adscode
adscode

‘Bayrakları ve Şarkılarıyla Geldiler‘

Zülfü Livaneli'nin bugünkü köşesinden 'Taksim Direnişi'

‘Bayrakları ve Şarkılarıyla Geldiler‘
Genç Blog




Boğucu karanlıkta bir nefes borusu açmaya çalışan halkın gücü, Taksim’de dalga dalga kabardı. Bu ülkenin sivilleri, gençleri, kadınları, erkekleri; gaz bulutları arasında, karşılarındaki polis ordularına direndiler. Hem de hayatlarını hiçe sayarak.
Her gruptan, her futbol takımından, her kimlikten, her aidiyetten insan bir araya gelerek sabaha kadar İstanbul meydanlarını, sokaklarını “Faşizme karşı omuz omuza” haykırışlarıyla inlettiler.
Bayrakları ve şarkılarıyla geldiler.
Sabırları taşmıştı artık.
Ağaçları savundular ama bir yandan da “Ağaçlar kalem olsa yazılmaz benim derdim” diyerek bu çılgın, denetimsiz gidişe “Dur” dediler.
Çünkü hükümet; hakkını arayan emekçileri, memurları, protesto yürüyüşü yapan halkı gaz bombalarında boğuyor.
Bu ülkenin değerlerini açıkça aşağılamaya cüret ediyor.
Özel kolluk kuvveti (yani SS) kurmaya yelteniyor.
Üçüncü köprüye, tarihte en çok Alevi kanı dökmüş olan Selim’in adını vererek ülkeyi zorla bölünmeye, kavgaya, kaosa sürüklüyor.
Yanlış ve tehlikeli Suriye politikasının, durup dururken Ortadoğu mezhep savaşlarına katılmanın ceremesini masum halka çektiriyor.
Reyhanlı’yı bombalayan, kimyasal silah kullanan El Nusra’ya sahip çıkıyor.
Türkiye’yi bir toplama kampının “gaz odasına” çeviriyor.
Doğaya, insanlığa, evrensel yasalara aldırmadan, azgın bir rant iştahıyla ülkenin her köşesini deliyor, kazıyor, çılgın projeler peşinde koşuyor.
Demokrasilerdeki güçler ayrılığını ayak bağı gibi görerek mutlak bir diktatörlük kurmak istiyor.
Milyonlarca insanın yaşam biçimine hakaretler savuruyor.
Ve kaçınılmaz olarak “sabır taşı” çatlıyor.
Yazının Devamını Okumak İçin Tıklayın!


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)