Öncelikle, sınava giren, emek veren tüm öğrencilere, tüm aileler adına yürekten teşekkür etmek istiyorum. Çünkü onlar, bu zorlu maratonda, hem de pandemi süreci içerisinde, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar. Aslında hepsi, istediği bölüme yerleşmeyi de hak ettiler. Dilerim ki, her biri, istedikleri bölümleri kazanarak, bu çalışmalarını taçlandırırlar.
Şimdi, tüm öğrencilerin önünde tek bir tercih dönemi basamağı kaldı. İşte burada, doğru ve dikkatli bir adım atmak çok önemli. İşte bu yüzden, siz öğrenciler için, bu dönemde yapmanız gereken adımları madde madde sıralıyorum. Emin olun, dikkatli ve bilinçli hareket ettiğiniz takdirde, başaramayacağınız hiçbir şey yoktur.
-Tercihlerde bulunurken, puanınızdan ziyade, başarı sıranızı baz alarak hareket edin. Çünkü, her yıl puana denk gelen başarı sıraları farklılık gösteriyor. Zaten, kılavuzda da, her bölüme ait başarı sıralarını da göreceksiniz.
-Kılavuzda yer alan başarı sıralarını, asla üniversiteler belirlemiyor. Orada gördüğünüz sıralama, geçen yıl, o bölüme yerleşen en son öğrenciye ait. Bir anlamda, o bölümün tavan değil, taban başarı sırası.
-Bazı bölümlerin karşılığında ise, başarı sırası göremeyebilirsiniz. Bu sizin, o bölümü tercih edemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Geçen sene kontenjanı dolmayan bölümler, yeni açılan bölümler ve varsa puan türü değişen bölümlerin karşısında bu verileri göremeyeceksiniz. Her aday, bu bölümleri tercih edebilecek ve listesinde istediği sırada bulundurabilecek. Ancak, burada dikkat etmeniz gereken, açık bırakan bölüm ve üniversitesinin neden açık bıraktığı, daha önce de açık bırakmış mı, bu bölümün geleceği ve kalitesi nasıl, bunları sorgulamanızda fayda olacaktır. Sadece yerleşeceğim mantığı ile bakarsanız, o bölümde mutlu olmayabilir, belki de eğitiminizi de yarıda bırakmak zorunda kalabilirsiniz.
-Kılavuzda yer alan, bazı bölümler için (mimarlık, diş hekimliği v.s.) başarı sırası barajı belirlenmiştir. Yani, o bölümü tercih edebilmeniz için, belli bir sıralamada olmanız gerekir. Bu bölümlere dikkat etmeden tercihte bulunursanız, kriteri sağlamadığınız takdirde tercihiniz dikkate alınmayacaktır.
-Son olarak, bölümlere ait özel koşulları da mutlaka okumalısınız. Eğer o bölümü tercih eder, kazanır ancak özel koşullarını sağlayamazsanız, kayıt yaptıramayabilirsiniz.
Sizlere öncelikle, yukarıda başlıca bilgileri vermek istedim, çünkü bu bilgileri bilmeden tercih yapmak, tercihinizi riske atmak demektir. Şimdi ise, size birkaç önemli tüyom olacak.
-Bölümlerin, 2.öğretimleri, ilk öğretimlere göre genel olarak, daha aşağıda bir başarı sırası ile tercih edilir. Bunun altında yatan sebeplerden birisi de, haliyle öğretim harcının, gündüz öğretimine göre daha yüksek olmasıdır. Eğer illa ki, o bölüm derseniz, bence şartlar ne olursa olsun, 2.öğretimi de listenizde bulundurmalısınız. Okuyacağınız bölümde, başarı sağladığınız takdirde, gündüz öğretime de geçiş yapabilme hakkınızda bulunabilir.
