Artık klasik çocuk yetiştirme yönetmlerinden farklı uygulamalara inanıyoruz ve bize dayatılan eğitim sisteminden farklı sistemlerle de çocuğumuzun yetişebileğini biliyoruz. Tam da bu noktada size 'Başka bir eğitim mümkünmüş' dedirtecek bir eğitim yaklaşımından, Waldorf Eğitiminden bahsetmek istiyorum. Bu öyle bir okul ki; şimdilerde okulların gururlanarak sundukları teknolojiyle donatılmışlık anlayışından tamamen uzak. Hatta çocuklar elektronik cihazlardan tamamen uzaklar. Akıllı tahtalar yerine eski kara tahtalar, tebeşirler; tablet bilgisayarlar yerine bolca kağıt kalem var. Bu okulda çocuklar örgü örüyor, dikiş dikiyor, çamurla oynuyorlar. Öğrenmek için oyun oynuyorlar. Doğayla iç içe vakit geçiriyor, her çocuğun yapması gerektiği gibi koşuyor zıplıyor atlıyorlar. Bizim zannettiğimizin aksine tablette oyun oynamak değil işte bunlar geliştiriyor çocuğun zekasını…
Teknolojinin kalbinin atıığı yer Silikon Vadisi’nde E-Bay, Google, Apple, Yahoo ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devlerinin çocuklarını Waldorf yaklaşımıyla teknolojiden arındırılmış bir okula göndermeyi tercih etmelerinin bir sebebi olsa gerek değil mi? Bu okul, Waldorf School of the Peninsula.
Tüm dünyada, 600’ü Avrupa’da, 150’si Amerika’da ve 100’ü dünyanın geri kalan bölgelerinde olmak üzere 850 Waldorf Okulu bulunuyor. Ayrıca yine dünyada 1200 Waldorf Anaokulu bulunuyor. Bu okullar 32’den fazla ülkede hemen hemen 120 bin çocuğa eğitim-öğretim sağlıyor. Waldorf öğretmenleri yetiştirmek üzere tüm dünyada 50’nin üzerinde “Öğretmen Enstitüsü” var.
100 yıllık bir eğitim sistemi
Rudolf Steiner tarafından geliştirilen Waldorf Yaklaşımı ilk olarak 1919 yılında Almanya’da ortaya çıkmıştır. Erken çocukluk dönemi eğitim programlarından birisi olan bu yaklaşım, çocuk ruhunun düşünme, hissetme ve istekli olma yapısının gelişmesini sağlayarak, yaşam hakkında bilgi sahibi olma ve sağlıklı ve yapıcı bir yolla yaşamda aktif rol almasına yardımcı olmayı amaçlar. Waldorf Eğitim Motodunda temel ilke öğrencilerin kendi görgülerini ve dünyadaki yerlerini anlamaya yönelik bir anlayış biçimi geliştirmelerini sağlamaktır. Bir içeriği çocuğa zorla öğretmek yerine, çocuğun uyandırılmış ve geliştirilmiş yeteneklere ulaşmasını amaçlamaktadır.
Waldorf yaklaşımı çocuğu merkeze alan bir eğitim felsefesine sahiptir. Çocuk eğlenerek öğrenmekte, hem yatatıcılığı gelişmekte hem de kendine güven duygusu artmaktadır.
“Kalp,akıl ve yetenek” felsefesi
Waldorf eğitiminde temel ilke öğrencilerin kendilerini ortaya koymasıdır. Bu eğitim sistemine göre insanlar belirli bir milletin üyesi değil, dünya vatandaşıdır. Bu nedenle çocukların tüm yönleriyle eğitilmesini amaçlayan Waldorf Eğitiminde bütün çocuklar için “Kalp,akıl ve yetenek” felsefesi benimsenmektedir.
