Bağımlılık yapıcı teknoloji çağında yaşıyoruz. Resmen telefonsuz kendimizi eksik hissetmeye başlar olduk. E-postalar, instagram beğenileri, Facebook paylaşımları konusunda saplantılıyız, dizilerin birkaç bölümünü arka arkaya izliyoruz, ; üst üste YouTube videoları seyrediyoruz.; çalışma saatlerimiz her yıl uzuyor; her gün ortalama 3 saatimizi akıllı telefonlarımızda bir şeyler yaparak geçiriyoruz. Peki bu konuda çocuklarımız ne alemde? Onların da bizden farklı kalır yanları yok. Ekran önünde o kadar çok vakit geçiriyorlar ki gerçek, canlı insanlarla etkileşim kurmakta zorlanıyorlar.
Adam Alter ‘ Karşı Konulmaz’ isimli kitabı sayesinde teknolojinin bizi nasıl içine çektiğine ve buna nasıl karşı çıkacağımıza yardımcı olacak muhteşem bir kitap yazmış. Bu önemli kitap teknolojinin bizi nasıl bağımlı hale getirdiğini, bunun neden yıkıcı olduğunu ve kontrolü nasıl ele alacağımızı inceliyor. Teknoloji saplantılı dünyamız hakkında en yeni araştırmalarla, bizi sosyal ağlarımızdan, akıllı telefonlarımızdan, oyunlardan, alışveriş sitelerinden vazgeçirmek için yeni çözümler sunuyor.
Gelişmiş dünyanın yarısı bir şeye bağımlı ve çoğu kişi için o şey bir davranış. Telefonlarımıza, e-postalara, video oyunlarına, televizyona, işlerimize, alışverişe, egzersize ve hızlı teknolojik deneyimler listesine kendimizi kaptırmış durumdayız. Bildiğimiz bir şey varsa o da bizi saran ve bağımlılık yaratan deneyimlerin sayısının artan bir hızla yükselmekte olduğudur. Bu yüzden insanların neden, nasıl ve ne zaman davranışsal bağımlılıklar geliştirdiklerini ve onlardan kurtulduklarını anlamamız gerekiyor. Sağlığımız, mutluluğumuz, esenliğimiz ve gerçek duygusal bağlar oluşturmak için birbirimizin gözüne bakabilme becerimiz buna bağlı.
Peki çözüm nedir? Teknolojiden vazgeçemeyiz, vazgeçmemeliyiz de. Bazı teknolojik gelişmeler davranışsal bağımlılıkları ateşliyor ama aynı zamanda hayatımızı zenginleştiriyorlar. Doğru tekniklerle bu durum bağımlılık yapıcı olmayabilir. Günlük yaşantılarımızı oluştururken hem toplumsal düzeyde, hem de bireysel anlamda bağımlılık geliştirmesini baştan önlemek, var olan kötü alışkanlıkları düzeltmekten çok daha kolaydır. Bu nedenle değişime küçük çocuklarla başlanmalıdır. Çocuklar ekranlarla birden değil, yavaş yavaş ve denetimli olarak tanıştırılmalı, teknolojiyle etkileşimin nasıl ve her gün ne kadar süreyle olacağına karar verilmelidir. Aile içi iletişim ve etkileşim samimi ve sağlam olmalı, aradaki bağ güçlü tutulmalıdır. Anne babalar teknolojik bağımlılık konusunda gereken özeni gösterirlerse onları örnek alan çocuklarda bu durumdan uzaklaşmış olur.
Bağımlılık yapıcı deneyimlere yaklaşımımız büyük ölçüde kültüreldir ve eğer kültürümüz işsiz, oyunsuz, ekransız durma sürelerine yer verirse bizim ve çocuklarımızın davranışsal bağımlılığın çekimine direnmemiz daha kolay olur. Onun yerine, birbirimizle bir takım cihazlar aracılığı ile değil, doğrudan iletişim kurarız ve sosyal bağların ışığı herhangi bir ekran ışığının yapabileceğinden çok daha fazla mutlu eder ve zenginleştirir.
Sürekli telefonunuzu kontrol etmekten, tıklamaktan, sörf yapıp beğenmekten kendinizi alamıyorsanız, telefonu elinizden bırakın ve Adam Alter’in neden teknoloji bağımlısı olduğumuzu, bu noktaya nasıl geldiğimizi ve bundan sonra ne yapmamız gerektiğini anlatan ‘’ Karşı Konulmaz’’ isimli bu kitabı mutlaka okuyun:)