adscode
adscode

İlk Açık Uçlu Sorular Kaymakamlara

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, İngiltere, ABD, Avustralya'da uygulanan açık uçlu sorularla objektif olacaklarını söyleyerek, ilk uygulamayı 28 Mart'taki Kaymakamlık sınavında yapacaklarını kaydetti

İlk Açık Uçlu Sorular Kaymakamlara
Mine Özdemir

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, İstanbul Şehir Üniversitesi'nde “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme (ÖSYS) Özelinde ÖSYM’nin Sınav Sistemi” konulu bir seminer düzenledi. Seminerde ÖSYM'nin ileriye yönelik gerçekleştirmeyi planladığı projeler hakkında bilgi veren Ali Demir'in konuşmasının satır başları şöyle:

* 4 yılda hedeflediğimiz çizginin büyük bir kısmını tamamladığımızı düşünerek 2015 itibariyle yeni bir misyon ve vizyon çalışması başlattık. ÖSYM, yaşadığımız bu 4 yıl boyunca edindiğimiz tecrübeyle Türkiye'de sosyal barışın temel direklerinden bir tanesi. Bunun için biz arkadaşlarımızla birlikte misyonumuzu şöyle belirlemiştik: Yurtdışında ve yurt içinde hak ve adalet ölçütünde sınav yapalım. Sosyal barışın temeli burada. Hak ve adalet. Eğer yapılan sınavlarda hak ve adaleti tesis edemezsek, haksız yere yerleştirmeler yaparsak toplum olarak inanılmaz bozulmalar yaşamaya başlıyoruz. Türkiye eğer bir Mısır, Suriye, Irak değilse burada ÖSYM'nin çok büyük katkısı vardır. ÖSYM, Türkiye'nin bütün beyinlerinin üretime katkısını sağlayan bir müessesedir.

* Bir sınav şeffaf olmazsa arkasında her türlü huzursuzluğu beraberinde getirir. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren adayların kullandığı cevap kağıtlarını adayların görmesini sağlıyoruz. Son yıllarda sınavda kullandığımız soruların kamuoyuyla paylaşılmaması konusu şeffaflık dışına çıktığımız olarak vurgulandı. Asla bu değil. Çünkü sınava giren her aday hem sınavda, hem de sınav sonrasında kendi soru kitapçığını, kendi cevap kağıdını görebilir, inceleyebilir. Yapmadığımız tek şey kamuoyuna sorularımızı açmamak. Kamuoyu dediğimiz şey de Türkiye gerçeğine baktığımızda dershanelere sorularımızı açmamaktır. Çünkü dershaneler Türkiye'de gerçek bir eğitim kurumu değil, son derece basit, son derece yönlendirici, gerçeğin ortaya çıkmasına sebep olmayan kurumlar olduğu için ölçme kalitesini iyileştirmek adına tüm dünyanın yaptığı gibi sorularımızı açıklamayacağız dedik ve bugüne kadar da bunu ciddi bir şekilde muhafaza ediyoruz. Sınavdan sonra sınavda sorulan soruların yüzde 10'u veya yüzde 20'sini kamuoyuyla paylaşıyoruz.

* Objektif değerlendirmenin en önemli unsurlarından bir tanesi insan unsurunu ortadan kaldırmaktır. Bunun için bir soru havuzu, çok güçlü bir yazılım, sınav sisteminin aşama aşama yeniden tasarlanması gerekli. Bugün neredeyse sıfır sorunun bulunduğu soru havuzundan 40 bin sorunun olduğu bir soru havuzuna erişmiş durumdayız. Bunu elektronik olarak yönetebilir durumdayız.

* ÖSYM'nin en değer verdiğim prensiplerinden biri ÖSYM kurum dışından asla soru almaz. Sınav ne olursa olsun. Türkiye'nin tüm akademisyenlerini kanun kapsamında görevlendiriyoruz, ÖSYM'ye davet ediyoruz, kaynakları veriyoruz orada sorunun yazılmasını istiyoruz. Bu ilk aşama. Zaman zaman bunu hızlandırmak adına bizim de üniversitelere gittiğimiz oluyor. İki farklı denetçi yine iki farklı akademisyene bilimsel olarak denetletiliyor. 2011 yılından sonra gerçekleştirdiğimiz soru havuzu yazılımıyla soruları artık elektronik ortamda kriptolu olarak saklıyoruz. Daha sonraki aşamada sorular kolaylık, zorluk derecesine göre, kazanımlarına ve alanlarına göre sınıflandırılıp sınav oluşturulabilecek olgunluğa getiriliyor. Artık ÖSYM'de ciddi sayılabilecek bir soru havuzumuz oluştu.