Çocuklara bilgiyi zorla öğretmek değil çocuğun uyandırılmış ve geliştirilmiş yeteneklere ulaşmasını amaçlamaktadır. Öğrenme, çocuk için kendini ve dünyayı keşfetmenin eğlenceli bir yolu haline gelir. Waldorf Okullarına göre çocuklar öğrenme ile kendi tecrübeleri arasında bağlantı kurduklarında daha ilgili ve canlı olmakta ve bu tecrübelerle öğrenmeye başlamaktadır
Bu eğitimin aşamaları birçok öğe ile ilişkilidir. Bu öğeler:
1. Denge, koordinasyon, ritim duygusu, uzaysal oryantasyonu geliştiren fiziksel etkinliklere programda yer verme, 2. Yaşa uygun olan fiziksel, sanatsal ve akademik görevleri etkinlikler doğrultusunda tamamlama,
3. Hikaye,drama ve resim etkinlikleriyle duyguları derinleştirme,
4. Basit somut sıralamadan soyut düşünmeye doğru düşünceyi geliştirme,
5. İnsanlığın tarihsel ve kültürel gelişimi ve dünyanın doğal harikaları hakkında bilgi sahibi olma,
6. Çocukların doğal yeteneklerini ortaya çıkarma,
7. Karşılıklı saygı, nezaket, işbirliği ile diğerlerine yardım ve dile özgü kullanımları içine alan temel insan değerlerini ifade etme,
8. Zaman, çevre ve şartlara uyum için gerekli olan bilgi ve yetenek birikimini edinmedir.
İkinci ve üçüncü sınıfa kadar okuma öğretilmiyor
Waldorf Okullarında anasınıfında akademik içerik yer almamakta, eğitimin devamındaki ilk yıllarda da akademik bilginin yeri çok az olmaktadır. Birinci ve ikinci sınıfta harfler tanıtılsa da, ikinci ve üçüncü sınıfa kadar okuma öğretilmemektedir. Bunun yerine sanat, müzik, bahçe işleri ve yabancı diller ( genellikle başlangıç sınıflarında iki tane olmak üzere) gibi konulara yer verilmektedir.
Okul öncesi sınıflarında tüm konular sanatsal ortamlar içerisinde çocuklara verilmektedir. Bu durum, çocukların bu tip ortamlarda öğrenme sürecine daha iyi yanıt verdikleri görüşünden kaynaklanmaktadır. İlköğretim sınıflarında test kitapları yerine öğretmenler konuyla ilgili araştırmaları çocuklara sunmaktadırlar. Öğrenciler öğretilen her konuyla ilgili kendi bireysel defterlerini oluşturmakta bu defterlere konunun anlamını ve özünü resmederek kaydetmektedirler. Daha büyük sınıflar ise temel derslerdeki eksikliklerini gidermek için test kitabı kullanmaktadırlar.
Waldorf okullarında öğrenme rekabete dayanmayan bir etkinliktir. Okullardaki aile ortamına benzeyen atmosfer çocuklara rekabet baskısı olmadan öğrenme olanağını sağlamaktadır. İlköğretim sınıflarında not verme sistemi değerlendirme yöntemi olarak kullanılmamaktadır. Bunun yerine her okul yılı sonunda öğretmen öğrencinin ayrıntılı bir değerlendirmesini yapmaktadır.
Plastik de yok, elektronik araçlar da!
Waldorf okullarınının sınıflarında plastikten yapılma hiç bir malzeme kullanılmamakla birlikte çocukların elektronik araçlar kullanmaları da istenmemektedir. Çocuklar tahta bloklar, ipek, yün, taşlar, çam kozalakları gibi doğal materyallere etkinliklerini gerçekleştirmektedir. Oyuncakların basit ve doğal olması çocuğun hayal gücünü daha aktif hale getirmekte ve böylece yaratıcı akıl için daha iyi bir zemin hazırlanmış olmaktadır.
Bireysel ihtiyaçlar, karakter, düşünce, duygu ve hareket kapasitesi her çocukta farklılık gösterir. Çocuklar belli gelişimsel aşamalardan geçerken her evrede farklıyetenek, ilhi ve problemler ortaya çıkar ve her aşama özel ilgi gerektirir.
Waldorf programının temel amacını çocuğu bütünüyle eğitmektir; "Beyin, kalp ve eller" bu programın temel felsefesini oluşturmaktadır. Waldorf Okulları programını bu anlayış üzerine inşa etmiştir.
