adscode
adscode

Klasik Müzik Ödülleri Sahiplerini Buldu

​Andante klasik müzik dergisinin bu yıl beşinci kez düzenlediği Donizetti Klasik Müzik Ödülleri, Pera Palas Oteli’nin Balo Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Klasik Müzik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Kültür Sanat
Beyoğlu Belediyesi, Akdağlar Grup ve KÜSAV’ın destekleriyle gerçekleştirilen törende bu yıl 11 kategoride ödül verildi.

Andante Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali’nin konuşmasıyla başlayan geceye, Gazateci-Yazar Hıncal Uluç, dünyaca ünlü Piyanistimiz Gülsin Onay gibi isimler de katıldı.

Klasik müzik dünyasının en etkili 100 kişisinden oluşan jüri üyelerinin seçtiği ve toplam 11 kategoride ödül dağıtılan 2014 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde bu yıl ayrıca, usta keman sanatçısı Ayla Erduran’a Yaşam Boyu Başarı Ödülü Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan tarafından takdim edildi. Genç piyanist Can Çakmur’a Yılın 18 Yaş Altı Genç Müzisyen Özel Ödülü’nün verildiği törende 3 özel ödül daha sahiplerini buldu. Gustav Mahler’in çok geniş bir kadro gerektiren Binler Senfonisi’nin Ankara’daki ilk icrasını başarıyla gerçekleştiren Sevda-Cenap And Müzik Vakfı ve Bilkent Senfoni Orkestrası ile mikrotonal gitar alanındaki öncü çalışmasıyla öne çıkan gitarist Tolgahan Çoğulu’ya özel ödülleri takdim edildi. Bu yıl ayrıca, 2013-2014 sezonunda yayımlanmış bir yerli klasik müzik kaydı, Andante Dergisi Mikrop Gramofon Kayıt Ödülü jürisi tarafından ödüllendirildi.

2014 Donizetti Klasik Müzik Ödüllerini Kazanan Sanatçılar:

- Yılın 30 Yaş Altı Çıkış Yapan Genç Müzisyeni: Hande Küden

- Yılın Kadın Dansçısı : İlke Kodal

- Yılın Erkek Dansçısı - Yücel Emre Kaynarsu

- Yılın Kadın Opera Yorumcusu: Soprano Simge Büyükedes

- Yılın Erkek Opera Yorumcusu: Tenor Murat Karahan

- Yılın Oda Müziği Topluluğu: Golden Horn Brass

- Yılın Üflemeli Çalgılar Yorumcusu: Ayşegül Kirmanoğlu

- Yılın Klasik Müzik Etkinliği: Marsyas Uluslararası Kültür Sanat ve Müzik Festivali

- Yılın Yaylı Çalgılar Yorumcusu: Çağ Erçağ

- Yılın Piyanisti: Emre Şen

- Yılın Bestecisi : Zeynep Gedizlioğlu

- Özel Başarı Ödülü: Sevda-Cenap And Müzik Vakfı ve Bilkent Senfoni Orkestrası

- Özel Başarı Ödülü: Tolgahan Çoğulu

- Özel Başarı Ödülü: Can Çakmur

- Mikrop Gramofon Kayıt Ödülü: İzmir Barok - Lila Müzik

- Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Ayla Erduran

Gecenin sonunda Yılın Bestecisi seçilen Zeynep Gedizlioğlu ile röportaj yapma şansı yakaladık.

Zeynep, klasik müzik seven ve dinleyenler seni tanıyor ama öte yandan uzun yıllardır yurtdışında yaşadığın için biraz kendini anlatır mısın?

MSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’nı bitirdikten sonra, akademik eğitimimi devam ettirmek amacıyla Almanya'ya gittim. 12 yıldır esas olarak orada yaşıyorum. Bu benim Avrupa'nın, Almanya, Fransa, İsveç, İtalya gibi çeşitli ülkelerindeki çalışmalarımın ilk adımı oldu. Bu süre içinde Arditti Quartet, Ensemble Modern, Viyana Radyo Senfoni Orkestrası vb.gibi önemli topluluk ve orkestralar için besteledim. Salzburg Festivali, Beethovenfest, Wien Modern gibi klasik ve çağdaş müziğe yön veren festivallerden eser siparişleri aldım. 2012'de Ernst von Siemens Besteci Ödülü'nün ardından 'Kesik' isimli portre CD'im col legno tarafından yayınlandı. Halen Berlin-İstanbul arası mekik dokuyorum ve önümdeki birkaç senelik programımı dolduran yeni müzikler üzerinde çalışıyorum.

