Şu an için ne söylense boş. Çünkü detaylı bir araştırma yok.
ÖSYM’nin açıklaması da sanki aceleye getirilmiş. Keşke biraz daha inceleme yapılsaydı.
YGS ve LYS’de de benzeri çok iddia ortaya atıldı ve pek çoğunun asılsız olduğu ortaya çıktı.
Ama dikkat çeken bir nokta vardı.
ÖSYM’de çok hızlı bir değişim süreci yaşanıyor ve elde yeterince uzman kadro olmadığı için yüzlerce sınava soru hazırlamakta güçlük çekiliyor.
Bu yüzden, soru hazırlayıcılar, el altındaki kaynaklardan esinlenebiliyorlar.
Bu esinlemenin dozu bazen aşırıya kaçıyor.
Geçen yıl ki TUS bu yüzden iptal edilmişti.
Şimdi yine bir aşırıya kaçan esinlenme var mı, yok mu ona bakmak gerekir.
ÖSYM’ye olan inancımızın kaybolmaması gerekiyor. Çünkü tuz da kokarsa, artık yapacak bir şey kalmaz.
Bu yüzden, ÖSYM’yi yıpratacak her türlü girişime karşı uyanık olmak gerekir.
Ama ÖSYM’nin de her türlü iddiayı ciddiye alıp, inandırıcı açıklamalar yapması ve olayların üzerine samimiyetle ve ciddiyetle gitmesi gerekir.
Hemen herkese önerimiz, galeyana gelmeden, sağduyuyu yitirmeden, hakka, hukuka olan güvenimizi kaybetmeden, ÖSYM’ye olan inancımızı zaafa uğratmadan, tüm önyargılardan arınmış bir şekilde gelişmeleri izleyelim.
Çünkü önümüzde daha çok önemli sınavlar var ve bu moralle, u işin sonu gelmez.
Bu yüzden birbirimize ve devlete olan güvenimizi yitirmememiz gerekiyor…
