adscode

Acil cevap bekleyen zor sorular ve kahramanlara minik bir jest!

Okullar, 6 Eylül’de açılır mı, TYT ve AYT barajları düşer mi, ek atama gerçekleşir mi, liselere girişte açıkta kalan öğrenciler için ek kontenjan yaratılır mı, öğrenci affı çıkar mı ve daha yüzlerce soruya cevap aranıyor.

Acil cevap bekleyen zor sorular ve kahramanlara minik bir jest!
Milliyet Diyalog

Yeni öğretim yılı yaklaştıkça, veli, öğrenci ve öğretmenlerden soru yağıyor.

Soru deyip geçmeyin, her biri, milyonlarca aileyi ilgilendiriyor.

Peki, bu yönde çalışmalar var mı? Var olduğu söyleniyor ama bir türlü karar alınamıyor. Oysa her gün, her dakika çok önemli...

Doğru kararlar, doğru zamanda alınmazsa büyük sıkıntı yaratır.


Örneğin barajlarla ilgili kararlar tercihler başlamadan, hatta YKS sonuçları açıklanmadan önce alınsaydı, bugün bu tartışmalar hiç yaşanmazdı!

Barajlar konusunda, geçen yılın verilerine göre değil, bu yılın verilerine göre düzenlemeye gidilmeliydi. Çünkü geçen yıl hem ek süre verildi hem de sorular bu kadar zor değildi…

TYT, AYT ve belli branşlara yönelik barajların düşürülmesi yönünde çalışmalar olduğu uzun süredir dile getiriliyordu.

Baraj TYT’de 140’a, AYT’de de 170’e düşürüldü, uygulama ikinci ek yerleştirmeye bırakıldı. Barajı aşamayan adaylar için iyi oldu. Bakalım devlet ve vakıf üniversiteleri dolacak mı?

Bu noktada en çok sorulan soru şu:
Peki, kalite düşer mi?
Bir puanda on binlerce aday yer almakta ama minik düzenlemeler olduğu için çok fazla etkilemez.

Kaldı ki, her yönüyle lime lime dökülen bugünkü sistemde aynı üniversitenin, aynı fakültesinin, aynı bölümünde, aynı sınıfta okuyan öğrenciler arasında 100 puana varan farklılıklar var! Asıl ona demeli?..

Diğer barajlara yönelik bir düzenleme yapılacaksa hemen yapılmalı, ek yerleştirmeye kalırsa mutlaka kaos çıkar! Her şey birbirine karışabilir...

Yanlış tartı ile doğru ölçüm olmaz!

Sınavlar hem adil değil hem de öğrencilerin ilgi, yetenek ve kazanımlarını ölçmüyor. Barajların da öyle iddia edildiği gibi kaliteyle ilgisi yok.

Bu noktada asıl sorgulanması gereken ortaokul ve lise eğitimi olmalı.

O kadar dershane ve özel ders dopingine rağmen Türkiye ortalamaları neden bu kadar düşük?

Örneğin üzerinde en çok durulan ders Matematik olmasına rağmen 40 soruda 5 ortalama neyin nesi?

Öğrenciler mi, MEB mi yoksa ÖSYM ve YÖK mü başarısız?

Bu sorunun doğru cevabı bulunmadan yapılan ya da yapılacak olan her yorum, hiçbir şekilde doğru olmayacaktır.

Doğru bir sınav, doğru bir yönlendirme en önemlisi de doğru bir insan gücü, istihdam planlaması şart!

Bu yapılmadan ne söylense afaki olur, günü kurtarmanın ötesine geçmez.

Barajları indirdik, kontenjanları doldurduk, üniversite mezunları kervanına, yüz binlerce öğrenci daha kattık. Peki ya sonrası?

Nitelikli işsiz sayımızı artırmanın bir adım ötesine geçebilecek miyiz?

Bu konuda, asıl tartışılması gereken budur!..

LGS’de ek kontenjan

Liselere girişte ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Yüzbinlerce veli, çocuğunu gönül rahatlığıyla gönderecek lise bulamıyor. Düz liseyken meslek lisesi ya da imam hatipe dönüştürülen okullarda kontenjanlar, her türlü dayatmaya karşı dolmuyor. Bu okullar, eski hallerine yani mahalledeki klasik liseler haline dönüştürülemez mi?

En azından, açıkta kalan bu öğrenciler, zorunlu eğitimlerini, açık lisede değil okul ortamında tamamlamış olurlar!..

Ek atama unutulmamalı!

Yüz binlerce öğretmenimiz ek atama bekliyor. En az atama bu dönemde oldu.

Atananın çok üzerinde emeklilik gerçekleşti ve pandemi nedeniyle, seyrekleştirilmiş sınıflara çok daha fazla öğretmen gerekiyor. Ak atama şimdi değilse ne zaman gerçekleşecek? Okullar açıldıktan sonra mı?..

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)