adscode
adscode

Öğretmenlik mesleğinde kariyer basamakları uygulaması mı, yeni bir vizyon mu?..

Öğretmenlerin yetiştirilmesi ve meslek içi gelişiminde kariyer basamakları uygulamasına mı, yeni bir vizyona mı ihtiyaç var?

ikegitmeni@hotmail.com




 

Eğitim öğretim kurumlarında ilk ara tatil başladı. Ancak, eğitimle ilgili tartışmalar aylardır, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları uygulaması üzerinden hız kesmeden devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanı, konuyla ilgili sürekli açıklamalarda bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Mahmut ÖZER’İN Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerindeki uzman ve başöğretmenlik sınavıyla ilgili konuşması, öğretmenler tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Milli Eğitim Bakanı, ısrarla sınavın önemli bir kazanım olduğunu açıklamaya çalışmaktadır. Öğretmen sendikalarının tamamı sınava karşı olduklarını, uzman ve başöğretmenlik uygulamasının bu şekliyle öğretmenler arasında huzursuzluk yaratacağını, sınavın bir an önce iptal edilmesi gerektiğini açıklamaktadırlar. Ancak, Milli Eğitim Bakanı, kariyer basamakları sınavıyla ilgili ısrarını devam ettirmektedir. Sınav ile ilgili de her yapılan açıklama, bir diğer açıklamaya farklı bir boyut getirmektedir.  Anayasa Mahkemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun bazı maddelerinin iptaline ve yürütmesinin durdurulmasına ilişkin davada Milli Eğitim Bakanlığının ve üye sayısı en çok olan üç sendikanın dinlenmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesinde hangi kararın çıkabileceği ilgili hukuksal bir değerlendirme yapmayacağım. Ancak, öğretmenlerin 19 Kasım’da yapılacak kariyer basamakları sınavının Anayasa Mahkemesindeki dava sonuçlanıncaya kadar ertelenmesi gerektiği ile ilgili öğretmenlerin beklentilerini ifade etmek isterim. Peki, öğretmenlerin yetiştirilmesi ve meslek içi gelişiminde kariyer basamakları uygulamasına mı, yeni bir vizyona mı ihtiyaç var?

Eğitim sistemimizde sorunların kaynağını, sadece öğretmen yeterliliği ve öğretmenlerin niteliğini sorgulamada aramanın doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum. Eğitim sistemimizde öğretmen yetiştirme süreci, elbette ele alınması gereken temel bir sorundur. Ancak, eğitim sistemi bütünlüğü içinde diğer sorunlarla birlikte değerlendirilmelidir. Eğitim tarihimiz açısından değerlendirildiğinde, öğretmen yetiştirme modeliyle ilgili sürekli bir arayış içerisinde olduğumuz görülmektedir. Bu modellerin içinde başarılı olan modellerin olduğunu da ifade etmem gerekir. Köy Enstitüleri modelini kendi koşulları içerisinde çok başarılı bir model olduğunu da belirtmek isterim. Peki, bu kadar başarılı bir modeli Cumhuriyetimizin henüz yeni kurulduğu dönemde hayata geçirebildiğimize göre, günümüzde de doğru stratejilerle, benzer başarılı modeller geliştiremez miyiz?   Daha önceki yazılarımda ifade ettiğim öğretmen üniversiteleri modelinin benzeri bir model önerisinin günümüz eğitim sisteminde, öğretmen yetiştirmede önemli katkılar sunacağını düşünüyorum.

