Aslında unutuldu demek yanlış olur, verilen söz tutulmadı. Mayıs 2023 seçimlerinden önce bizzat en yetkili ağız olan Cumhurbaşkanı tarafından verilen mülakatların kaldırılacağı sözü ne yazık ki aradan 1 yıla yakın zaman geçmesine rağmen yerine getirilmedi.
Sınavlarda yüksek puan alıp dereceye giren birçok öğretmen adayı atama beklenen bu günlerde ne puanlarına ne başarılarına güvenip atanabileceklerini düşünüyorlar. Geçmiş yıllarda yüzlerce örneği yaşanan düşük puan alıp mülakat ile puanı yükseltilen ve kadroya alınan insanlar yüzünden çok insan mağdur oldu. Bu hem çok büyük bir haksızlık yarattı hem de daha az nitelikli kişilerin okullarda görev almasına neden oldu. Eğitimde yaşadığımız başarısızlıkların ve geriye gidişin birçok nedeninden biri de bu. Daha başarılı ve faydalı olabilecek birilerinin yerine bir takım oyunlarla daha düşük puan almışların geçmesi ne yazık ki artık sıradan hale geldi.
Kendi şirketlerinde (olsa) kılı kırk yararak yapılacak işler, söz konusu devlet kadroları olduğunda ne yazık ki hiç umursamadan olması gereken kural ve kaideleri çiğnenerek yapılıyor. Çünkü hemen her alanda olduğu gibi ne hesap soran var ne de umursayan. Oysa ki hepimize ezberletilen 'Devletin Dini Adalettir' sözü sadece duvarlarda asılı duran ve bolca hamaset yapmak için kullanılan bir argümana dönüşmüş durumda.
Birçok öğretmen bugünlerde yine atama bekliyor ve hemen hepsi benzer kaygılar yaşıyor. Ülke genelinde 1 milyona yakın atama bekleyen öğretmen ve 112 bini aşkın açık bulunuyor. En çok açık 26 bin ile özel eğitim öğretmenliğinde bulunurken bunu 14 bin ile sınıf öğretmenliği, 7 bin ile İngilizce öğretmenliği ve 5 bin 600 ile ise rehberlik takip ediyor.
Öğretmenlerin verilen sözlere karşı mülakatın kaldırılmaması ve kamera önünde 3 kişilik jüri ile 45 dakikalık mülakat yapılması uygulaması aynen devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin öğretmen atama takvimine ilişkin yaptığı açıklamada net ifadeler kullanmazken bayram sonrası toplanacak olan kabinede belirsizliğin netlik kazanacağına inandığını söyledi. En azından inancın kaybolmamış olması da şimdilik önemli bir teselli gibi duruyor.
Tüm bunlara ek olarak ekonomik kriz nedeniyle sözleşmeli öğretmenliğe başvuranların sayısında da ciddi bir artış var. Ancak bu artışa rağmen küçük bir bölümünün ataması yapılabildi.
Özet olarak atama bekleyen öğretmenler, ataması yapılacak olsa dahi mülakatla elenme korkusu yaşayan bir kitle var. Yıllara yayılan bu sorunların ısrarla çözülmüyor olması tüm toplumu endişeye sevk ediyor. Tüm bunların üstüne söz verilmesine rağmen tutulmaması da hem güven kaybına hem de çok büyük bir eşitsizliğe yol açıyor. İlgili ve yetkili insanların toplumdan ve eğitimin paydaşlarından gelen seslere kulak tıkamaması ve beklenen, istenen ve en önemlisi mantıklı ve doğru olan uygulamaları yapması en büyük temennimiz.
Son olarak 15 nisan 'Dünya Sanat Gününü' kutluyorum. Sanat ve sanatçının toplumun gelişmesindeki rolünün çok daha iyi anlaşılabildiği ve yöneticilerin buna dönük işler yaptığını görmek umuduyla herkese iyi bir hafta dilerim.
