adscode
adscode

Altan: 2002’deki Ak Parti’yi yine desteklerim ama yok!

Genç Bakış’ta önceki gece, herkesin merak ettiği konulara cevap aradık. Konuğumuz Prof. Dr. Mehmet Altan ve farklı üniversitelerden öğrencilerdi.

Altan: 2002’deki Ak Parti’yi yine desteklerim ama yok!
Milliyet Diyalog

Yunanistan seçimleriyle ilgili ilginç tespitler vardı. Ankaralılaşmak deyimini ilk kez duydum ve sevdim. Ankara’ya giden gücü ele geçirip, eleştirdikleri gibi oluyormuş...

Ankara’da neler oluyor, ekonomi nereye gidiyor, dini ve etnik kökene dayalı siyaset dünyada bitme noktasına mı geldi, önemli satır başlarıydı. Öyle olmasa yüzde 97’si Ortodoks olan Yunanistan’da ateist bir başbakan söz konusu olabilir miydi denildi.

Yunanistan seçimleri

* Çipras, Avrupa Birliği ile bir orta yol bulabilirlerse bir şekilde devam eder yoksa çok zor. Yunanistan’ın üretim kapasitesi çok kısıtlı. Hiçbir kriz olmasa da geçimini sağlayabilecek bir potansiyeli yok. Tam sıkıntılı dönemde yeni bir renk, yeni bir iddia olarak geldi. İnsanlara sempatik geldi. Oldukça genç ama siyasette uzun süre dirsek teması olduğu hissi var bende. Bir taraftan da ana muhalefet lideri, sistemi bilen biri. Paranın kaynağını bulabilirse çok başarılı olur.

* Türkiye’de hâlâ din, ırk ve mezhep üzerinden oy toplanıyor. İnsan hakları, hukuk ve demokrasi üzerinden toplanmıyor. Ama yüzde 97’si Ortodoks olan bir ülkede ben inanmıyorum diyen bir kişi başbakan olabiliyor. Demokratikleşme açısından Türkiye ile büyük bir farkı var. Çipras dinine göre oynamıyor. Yunanistan’ın bütün sancılı insanlarının sorununu çözeceğim diyor. Gelişmiş ülkelerde dine ve ırka göre oy verilmez.

İnsan odaklı siyaset

* Milli Güvenlik Kurulu ileri demokraside nerede? Anayasa varken kırmızı kitabın olduğu bir yer, nasıl ileri demokrasi olur? YÖK içinde aynı şey geçerli.

* Türkiye’nin temel meselesi devlet eksenli bir toplum olmaktan millet eksenli bir toplum olmaya geçilmedi.

* Türkiye, Osmanlı’nın zihinsel yapısını değiştirmeden Cumhuriyet’e geçmiş. Temel hak ve özgürlükler Türkiye’de konuşulmuyor.

* Siyaset, insan odaklı bir değişim önermiyor. Halk zenginleşemediği için ekonomik olarak da siyaseten de devletin patronu olamıyor.

Ak Parti değişti mi?

* Ak Parti’nin en radikal muhalifi, kendi programı. Kuruluşunda kendisini betimlediği programına en fazla ihanet eden unsur bugünkü hali. Geçenlerde bir araştırma yapılmış, ilk 90 günde vaat ettikleri şeylerin hâlâ yüzde 60’ını yapmamış.

* İlk başlarda ilerici bir hareket olarak çıktı. 2008’den sonra yavaş yavaş, 2011’den sonra kesinkes geçmişiyle arasına ilişki koydu. Zaman içinde Ankaralılaştılar. Devlet hoşlarına gidiyor.

* Ben hayata siyasi partiler gözüyle bakmıyorum. Bu sistem demokratik bir sistem değil. 12 Eylül’ün temel faşizmi temel taşları üzerinden siyaset yapılamaz.

AB’ye girecek miyiz?

* İlk baştaki Ak Parti olsa şimdi gene alkışlar, gene desteklerim. Türk toplumu girmek istiyorsa eğer girer. Avrupa Birliği ile müzakere başlamasaydı neler eksik olurdu diye bakmak lazım.

* AB sürecinde ilk değişiklik yaptığımız bir konu, kadınları töre için öldürdüm dediğinde indirim alıyordun cezadan. O kalktı. Kadın-erkek mal paylaşımında eşitlik getirildi. Kedi etinden lahmacun yememek bu süreçte oldu. Müzakere sürecinin bize getirdiği olumlu unsurları hatırladığımız vakit insana değer veren bir yapı olduğu için destekliyoruz AB’yi. Ak Parti önceden girmek istiyordu.  

* Ak Parti’nin yaptığı en olumlu icraatlardan biri Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasını değiştirerek oraya insan hakları konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı kararların iç hukuktan daha üstün olduğunu kabul etmesidir.

* Avrupa Birliği 500 milyon nüfusa sahip ve 17 trilyon dolar ile dünyanın en fazla üreten topluluğu. Bir şekilde onunla müzakere lazım.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN!


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)