* Geçmiş yıllarda gerçekleştirilen üniversiteye giriş sınavlarıyla kıyasladığımızda 2015 YGS'ye başvuran aday sayısı bu yıl biraz daha arttı. 2 milyon 126 bin 681 aday 2015 YGS'ye başvurdu. Sınavsız geçiş için başvuran aday sayısı 79 bin 949, bunların 908 bini lise son sınıfta okuyor. 2014'te liseyi bitirmiş aday sayısı 407 bin 825. Genç nüfus sürekli artan bir nüfus, sınav ihtiyacı sürekli artan bir toplumuz. Bunu kabul etmek durumundayız.

* Uluslararası ölçme, seçme ve yerleştirme merkezi olmayı hedefliyoruz. Türkiye pek çok ülkeye örnek teşkil ediyor. Gerek Asya, gerek Afrika'da gerek Uzak Doğu'da Türkiye'ye örnek olarak bakan çok sayıda ülke var. Sınav sistemi de onlardan bir tanesi. Ürdün, Yemen, Bangladeş, Pakistan, Nijerya, Endonezya, Kazakistan... Bütün bu ülkeler arayış içerisinde. ÖSYM oluşturduğu sistemlerde, bu ülkelere örnek olacak. Bu ülkelere ışık tutacak.   

* Şu anda sadece Ankara'da merkez, İstanbul'da hizmet binalarıyla çalışıyoruz. Bunun daha yaygın olarak illere yayılması gerekiyor ki hizmet kalitemizi iyileştirelim. Bakanlar Kurulu kararıyla 17 merkezde temsilcilik açma yetkisi aldık. Özellikle elektronik sınav merkezlerini mutlaka  yaygınlaştırmamız gerekiyor. şu anda tüm Türkiye'de hizmet verdiğimiz 204 adayın aynı anda girebildiği bir elektronik sınav imkanımız var. Bunu maksimumda 1000 adayın girebildiği bir ortama taşıyacağız. Hedefimiz tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılmış, aynı anda 10 bin adayın sınava girebildiği elektronik sınav merkezlerinin oluşturulması.

* Ölçme kalitesini iyileştirmek adına ÖSYM'de son 3 yıldır çok yoğun çalıştığımız projemiz, yazılı sınav uygulaması. Bizden daha gelişmiş ülkeler bizim gibi çoktan seçmeli sorularla sınav artık yapmıyor. İngiltere, ABD, Avustralya, bu ülkeler yaygın bir şekilde yazılı sınav, açık uçlu sorularla sınav gerçekleştiriyor. Bunun nasıl yapıldığını öğrendik, bunun için danışmanlık aldık, pilot çalışmalar yaptık, uygulamalar yapmaya başladık. Bugüne kadarki deneyimlerimizle bunun yapılabilir olduğunu görüyoruz. 28 Mart'ta yapacağımız Kaymakamlık sınavını, 12 bin aday başvuruyor, 50 soruyla bu şekilde gerçekleştireceğiz. Bunu bir uzman arkadaşımız, bu bir yüksek lisans öğrencisi, doktora öğrencisi, öğretmen, profesör olabilir konunun uzmanı bir arkadaşımız bunu değerlendiriyor. Bunu ikinci bir uzman daha değerlendiriyor. İkisinin aynı puanı vermesi gerekiyor aynı soruya. Farklı verirse yanlış, o zaman bir üçüncü uzman daha değerlendiriyor. Dolayısıyla bu sorularda objektiflik olmuyor diye bir şey söz konusu değil. Ama tabii ki bu hemen yarın üniversite sisteminde uygulanacak bir şey de değil. Bu aşama aşama toplumun ve adayların hazırlanması, belki zaman zaman kısmen uygulanması daha sonra da diğer sınavlarda uygulanması gereken bir işlem. Ama buna hazırlıklı olmak durumundayız artık beynimizi geliştirmek, adaylarımızı çoktan seçmelinin robotlaştıran, düşünmez hale getiren ve sadece seçeneklerle hayata bakan insan tipinden çıkmak durumundayız.   

* Bugüne kadar hep konuştuğumuz ancak yapamadığımız konulardan biri öğrenci danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin yürütülmesi. İtiraf ediyoruz sınava odaklandığımız için sınavın insanı boyutu olan rehberlik ve danışmanlık hizmetlerimizi ihmal ediyoruz. Buraya bir miktar emek harcamamız gerekiyor. 

* Tüm dünyanın yapmaya çalıştığı, sadece bilginin değil, yeteneklerinde ölçüldüğü bir sınav sistemini kurgulamak durumundayız. Tüm bunları çalışacağımız, akademik boyutta değerlendirebileceğimiz, pilot uygulamalar ile bilimsel çalışmalar yapacağımız bir Ölçme Enstitüsü'ne Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. ÖSYM gibi kurumların sürekli kendilerini günün koşullarına göre yenilemeleri gerekiyor çünkü ÖSYM hayatın içerisinde olan, her gün yeni ihtiyaçlara göre kendisini şekillendirmesi gereken bir kurum. Biz de son 4 yıl içinde bunu sağlamaya çalıştık. İnanılmaz bir dinamik değişim yaşadık.

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)