Tarih, dil sanatları, fen ve matematik gibi temel konular günde iki-üç saatlik derslerle öğretilmekte konular belirli zamanlarda tekrarlanmaktadır. Matematik gibi akademik becerilerin gelişmesine yönelik konular, yaratıcı etkinlikler kullanılarak desteklenmektedir
Çocukluğu üç evreye ayırır
Steiner çocukluğu; “sıfır – yedi yaş dönemi”, “yedi-on dört yaş dönemi” ve “on dört yaşından sonraki dönem” olmak üzere üç evreye ayırmaktadır. Üç sınıf evresinde verilen etkinliklere ek olarak da öğretilen bazı özel konular ise şöyledir.
Elişi: Örgü, dikiş, oyuncak yapımı, ağaç işleri, temel dokuma,
Müzik: Şarkı söyleme, blok flüt, telli, vurmalı ve nefesli şarkılar,
Yabancı Diller: İspanyolca, Fransızca, Japonca ve Almanca (Kurum tarafından belirlenir.),
Sanat: Suluboya resim, form çizimleri, balmumu ve toprak modellemeler, perspektif çizimi,
Hareket: Cimnastik ve grup oyunları
Matematik, fen bilimleri gibi alanlar programda önemli bir yer teşkil etmektedir. Öğretmen deneyleri hazırlamakta, çocukları deneyleri dikkatlice gözlemlemek ve bulduklarını tartışmak için güdülemektedir. Bu yöntemle çocukların, özgür ve eleştirel düşünme, neden sonuç ilişkisini keşfetme ve analiz-sentez yapma becerilerinin gelişimi sağlanmaktadır.
0-7 Yaş Döneminde Uygulanan Program: Doğumdan yedi yaşına kadar olan bu dönemde çocuk için her şey somuttur ve sayı ve harf gibi soyut kavramlar denenmedikçe algılanamamakta olduğu ifade edilmektedir.
Yaşamın ilk yedi yılında çocuk, bedenini kontrol etmeyi amaçlamaktadır. Özellikle çevresinde bulunan kendisinden büyük kişilerinin hareketlerini taklit etmek çocuğa yardımcı olmaktadır. Bu yaşta çocuk, en iyi öğrenmeyi ‘taklitçi bir tavır” takınarak sağlamaktadır.
Okulöncesi eğitimde çocuğa akademik bilgi vermemeye özen gösterilmektedir. Yedi yaşına kadar çocuğa görevinin oyun oynamak olduğu öğretilmekte, çocuk sağlıklı bir şekilde oyun oynarsa bedensel gelişiminin hızlı olacağı görüşü savunulmaktadır.
Waldorf programları çocuk üç yaşındayken uygulanmaya başlamaktadır. Bu programlar resim, oyun, şarkı, öykü, bahçe işleri ve mevsime bağlı etkinliklerden oluşmaktadır. Bunlara ek olarak alfabe ile resimli tanışma, yazma, okuma, heceleme, şiir, sanatsal ve pratik çalışmalar, taklitçi oyun, piyes, halk hikayeleri, peri masalları, kukla gösterimi, müzik, fabllar, efsaneler, sayılar temel matematik işlemleri (toplama,çıkarma,çarpma,bölme), doğa öyküleri, bahçecilik gibi etkinliklerde gerçekleştirilmektedir.
7-14 Yaş Döneminde Uygulanan Program : Programda ikinci döneme geçiş yedi yaşında dişlerin değişmesiyle olmaktadır. Yedi yaşından on dört yaşına kadar olan dönemi Steiner, “Kalp” veya “duygusal periyot” yani çocuğun hayal gücünün uyandığı dönem olarak tanımlamakta ve çocuğu bu dönemde sanatsal olarak eğitmek gerektiğini vurgulamaktadır. Bu dönemde çocuk en iyi duygularını canlandıran, harekete geçiren etkinliklerle öğrenmektedir. Bu nedenle Steiner, eğitimcilerini her konunun sanatsal sunumunun yapılması doğrultusunda teşvik etmiştir. Öğretmenin konuyu kuru bir şekilde sunarak veya basitçe bir test kitabından okuyarak anlatması yerine, sanatsal sunum yoluyla konuşması ve hareket etmesi yoluyla çocuğun daha iyi öğreneceği görüşünü savunmaktadır.