Eğitim sistemimizde öğretmen yetiştirme ve eğitim bilimleriyle ilgili alanları kapsayan, Eğitim Bilimleri Üniversitelerin kurulmasının eğitim sistemimize önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Eğitim Bilimleri Üniversiteleri; eğitim sistemiyle ilgili araştırma ve geliştirme merkezlerinin yer aldığı, kreş ve anaokulundan liseye kadar uygulama okullarının da bulunduğu, her alanda öğretmenlik lisans programlarının yer aldığı, eğitimle ilgili geniş kapsamlı üniversitelerin kurulması üzerine oluşturulmuş bir üniversite modelidir. Eğitim Bilimleri Üniversiteleri sınırlı sayıda olmalıdırlar. Eğitim Bilimleri Üniversitelerinde lisans eğitimini tamamlayan öğrenciler staj ve uygulama derslerini de üniversite kampüslerinde yer alan uygulama okullarında yapmalıdırlar. Staj ve uygulama programlarını başarıyla tamamlayan öğretmen adayları, doğrudan öğretmen olarak atanmalıdırlar. Eğitim Bilimleri Üniversitelerinin akademik kadroları da öğretmen kökenli akademisyenlerden oluşturulmalıdır. Eğitim Bilimleri Üniversiteleri çalışmalarını, Milli Eğitim Bakanlığıyla işbirliği çerçevesinde yürütmelidirler. Öğretmenlerin hizmet içinde yetiştirilmeleri ve mesleki gelişimleri de Eğitim Bilimleri Üniversiteleriyle işbirliği halinde yürütülmelidir.

Eğitim sistemimizde öğretmenlerin yetiştirilmesi ve meslek içi gelişimlerinde sınav esaslı kariyer modeli yerine yukarıda ifade ettiğim, Eğitim Bilimleri Üniversiteleri modeli vb. yeni vizyona ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Öğretmenlik Meslek Kanunu yayımlandıktan sonra beklentileri karşılayamadığı için, bazı sendikalar ve üniversitelerdeki akademisyenler örnek taslaklar yayımlayarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun değişmesini talep ettiler. Milli Eğitim Bakanı ısrarla Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınavını savunurken, öğretmen sendikaları sınavın iptali konusunda ortak eylem kararı aldılar. Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndaki Kariyer Basamakları Uygulamasına tepkiler, aslında kısa adı ÖBA olan Öğretmen Bilişim Ağı üzerindeki eğitimlerle başladı. Öğretmenler; eğitim videolarını izlediklerinde, promter üzerinden okuyarak ders anlatan akademisyenleri ve içerikleri tartışmalı, düşük cümlelerle dolu, ezber gerektiren pdf notlarını gördükten sonra bu işin nitelik arttırmak yerine sadece ücret artışı için yapılmış bir sınav olduğu kanaatine vardılar. Uzman ve Başöğretmenlik Eğitimleri, üniversitelerdeki akademik kadroların niteliğini de tartışmaya açmış oldu. Öğretmenler, eğitim sisteminde öğretmenlerin niteliğinden önce üniversitelerin ve akademik kadroların niteliğinin sorgulanması gerektiğini, sosyal medya hesaplarından paylaştılar. Öğretmenlerden gelen bilgiler, öğretmenlerin ekonomik sorunlar nedeniyle sınava başvurmak zorunda olduklarını göstermektedir. Öğretmen sendikalarının yaptıkları bir günlük iş bırakma eylemine katılım da öğretmenlerin uzman ve başöğretmenlik sınavını doğru bulmadıklarını göstermektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı, kariyer basamakları sınavı konusunda ısrar etmek yerine tüm öğretmenlerin ve öğretmen sendikalarının görüşlerini de alarak, kıdem esaslı bir kariyer sistemi geliştirmelidir… Doç. Dr. Devrim AKGÜNDÜZ’ ÜN saha araştırması yaparak geliştirmiş olduğu Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağını inceledim. Devrim Hoca’nın yaptığı çalışmanın birçok yönden saha gerçeği ile uyumlu, önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Söz konusu taslak referans alınarak, 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe giren 7354 Sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu TBMM’de tekrar görüşülerek revize edilmesiyle, öğretmenlerin beklentilerinin de önemli ölçüde karşılanacağını düşünüyorum. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

Ali Güngör

ikegitmeni@hotmail.com

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)