adscode
adscode

‘O raporla çocuklar fişlenecek! ‘

60-66 ay kaosu ve rapor telaşı sürerken Türk Psikolojik Danışma Derneği Başkanı Prof. Ergene, “Veliler bilmeli ki çocuklar o raporla fişlenmiş olacak. 66 veya 68 aylık çocuk bile okul öncesi eğitim yaşındadır”…

‘O raporla çocuklar fişlenecek! ‘
Ortaokul
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Ergene, yeni eğitim yılı öncesi ilköğretime başlayacak 66 aylık çocuklar için önemli uyarılarda bulundu. Ergene, 60-66 aylık çocukları için okul öncesi test ve ölçümlerin yeni bir rant kapısı oluşturduğuna dikkat çekti. Çocuğunu okula göndermek istemeyen velilerin devlet hastanelerinden alacağı raporlar için de uyarıda bulunan Ergene, “Veliler bilmeli ki çocuğu o raporla fişlenmiş olacak.” 
‘Bilimsel uygunluğu yok’
“Çocukların bilişsel, bedensel ve duygusal gelişimleri dikkate alındığında 60 ve 66 aylık çocukların okula başlamasını doğru bir uygulama olarak görmüyoruz. Bırakın 60 aylık bir çocuğu, 66 veya 68 aylık çocuk bile okul öncesi eğitim yaşındadır ve ilköğretim için uygun değildir. Çocuğun gelişimi açısından ilköğretime başlama yaşı 72 ay ve üstü olmalıdır. 60 ve 66 aylık çocuklara okul öncesi eğitim verilmesi bilimsel anlamda doğru olan uygulamadır. 72 aydan önce bir çocuğu temel eğitime almak, gelişimini olumsuz etkiler.” 
‘Temel eğitim eksik’
“Yasa yürürlüğe girerken gerçekten bilimsel bir çalışma yapılıp yapılmadığını merak ediyoruz. Endişelerimiz var. 66 aylık çocuklar için geniş çapta bilişsel, duygusal ve bedensel araştırmalar yapıldı mı? Kararın siyasi olduğu izlenimine kapıldık. Temel eğitim düzeyinde hem okulların, hem uygulanacak müfredatın hazır olmadığı ortada. Bu yıl okula başlaması gereken 72 aylık çocuklar ile 60 veya 66 aylık olan çocuklar aynı sınıflarda okula başlayacak. Bazı çocuklar arasındaki yaş farkı12 ay olacak. Bu yaşlardaki çocuklar için haftaların bile gelişim hızları için önemi vardır.” 
“Aralarında 8-10 ay gibi yaş farkı olan çocukların bir kısmı kendilerini çok başarılı hissederken, bir kısmı da gelişim özellikleri nedeniyle başarısız gözükeceklerdir. Çocukta ister istemez ‘Ben yapamıyorum. Beceremiyorum. Yetenekli değilim’ duygusu tetiklenecek, yetersizlik duygusu oluşacak. MEB, topu velilerin ve doktorların üstüne atmış durumda. Veliler ise ne yapacağını bilmiyor. Pek çok öğrenci velisi rapor alıp bu karmaşadan sıyrılmayı istiyor. Bu girişimlerin hepsi maddi ve manevi olarak ayrı bir külfet getiriyor.” 
“Yeni eğitim yılı öncesi, velilerin endişelerini gidermek amacıyla çocukların bilgi ve becerilerini ölçen testler gün yüzüne çıktı. Bu testlerin bir veliye ortalama maliyeti ise 200- 300 lira arasında değişiyor. Yüzbinlerce veli bu test ve ölçümlerden yaptırmak için özel kurumların kapısını aşındırıyor. Ortaya yeni rant alanı çıkmış görünüyor. 4+4+4’ün bir başka kusurlu tarafı da veliler ile doktorları karşı karşıya getirmesi.” 
‘Çocuklar fişlenecek’
“Pek çok veli, hastane ve hekimlerden destek arayışına girdi. Sisteme yeni bir yük daha eklenmiş oldu. Şimdi neredeyse her veli ‘çocuğum okula gitsin mi, gitmesin mi’ ikilemini yaşıyor. Veliler iyi niyetli olarak rapor arayışına girmiş durumda. SBS ve ÖSS öncesi dönemlerin bir benzeri ilköğretim öncesi yaşanıyor. MEB ve Sağlık Bakanlığı rapor verilmemesini söylüyor. Ancak bir yanda da minik yavruların sempatikliği devreye giriyor. Çocuğunu bir yıl sonra okula göndermek isteyen veliler, devlet hastanesine çocuk psikiyatristlerinden rapor almak için cebinden bir şekilde ekstra para ödemek zorunda kalıyor. Belki rüşvet çarkı dönmüyor ancak çocuklar için özel muayene ve hizmet alınıyor. Bunların hepsi bir maddi külfet getiriyor. Çocuğuna devlet hastanesinden rapor alan veli bilmeli ki çocuğu bir anlamda o raporla damgalanmış olacak. Kayıtlara geçecek ve çocuk okula başladığında bu konu gündeme gelirse psikolojisi olumsuz etkilenecek. Hatta ileride birgün arkadaş ortamlarında ‘ben yetersiz olduğum için okula geç başlamışım’ konusu gündeme gelecek ve çocuk yeni bir duygusal yıkımla karşı karşıya kalacak.”
‘Göndermeyin, cezayı da ödemeyin, nasıl olsa af çıkar, burası Türkiye’
- Prof. Dr. Özdemir Aktan (Türk Tabipleri Birliği Başkanı) 
“66-72 aylık çocukların ilköğretim yerine okul öncesi eğitime alınması gerektiğine inanıyoruz. Doktor raporlarının çocuklarını okula göndermek istemeyen ailelerin talep ve amacına göre hazırlanmasını doğru bulmayız. TTB olarak 600 bin öğrenci için sembolik bir rapor hazırladık. Daha doğrusu sembolik raporu duyurduk. Biz velilere diyoruz ki bu işin çözüm yeriniz doktorlar değil. Hekimler, ne olup bittiğinin farkında. Kimse tıp etiğine aykırı hareket etmemizi beklemesin. TTB olarak kimseye ‘rapor vermeyin’ diyemeyiz. Rapor vermek hekimin özgür iradesine bağlıdır.” 
“Okullar, çocukların zihinsel zeka veya bedensel geriliğini belirten ve sadece devlet hastaneleri ile üniversite hastanelerinin raporu kabul edecek. Bedensel veya zihinsel zeka geriliği raporu alan bir çocuk, bir anlamda fişlenmiş olacak. Çocuğun ileriki hayatında bu rapor önüne çıkacak, iş, askerlik, sigortalı çalışmasında sorunlar yaşayacak.” 
‘Veliler sorumluluk alsın’
“Aileler sorumluluk almalı. Eğer 66 aylık çocuklarını okula göndermek istemiyorlarsa para cezasını göze alacaklar. Burası Türkiye, seçim döneminde muhtemelen bir af çıkar, konu unutulur gider. Bir çelişki de özel hastanelerin raporlarının geçersiz sayılacağı konusu. Özel hastaneler beyin ameliyatı, kalp ameliyatı yapıyor. Her nedense MEB bu hastenelerin çocuklar için vereceği raporu kabul etmiyor. İşi yokuşa sürüyorlar. Hekim arkadaşlarımıza rapor almak için yoğun talep geldiğini biliyoruz. Veliler de ne yapacağını bilmiyor. Hekimleri zor durumda bıraktılar.”
Vatan

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)