Yeni müfredat neleri değiştirecek? Günü mü yoksa geleceği mi kurtaracak? Daha mutlu, daha yetkin bireyler yetişecek, sınavlar için takviyeye gerek kalmayacak, işsizlik sorun olmaktan çıkacak, sokağa tüküren, çöp atan kalmayacak mı?
Eğitim yaşam odaklı olmalı ki öğrenilen bilgilerin hayatta bir karşılığı olmalı ve öğrenciler tarafından içselleştirilmesi.
Eğitimin yaşam hakkından sonra en temel haklardan birisi olması bu yüzdendir.
Lise son sınıfa gelmeden, tüm öğrencileri üniversiteye yönlendirmeden önce, daha erken evrelerde akademik hayata yönelecek öğrenciler ile bir an öne hayata atılacak öğrenciler birbirinden ayrılmalı ve alacakları dersler ona göre olmalıdır.
Erken yönlendirme eğitimin olmazsa olmazlarından birisidir ve mutlaka ciddiye alınması gerekir.
Popülist projelerle hemen herkesi diploma sahibi yapmak mümkün.
Nitekim yaptık da?
Sonuç?
İşsizlik, mutsuzluk, zaman ve kaynak israfı ve en önemlisi de tükenmişlik!
İstediğimiz bu muydu?
Kesinlikle hayır!
O zaman eğitim ve çocuklarımız adına attığımız her adımda çok daha dikkatli olmamız gerekmiyor mu?..
Müfredat taslağını aceleye getirmeden, gözü kapalı destekleme ya da eleştirme yerine daha uzun bir süreçte, daha çok katılımlı ve daha objektif değerlendirmeler yaparak ortak akılda birleşmek herkesin dileği olmalıdır.
Tıpkı yeni anayasal düzenlemede olduğu gibi!
Yoksa ya hiç yürürlüğe görmez ya da girse de uzun ömürlü olmaz!
Böylesi “reformlar”ın öylesine çok örneğini gördük ki, çıkartanlar bile şu an hatırlamıyor!..