-Seçeceğiniz bölümün, kaç öğrenci aldığında da dikkat ediniz. Kontenjan sayısı yüksek olan bölümlerde, başarı sırası makası biraz daha açık olabilir. Yani, tavan ile taban başarı sırasındaki fark biraz daha farklı olabilir. Bu da o bölüme yerleşme şansınızı arttırabilir. Yalnız burada, unutulmaması gereken nokta, kontenjanı ne kadar çok ya da az olsa da, öğrenciler tarafından daha çok tercih edilebilecektir.
-Yeni açılan vakıf üniversiteleri ya da onların yeni açılan burslu bölümleri ya %75-%50 burslu bölümleri de, listenizde bulundurabilirsiniz. Daha önceki tercih dönemlerinde, bu bölümlere, daha aşağıda başarı sırasında olan öğrencilerin yerleştiğine, hatta açık bıraktığına da şahit olduk. Ancak, vakıf üniversitelerinin sağladığı tüm özel koşulları da bilerek hareket etmenizde fayda var. Burslu girdikten sonra, burs en az 7 yıl kesintisiz mi, yoksa not ortalamasına bağlı olarak kesiliyor mu, mesela bunlara da dikkat etmeniz gerekir.
-Artık kılavuz da, seçilecek bölümün öğretim kadrosu ve akreditasyon (belli bir ölçme ve değerlendirmeden geçen, güvenilirlik) bilgileri de yer alıyor. Bu sayılara bakarak, okuyacağınız bölümde kaç tane profesör, doçent ve öğretim görevlisi olduğunu görebiliyorsunuz. Unutmayın, kadro ne kadar zengin ve akreditasyonu verilmiş ise, o kadar kaliteli bir eğitim alacağınızın da göstergesidir.
-Tercih dönemi dile getirilen en çok isimlerden birisi de “ölü tercih”. Bunu duyan bir çok öğrenci, direk açıkta kalmak olarak da düşünebiliyor. Aslında buradaki olay, öğrencinin değerlendirmeye girmesi gereken birçok tercihi varken, direk üst sıradaki tercihine yerleşmesi olarak yorumlanabilir. Örnek verecek olursak, sizin diyelim ki 65bin civarı başarı sıranız var. Siz sıralama yaparken, 90 bininci kişiyi alanı yukarı ya, ondan sonra ise, 62 bin, 65 bin, 70 bin başarı sırası olanları ise aşağıya yazdınız diyelim. Sizin doğal olarak ilk yazdığınıza yerleşme şansınız daha yüksek olacaktır. Ve ona yerleştiğiniz takdirde, sistem diğer tercihlerinizi de dikkate almayacaktır.
-Tercihlerde sistem hepsini değerlendirsin derseniz, yukarıdan aşağıya doğru bir sıralama yapmanız daha yerinde olacaktır. Ancak tabii ki istek sıranız da önemli. O yüzden, küçük farklarla sıralamada değişiklik yapmanızda bir sakınca yok. Ama dediğim gibi, üstteki, alttakinden düşük olursa, üsttekine yerleşme şansınız daha fazla olacaktır.
-Benim kanaatime göre, bence bir öğrenci sıralamasını yaparken, ilk sıralara gönlündeki bölüm ve üniversiteleri yazmalı. Bu başarı sırasından belki 30-40 bin yukarısı da olabilir. Ancak, bunu yapan bir öğrenci, sonlara doğru başarı sırasının da altına inebildiği kadar da inebilmelidir. Zaten, tercihinde, oldukça aşağısını yazan bir öğrenci, o bölümü ve üniversiteyi de okumak istiyorsa, yerleşmeme ihtimali de oldukça düşüktür.
İşin özü,
Tercihlerinizi yaparken, ciddiyetle ve kararlılıkla yapın ve sadece sizin istediğiniz bölümler olsun. Başkasına sizin yerinize tercih yapmasına müsaade etmeyin. Tercih döneminde göstereceğiniz özveri, emin olun ki, ilerde işinizde de göstereceğiniz özverinin aynası olacaktır. O yüzden, işinizde dört kolla sarılın ve başarının peşini bırakmayın.
Tüm öğrencilerin, gönlündeki bölümü kazanması dileğiyle…