, öfke patlaması ve stres bozukluğuna neden oluyor.

Kimi aileler, savaşa dair duydukları endişeyi çocuklarına yansıtırken kimileri de onların bu gerçekle tanışmasını istemiyor. Peki, savaş çocukları nasıl etkiliyor, onlara nasıl anlatılmalı? Bu soruları Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’ndan (TOÇEV) Psikolog Burcu Gökbulut cevapladı.

‘TAKLİT EDİYORLAR’

Pandemi, savaş gibi kitlesel yıkımların hem yetişkinler hem de çocuklar üzerinde psikolojik, sosyolojik ve duygusal travmalara yol açtığına dikkat çeken Gökbulut, tüm dünyayı etkileyen sarsıcı olaylarda ebeveynlerin de kendi psikolojik sağlamlıklarını korumakta zorlanabildiğini ve bu durumu çocuklarına yansıtabildiğini dile getiriyor. Geleceğe yönelik belirsizlik, umutsuzluk, kaygı ve yakınlarını kaybetme korkusuyla ebeveynlerin çocuklarına yönelik farklı davranışlar sergileyebildiğini söyleyen Gökbulut, “Çocuklar ebeveynlerini taklit ederek, benzer davranışları sergileyebiliyorlar” diyor.

Çocukların yetişkinlere kıyasla savaş gibi toplumsal olaylardan daha ağır etkilendiğini vurgulayan Gökbulut, bu tür olaylarda çocukların kaygı, korku ve öfke gibi hisleri barındırarak duygu karmaşası yaşayabileceğini söylüyor. Travmatik durumların etki boyutunun çocukların yaşına, kişisel deneyimlerine, aile ve sosyal destek kaynaklarına bağlı olarak değiştiğini kaydeden Gökbulut’un yaş gruplarına göre tespitleri şöyle: “Daha küçük yaş gruplarında korku, kaygı bozuklukları, bilişsel becerilerde gerileme, kendini ifade etmede zorluk, mental problemler ve psikosomatik belirtiler görülürken ergen yaş gruplarında duygu durum bozuklukları, öfke kontrol problemleri, hayata ve geleceğe yönelik umutsuzluk, güvensizlik, yalnız kalmaktan korkma, akademik başarısızlık gibi durumlar oluşmakta. Travmaya direkt maruz kalmış çocuklarda ise geceleri ağlayarak uyanma, stres bozukluğu gibi belirtiler sık görülmekte. Kaygının yatıştırılması için aileler, çocuklarla temas halinde olabilir ve onlara sarılabilir; bu, duygu düzenlemelerine destek sağlar.”

‘YATMADAN ÖNCE KONUŞMAYIN’

Dünyada savaşsız geçen gün sayısı neredeyse yok. Savaştan en çok etkilenenler ise çocuklar. Öyle ki Rusya-Ukrayna savaşında 117 çocuk yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) verilerine göre ülkede 7,5 milyon çocuk, savaşın olumsuz etkilerine maruz kalırken 1,5 milyondan fazla çocuk ülkesini terk etti. UNICEF’in savaşın çocuklara nasıl anlatılması gerektiği konusunda önerileri ise şöyle:

- Çocuğunuza ne bildiği ve nasıl hissettiğini sorun. Bunun için bir aile yemeği sırasında olduğu gibi özgürce konuşabileceği zaman ve yer seçin. Yatmadan önce konuşmaktan kaçının.

- Yaşına uygun bir dil kullanın, tepkilerini izleyin ve kaygı düzeyine karşı duyarlı olun.

- Endişeli görünüyorsa, karın, baş ağrısı veya uyku güçlüğü yaşıyorsa, bunlara dikkat. Küçük çocuklar daha fazla sarılmak isteyebilirler, gençler yoğun öfke gösterebilirler. Bunlar normal ancak uzun sürerse, uzmana başvurun.

- Haber akışını sınırlayın. Oyun oynamak, birlikte yürüyüşe çıkmak gibi dikkat dağıtıcı aktiviteler yaratın.

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)