Bu dönemde uygulanan etkinlikler şu şekilde sıralanmaktadır:
♣ Yazma, okuma, heceleme, gramer, şiir ve piyes,
♣ Efsaneler, tarih ve eski uygarlıkların öyküleri,
♣ Dört matematik işlemini yeniden gözden geçirme, kesirler, yüzde oranları ve geometri,
♣ Bölgeler ve dünya coğrafyası, karşılaştırmalı zooloji, botanik ve basit fizik .
Waldorf Eğitiminde, not vermek, sınıfta kalmak yoktur. Bununla birlikte ilkokulda sınıf öğretmeni tüm dersleri hazırlamakta ve uygulamaktadır. Bütün bir dönem her sabah ilk iki saat bir ana konu işlenmekte, “eğlenerek öğrenme” felsefesi uygulanarak, önce yazma, sonra okuma öğretilmektedir (Onur, 2004). Birinci yıl boyunca öğrenciler alfabenin nasıl oluştuğunu anlamaya çalışmaktadırlar.
Öğrenim süreci, üniversite öncesi bilgi aktarımından ibaret olarak görülmemektedir. Tersine, çocuğun insan olarak içsel özgürlüğünü geliştirmesine ve konuları derinlemesine kavrayarak, yaşamında karşılaşacağı sorunlara gruplar halinde pratik çözümler üretme becerisinin kazanımı için çaba sarfedilmektedir.
14 Yaş ve Üstü Uygulanan Programlar: Bu dönemde Waldorf okullarında eğitim gören öğrenciler eğitime resimle başlamakta doğa gözlemlerini resimle anlattıklarında fen bilimleri derslerinden daha çok zevk almaktadırlar. Bununla birlikte bu dönemde zihinsel gelişimle ilgili alanlarda daha çok yoğunlaşmaya başlanmaktadır.
Bu dönemdeki etkinlikler:
♣ Yaratıcı yazma, okuma, heceleme, gramer, şiir, piyes
♣ Ortaçağ tarihi, Rönesans, dünya keşfi, Amerikan tarihi ve biyografisi
♣ Coğrafya, fizik, temel kimya, astronomi, jeoloji, psikolojidir.
Waldorf Programı çocukların yaratıcılıklarının ve hayal güçlerinin gelişimini desteklemekte, problem çözme becerisinin gelişimine katkıda bulunmaktadır.
Waldorf okullarında uygulanan programda eğitim, çocukta canlanan bu üç temel adım (hareket, duygular, düşünceler) doğrultusunda ilerlemekte ve bu ilerleme akışında çocuğun bilincini de gelişmektedir. Doğumdan 12 yaşına kadar olan bu dönem sanatsal ve yaratıcı bilinçtir, bu dönemden sonra üzerine usa vurmanın öğeleri eklenmektedir. 12 yaşına kadar Waldorf Programı peri hikayeleri, mitolojik hikayeler, masallar, fabllar ile çocuğun hayal gücünü ilerletmeye çalışmaktadır. 12 yaşından sonra gerçek tarih ve bilime transfer yapılmakta daha sonra program, yaratıcı ve sanatsal öğelerini kaybetmeden daha bilimsel bir tavır alarak, direk gözlem, objektif tanımlama ve düşünmeye yer vermektedir.
Kendine has eğitim yaklaşımıyla Waldorf Okulları Rudolf Steiner’ın bir sözü yaklaşımı oldukça belirgin bir şekilde özetlemektedir. “Çocukları saygıyla kabul edin, sevgiyle eğitin ve geleceğe özgürce yollayın”
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi "Erken Çocukluk Dönemi Eğitim Programlarından Waldorf Yaklaşımına Genel Bir Bakış" makalesinden yararlanılmıştır.