adscode
adscode

Milyonluk haber: 9.05

Çünkü habercilik etik ister. Yani önce, yapılan haberin değerini anlayıp, gerçeğinin peşine düşüp, doğrusunu paylaşmalı haberciler.

damlaaktan@gmail.com




Geçtiğimiz günlerde hiç yapmayacağım bir şey yapıp Kim Milyoner Olmak İster yarışmasına katıldım. Nasıl olsa çağırmazlar diye. Bir hafta sonra haber geldi, bir ay sonra da yarışmaya girdim. Olmaz olmaz demeyin. Neye olmaz derseniz olur! Canlı yayın sunmuş, üç çocuk kitabı bir roman yazmış, ikinci romanı bitmek üzere olan, ders bile vermiş biri olarak ben hayatımda asla olmaz dediğim şeyi yaşayıp panikledim, heyecandan tirtir titredim ve hem uzmanlık alanım olan hem de her hafta bizzat gittiğim yer olan “pazar” kavramını soran baraj sorusunun kurbanı oldum.

Ama bu başlıkla ne alakası var demeyin. Şöyle ki, her şeyin sosyal medyaya düştüğü günümüz dünyasında habercilik de Allaha emanet gitmeye başlamış. Bu sayede bunu gördüm.

Kaynağını, işin doğrusunu, arka planda olanları bile bilmeden alıp paylaşmışlar. Takip bile etmediğim alanlar olduğundan ancak dostlarımın paylaşımıyla, gün boyunca susmayan telefonlarım ile konuya hakim oldum ve gördüm ki evli bile olmayan beni evlendirmişler, yetmemiş yarışmada sadece 5 sn ile özetlediğim eğitim hayatımı uzun uzun anlattı demişler, hatta o da yetmemiş “öğrenci” falan da demişler. Bazı siteler sağ olsun çok insani, hemen benle iletişime geçip kaldırdılar. Ama gelelim işin özüne…

Habercilik nedir ve neden önemlidir? Bari bu sayede bunu yeni gelecek mezunlarımızla paylaşalım.

Çünkü habercilik etik ister. Yani önce, yapılan haberin değerini anlayıp, gerçeğinin peşine düşüp, doğrusunu paylaşmalı haberciler.

Sonra, medya bugün her yerde. Hiç ulaşılmayan noktalara ulaşır düzeyde. Dolayısıyla aslında her birimizden çok daha fazla sorumlu insana karşı. O nedenle de bir o kadar insan hakkında duyarlı olmalı. Hem bilgiyi paylaşırken hem de bilgi toplarken.

Haberciler, başka hiçbir mecranın sahip olmadığı bir sorumluluğa sahipler. En büyük sorumlulukları insana karşı, insan olduklarını unutmamak. İster bir savaş haberi olsun, ister bir film, ister bir yolsuzluk, isterse eğitim. Haberci, insanı insana anlatırken tarafsızlıktan ve en önce insani erdemlerden uzaklaşmamalı.

O nedenle yeni nesil medyada öğrencilere en önce duyarlı kalmayı öğretmek gerektiğine inanıyorum. Sonrasında bilgi, azim, çaba, doğru yansıtma ve yayıncılık gelmeli. Çünkü insana en doğru kaynağı yine başka bir insan sağlıyor. Kimsenin hayatı anlardan ibaret değil, yaşam bir yolculuk ve o yolculukta her birimiz en önce duygularımızla varız. Daha önemlisi, sizler, yeni nesil olarak geleceğin doğrularını yazacaksınız. Bunu asla unutmayın. Yaptıklarınızın daha azını yapan kimseye, işin aslını bilmeden yerli yersiz yorum yapacak payeyi vermeyin, o kaynakları sağlamayın. Çünkü haber, gerçeği yansıtırsa değerli ve doğrudur.

Soru ne miydi?

“Satıcıların malları geçici süreliğine sattıkları yer?”

Elbette cevap pazar. Ama “pazar”. Seçenekler “Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar”. Tabii hızlı okumada sorunun sadece başı ve sonu okunurken aralar atlanabiliyor ya, eh o heyecanla biz de öyle yaptık. Sonrasında zaten seçeneklere odaklanıyorsun o anda. “Ne demek geçici, Pazar geçici değildir ki, dünya var olduğundan beri var hep de olacak, herhalde gün soruyor, ne biçim soru bu” diye saçma bir şekilde kendini sabote etmek ve soruyu komplikeleştirmek, sanırım sadece fazla düşünen ve heyecandan eli ayağı titreyenlere mahsus! Bir de o anda nerden aklıma geldi bilmem “Git bunu Perşembe pazarına sat” dedikleri o cümle aklıma gelmesin mi?! “Yahu bu soru da seyirciye sorulmaz ki” derken 5 sn kaldı sesiyle kendime geldim ve ağzımdan çıkıverdi. Soruyu da dönüp okumadım, haliyle saçma bir şekilde elendim. İşin ironisi şu ki, hala kendime gülüyorum, insan zihni öylesine tuhafki. Sanırım doktoranın etkisi burada devreye giriyor, sürekli gereksiz bir sorgulama ve fazla düşünme haline sokuyor insanı ama olsun.

Ama şunu biliyorum ki, Türkiye’de çok güzel insanlar da var. Yazanlar, yorumları için özür dileyenler, empati kuranlar… Önemli olan habercilikte de o güzel insanlardan olabilmek. Gençlere en önce insan olduklarını ve insanı temsil ettiklerini, insana hizmet ettiklerini öğretmeliyiz. Çünkü habercilik etik ve gerçeğin özünde aydınlık bir geleceğe hizmet ettiği sürece haberdir.

O zaman inanıyorum ki dünya daha temiz bir yer olacak.

****

Şimdi medyada dönüp duran bu haberleri bir kenara koyalım da, milyonluk haber esas bugün!

Çünkü bugün, bir milletin doğuşunu ve var oluşunu sağlayan liderimiz, güzel Atatürk’ümüzün ebedi istirahatine döndüğü, sonsuz uykusundan bizlere hala ışık olduğu gün.

Bugün, tam 85 yıldır uyuyan bir adamın tek kelime etmeden dünyayı hala titretebildiği gün.

İşte bence esas milyonluk haber bu. Paylaşmaya, büyütmeye, çoğaltmaya, sonsuza dek yaşatmaya değer tek haber!

Çünkü O olmasaydı, eleştirebileceğimiz bir medya alanımız, özgürce haber yapan habercilerimiz, benim gibi kadınlara o eğitim hakkını ve özgürce yaşayabilme, medeni cesaretle bu yazıları yazabilme, en önemlisi hayatın içinde var olabilme hakkını veren yaşam koşullarımız, üzerinde hala özgürce yaşadığımız bu topraklarımız da olmayacaktı. Aslında hiçbir şey bugünkü gibi olmayacaktı. O nedenle, işte esas milyonluk değerde olan, hatta paha biçilemeyecek tek değer O, Mustafa Kemal ATATÜRK.

Sen rahat uyu Atam, emanetin her daim emanetimiz. Şimdi seni çok daha iyi anlıyoruz. ÇOK ANLIYORUZ!


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)