adscode
adscode

Çağ değişti, eğitim hâlâ aynı

Eğitim gibi o da daha önce toplumun bir kaç adım önünde giderken şimdi çok gerisinde kaldı...

aguclu@milliyet.com.tr




 

Son 100 yıldaki bilimsel ve teknolojik gelişmeler, son 1000 yıldan daha fazla. Onun getirdiği sosyo ekonomik değişiklikler de inanılmaz boyutlarda. Peki bu süreçte eğitimdeki binlerce yıllık gelenek bu değişime ayak uydurabildi mi? 

Eğitimin bu değişime paralel olarak kendini geliştirdiğini söylemek abartılı olur. Aynı durum medyada da yaşanıyor. 

Eğitim gibi o da daha önce toplumun bir kaç adım önünde giderken şimdi çok gerisinde kaldı... 

Eğitim ve öğretim iyi ayaklı bir süreçtir. 

Öğrenme okul adaklı, eğitim de okul artı aile ve çevre odaklıydı ama tüm dengeler altüst oldu. 

Günümüzde bilgiye ulaşma öylesine kolay ve hızlı ki, okullar, kitaplar, öğretenler bu konuda öğrencilerin gözünde “yavaş” ve “yetersiz” kaldı. 

Bu yüzden eğitimde tüm rollerin değişme zamanı geldi de geçiyor. 

Roller belirlenmeli ki geleceğe yönelik hazırlık süreçleri o çerçevede gerçekleşmeli. 

Örneğin öğretmenler artık öğretenden çok yönlendiren ve bilgiyi kullanma yollarını öğreten olacaksa eğitim fakülteleri kendilerini ona göre dizayn etmeliler. 

Örneğin mühendisler 30, 40 yıl önceki demode bilgiler ile yola devam etme yerine her 5 yılda bir, yeni gelişmelerle donanmış hale gelmeli ve bu çerçevede yeterliliklerini kanıtlamalılar ki, her felaketten sonra günah keçisi haline gelmemeliler. 

Dünyadaki genel gidişatı doğru okuyamazsak, doğru bir eğitim sistemi oturtamayız, dolayısıyla gençlerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlayamayız. 

Geleceği, geleceğe hazır olanların kontrol altına alacağını asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Eğitim seviyoruz ama!… 

Devlet ve millet olarak harcamalarımızın en tepesinde eğitim geliyor. 

Genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırıyoruz. 

Aile bütçesinde de zorunlu temel harcamalardan sonra en büyük pay yine eğitime gidiyor.

Peki, o zaman neden mutlu değil de karamsarız? 

Eğitime yönelik eleştiriler ve öğrencilerin memnuniyetsizliği sadece bizim değil, gelişen ve gelişmekte olan tüm ülkelerin ortak sorunu. 

Dünya öylesine hızla değişiyor ki eğitim artık gençlerin gerisinde kalıyor. Onların beklentilerini karşılamıyor. 

Memnuniyetsizlik oranın bu kadar yüksek olmasının nedeni biraz da bu yüzden. 

20 milyon öğrencimiz, 30 milyon velimiz, bir milyondan fazla öğretmenimiz, öğretim elemanımız ve bilim insanımız var. 

Bu yüzden alınacak kararlarda onlar öncelikle dinlenmeli ve beklentileri mutlaka dikkate alınmalıdır. 

Peki, bu o kadar zor mu? 

Kolay olmadığı kesin ama imkânsız da değil...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)