Andante dergisi seni, oda müziği türlerinde başlayan besteciliğinin son yıllarda geniş orkestra için eser üretmeye doğru başarıyla evrilmesi, eserlerinin yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da önemli platformlarda seslendirilmesi nedeniyle aday gösterdi. Bu senin için nasıl bir değişim, gelişim oldu ve zorlandığın noktalar oldu mu?

Oda müziği ve orkestra müziğini, kolaylık ya da zorluk açısından birbiriyle karşılaştırmak pek mümkün değil aslında. İkisinin de kendine ait olanakları var, oda müziği için yazarken objektifin yakınlaşması gibi, çok küçük aksiyonlar kocaman bir etkiye sahip olabilirler, ya da orkestra 75 kişinin oluşturduğu tek bir devasa organizma olarak besteciye farklı kapılar açabilir... Ben ikisi için yazarken de, ve hele, ilk provada müzisyenler, yazdıklarımı seslendirdikleri, o ilk andan, her defasında inanılmaz büyük bir keyif aldım, alıyorum.

Ödülünü alırken Türkiye’de ödül kazanmış olmanın senin için çok gurur verici olduğunu söyledin. Neler hissediyorsun?

Uzun bir süredir Almanya merkezli ‘uzakta’ yaşarken, Türkiye ile olan bağımı canlı tutmak benim için hep çok önemli oldu. Kazanılan başarıların, yaptığım bestelerin yurt dışında algılanma şekli ile, ne olursa olsun ortak sıkıntıları, zorlukları paylaştığım, beni -kendimi ifade etmek için ekstra çaba göstermem gerekmeden-anlayabilecek insanların yaşadığı kendi ülkemdeki algılanma şekli arasında belirleyici bir fark var. Müziğim burada gerçekten ''duyulduğu'', emeğim görüldüğü ve ödüllendirildiği zaman, kendimi daha derin bir katmanda anlaşılmış hissediyorum. Bu ödülün ayrıcalığı da benim için bu noktada duruyor.

Daha önce de Türkiye’de başarılı konserler verdin, eserlerin çalındı ama sanki basından biraz uzak duruyorsun gibi geldi bana. Bunun bir sebebi var mı?

Tam olarak öyle değil aslında. Popüler olmayan klasik müziğin içinde, ondan da az popüler olarak varlığını sürdüren çağdaş müzik veya ''yeni müzik'' dediğimiz sanat tarzında işler üreten bir besteci olarak, gittiğim restoranın çıkışında gazeteciler beklemiyor tabii! :) İşin şakası bir yana, sanat ve müzik üzerine yazan iyi kalemler konserlerime, yapıtlarıma ilgiyle yaklaştıkları, üzerine yazı yazdıklarında, içinde zorlayıcı eleştiriler dahi olsa, bu beni hem motive hem de onore ediyor. Buna karşın, sanırım ben de her sanat yapan insan gibi bazen rahat bırakılmak istiyorum, besteme yoğunlaşabilmek için...içsel sükunet yaratıcı süreç için şart. Bir yandan da, bütün sanatçılar gibi, yaptığımın farkedilmesini ve ilgi gösterilmesini diliyorum. Uzun lafın kısası, paradoksal bir durum var ortada.

Şu anda hangi projeler üstünde çalışıyorsun ve yakın zamanda Türkiye’de herhangi bir projen, konserin olacak mı?

Halen Aleph Gitar Dörtlü'sü için yeni bir beste üzerinde çalışmaktayım,ardından Ferhan-Ferzan Önder kardeşler için bir eser ve Münih'te gerçekleşen ADEvantgarde festivali için bir klarinet, viyola, piyano üçlüsü gelecek. Daha sonra Frankfurt ve Graz'ta iki ayrı festivalde ilk seslendirilişi gerçekleştirilmek üzre iki yeni orkestra eseri için masa başına oturacağım. Mart ayında Ankara'da Bilkent'te komposizyon öğrencilerine vereceğim masterclass'ın ardından Bilkent Senfoni Orkestrası 'Kayıp Sesizliğin Anısına Rağmen'' isimli orkestra yapıtımı seslendirecek.

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)