adscode
adscode

Bayramlar bitti mi?

Son 30 yılda Türkiye'de gelenekler çok değişim gösterdi. 1983'te iktidara gelen Turgut Özal ile birlikte kapitalist tüketim ekonomisine adım attık.

Bayramlar bitti mi?
Konuk Yazar
Batı'nın ve Uzakdoğu'nun her türlü lüks tüketim ürünü ülkemizi istila etmeye başladı. Alman, İtalyan, Fransız,Japon, Çin, Güney Kore, Amerika gibi ülkelerin arabaları, mücevherleri, saatler, parfümleri, içkileri, sigaraları, mobilyaları, telefonları, beyaz eşyaları yerli üreticilerimizi caydırmaya başladı. Topraklarımızın her yerinden mükemmel sular fışkırmasına rağmen taa Fransa'dan içme suyu bile alır olduk.

 Aşırı tüketime, israfa, gösterişe alışan kitleler manevi değerlerini de kaybetmeye başladı. Muhafazakar kesim bile pahalı çantalar, eşarplar, ayakkabılar, parfümler kullanmaya başladı.

Yaz aylarında daha yoğun olarak ülkemize turist olarak gelen Arabistanlı, Kuveytli turistlerin üzerindeki tüm giysiler Fransız, İtalyan malıdır. Bizim ülkemizde her türlü kaliteli tekstil ürünü imal edilmesine rağmen "dindar" kitleler bile Fransız, İtalyan mallarının takipçisi oldu.

Camilerimiz ibadet yeri gibi değil, hünkar sarayları gibi tefriş edilmeye başlandı...

Zevke, sefaya, lükse, hedonizme, aşırı yeme-içmeye alışan kişiler İslam dininin temel ilkelerini de çiğnediklerini fark edemediler.

 Ürettiğimizden çok tükettiğimiz için ithalatımız ihracatımızdan hep fazla olamaya başladı. Açıkları kapatmak için ise dış borç almaya başladık. Kişiler aşırı borçlandığı gibi devletimiz de borç ile yaşamaya başladı.

 Ülkenin kaynaklarını sanayileşmeye, eğitime, imara, üretime değil de pahalı eşyalara döktüğümüz için 10 bin dolarlık milli gelir sınırını aşmakta zorlanır olduk. Yani son 10 yıldır yerimizde sayıyoruz.

 Her ay 1 milyon akıllı (?) telefon adı verilen oyuncak satışı oluyor. Yılda 850 bin taşıt satılıyor. Bunun 650 bini ithal. Gecekonduda yaşayanlar bile 150 ekran TV peşinde...

 İnsanlar 500 metrelik mesafeye bile arabayla gitmeye başladı. Bu gidişat hayra alamet değildir. 20-30 bin TL'lik araçları kimse beğenmez oldu.

 Japonya'da daireler 40 metrekare civarındayken bizler 100 metrekareden az evleri beğenmiyoruz.

 Nerice itibariyle tüketim kalıplarımızı israf üzerine kurduğumuz için İslam dininin bayramlarını da kaybettik. Çocuklarımız bayramın manevi atmosferini algılayamaz oldu.

 E-posta, SMS, Facebook, Twitter, Instagram gibi sanal araçlarla bayram tebriği göndermeyi normal bir şey gibi görür olduk.

Hali vakti biraz iyi olanlar bayramlarda büyüklerini değil deniz kenarını gözetliyor. Fakirlere yardım etme duygusu yok oldu.

 
Ali Özdemir
www.aliozdemir.net

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)