Kıbrıs’ın su meselesi (3)

Demirel Cumhur- başkanı seçildiğinde ilk resmi ziyaretini alışılageldiği gibi KKTC’ye yapar.  
Tarih: 25 Temmuz 1998
Ada susuzluktan kavruluyor ve en önemli sorunları su!


İşte ertesi günkü Milliyet’in haberi:
Başlık: Kıbrıs Harran Gibi Olacak
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye’den KKTC’ye su getirilmesi projesinin herkese heyecan ve gurur verdiğini belirtirken Kıbrıs’ın ortasını Harran Ovası’na benzeterek “Kıbrıs, Türkiye’den gelen suyla yeşerecek” dedi ve ekledi:
“KKTC halkına güven içinde olduklarını söylemeye geldim. Balonla su taşınması bir başlangıçtır. Boruyla su getirme projesi de bir yıl içinde tamamlanacaktır. Anadolu’nun güzel suyunun imdadına yetiştiği ada bundan sonra yeşil ada olacaktır. Bu topraklarda, ebediyete kadar kalacaktır. Anadolu’daki kardeşlerinizle sarmaş dolaş yaşayacaksınız. Bir şeyden korkunuz olmasın. Destanınızı kanla yazdınız. Sizinle övünüyoruz.”
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise Türkiye’ye “Su gibi aziz ol anavatanım” diye teşekkür ederken Rum yönetimine barış çağrısı yaparak “Susuzluktan yanmayın. İyi komşu olun. Anadolu’nun bu güzel suyunu paylaşalım. Barış suyu diyelim. Süleyman Demirel suyu diyelim” diye konuştu.

Su macerası!
Kıbrıs’ın su macerası çok uzun yıllara dayanıyor. Ama görünen o ki ada halkının, daha doğrusu siyasilerin kafası, gelen suyun nasıl kullanılacağı konusunda hâlâ karmakarışık. Çünkü su her an adaya akmaya başlayabilir ama dağıtımın nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, hangi amaçla kullanılacağı konusunda henüz ciddi adımlar atılabilmiş değil.
Umarız bu konuda kısa sürede hızlı yol alınır ve barış suyu adaya kalıcı bir huzur ve zenginlik getirir...
Peki, durduk yerde eskiye dönüş yapıp, Demirel’in ada ziyaretini niye hatırlattık!
Önceki günkü törende, boru hattını Cumhurbaşkanı Erdoğan hayal etti, Bakan Eroğlu da hayata geçirdi diye anlatılmış, biz de onları yazmıştık.
Meğerse öncesi de varmış. Projenin ihalesi o yıllarda yapılmış, Alarko almış ama bir şekilde arkası gelmemiş ve yeni bir süreç başlamış...
Şimdi, Demirel hayal etti, Erdoğan projelendirdi, Eroğlu da hayata geçirdi diye yazsak, yarın birileri çıkıp, ta bin yıl öncesine götürüp, asıl düşünen onlar değil, bunlardı derse hiç şaşırmam.
Devletlerde devamlılık vardır ve önemli olan sonuçtur!..
Ada halkı adına, emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Ama asıl büyük teşekkürü, suya hayat kazandıranlara etmek isteriz...

Siyasetin görevi!
Biz bizim siyasileri beğenmiyoruz, siz bir de KKTC’ye gidin, yoldan geçen birine, devlet işleri nasıl gidiyor diye sorun, işte o zaman, bizimkileri baş tacı edersiniz...  
Kısır siyasi tartışmalar ve dar alanda eş, dost, ahbap ilişkisine dayalı siyaset, KKTC’de iktidarıyla, muhalefetiyle herkesin ortak şikâyet konusu.
Bu durum yıllardır böyle ve iyileşeceğine daha da sorunlu hale geliyor.
Negatif yönde etkilenen kurumların başında ise Ada’nın adeta lokomotifi durumunda olan üniversiteler geliyor.
Dünden bugüne şunu hâlâ göremediler!
Üniversiteler batarsa, KKTC de batar.
Ne olur artık bunun farkına varsınlar ve üniversitelere hak ettikleri değeri versinler.
Bin bir uğraşla getirilen suyun kıymetini bilsinler.
Yoksa bugünleri de mumla ararlar...

Yazının devamı için tıklayınız !