Bir sınav dönemi böyle sona erdi!

Lise ve üniversitelere girişte bu yıl da önemli değişiklikler oldu.
Yine çok sayıda soru iptal edildi.
Onca dopinge rağmen Türkiye ortalamaları yerlerde sürünüyor.
Mevcut sınavlar bir sıralama sınavı değil de başarı sınavı olsaydı, adayların yüzde 90’ı hiçbir yere giremez, açıkta kalırdı!..
Lise ve üniversitelere girişte kalite dibe vurdu da yetişkinlere yönelik KPSS, TUS, YDS ve benzeri sınavlarda durum farklı mı?
Alın birini, vurun diğerine.

Kabahat kimde?
İş hekimliği için yapılan sınavda 6 bin 655 doktordan sadece 609’u geçer not almış!..
Sınavlarla ilgili olarak ortada çok vahim sonuçlar var ama bir Allah’ın kulu çıkıp da ne oluyor diye olup biteni sorgulamıyor.
Çok merak ediyorum, adaylar mı başarısız yoksa sınavlar mı?..
ÖSYM yanlışsız sınav yapamıyor, yanlışları ortaya çıkmasın diye de soruların sadece yüzde 20’sini açıklıyor. MEB de ondan farklı değil. Başarısız iller bozuluyor diye il sıralamalarını açıklamaktan vazgeçti!
YÖK ise tümüyle ortalıktan kayboldu. Var mı, yok mu belli değil...
Ve olan, alışılageldiği gibi yine adaylara oluyor...
On binlercesi unutkanlıkları ya da sistemdeki gecikmeler nedeniyle sınava giremedi.
Kendileri hata yapınca işi pişkinliğe vuran kurumlar, öğrenciler en ufak bir hata yaptığında Ali kıran baş kesen oluyorlar. Daha da üzücü olan, gençlere hiç ama hiç kimsenin sahip çıkmaması!
Keşke hata yapan kurumlara da bir hesap soran birileri çıksa. Ama sanki bu hiç mümkün olmayacak!..

Şişirilmiş notlar
Sınav maratonunun en sorunlu konularından biri de şişirilmiş notlar. Fazladan verilen notlar, uyanık öğrencilere müthiş avantajlar sağlıyor. Sınavda başarılı olan, kıt notlu hocaların öğrencileri yerleştirme puanı hesaplanırken gerilere düşerken, sınavda umduğunu bulamayan ama öyle ya da böyle şişirilmiş notlara sahip olan adaylar avantajlı  hale geldiler. Tıpkı savaş meydanlarında mağlup olanların masada kazanmaları gibi.
MEB olayın farkında ama değişen bir şey yok. Gelişmeleri sadece uzaktan izliyor. Tıpkı TEOG’da yaşanan kayıt eziyetine seyirci kalması gibi...

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN!