Su deyip geçmeyin, o yoksa hayat da yok ama eğitim gibi onu da yeterince ciddiye almıyoruz. Olsa da olur, olmasa da olur gözüyle bakıyoruz. Oysa her ikisi de hayatın olmazsa olmazlarının en başında geliyor...
Su zengini bir ülke gibi görünüyoruz.
Tıpkı kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olduğu gibi.
Dağ, tepe her taraf su kaynaklarıyla dolu, üç tarafımız deniz, büyük akarsularımız ve devasa göllerimiz var.
Hepsi doğru.
Tıpkı üniversitesi olmayan kentimiz hatta ilçemiz olmadığı gibi...
Akarsularımız ya kurudu ya da kimyasal atıklar nedeniyle adeta zehir kusuyor, temiz su kaynaklarımız ve yer altı sularımız hızla azalıyor.
Ne gariptir ki su cenneti ülkemizde son yılların en hızlı büyüyen sektörü, su satanlar oldu!..
Görünen o ki su sıkıntısı her geçen yıl daha da büyüyecek.
Dünyanın bir ucundan diğerine petrol ve doğal gaz hatları döşenerek ihtiyaçlar karşılanırken, bizim bir kentten diğerine su götüremiyor olmamız ve en önemlisi de akarsularımızın ve yağmur sularının denize akıyor olmasını seyretmenin dışında daha çok şeyler yapmıyor olmamızın mantığını anlamak mümkün değil...
Nasıl ki genç nüfusun yoğun olduğu bir ülkede kalifiye eleman sıkıntısı çekiyorsak, su kaynakları sınırsız olan ülkemizde su sıkıntısın kurtulamıyoruz!..
Su’ya dair!..
Birleşmiş Milletler tarafından 22 Mart 1993’de kabul edilen bir kararla, bu konudaki duyarlılığı artırmak amacıyla Dünya Su Günü ilan edildi.
- Birleşmiş Milletler - Su (UN-Water) tarafından organize edilen bu kutlamalar her yıl farklı bir tema ile kutlanıyor. Amacı da tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetimini sağlamak, içilebilir durumda olan su kaynaklarının çoğaltılmak ve en önemlisi de korunması yönünde ciddi adımlar atmaktadır.
- Birleşmiş Milletler’in bu yöndeki hedefi
- gittikçe artan içilebilir su ihtiyacına dikkati çekmek için kamuoyu oluşturmak,
- suyun insan hayatındaki yeri ve önemine dikkat çekmek, - kamuoyunda farkındalık oluşturmaktır.
BM’nin bu yılki teması: “Barış İçin Sudan Faydalanmak”
-Canlı hayatı için elzem olan suyun ancak işbirliği ve ülkelerin adaletli paylaşım yapması halinde barış için bir araç olacağı bir kez daha hatırlatılmak istendi.
Neden mi?
Su sıkıntısı komşular gibi ülkeler arasında da dünya genelinde sorun yaratmaya devam ediyor da ondan.
- Yer kürenin dörtte üçlük kısmının su olmasına rağmen içilebilir su miktarı yüzde 1’den daha !
Bu yüzden “bir damla sudan ne olur ki”, “akar su pislik tutmaz” anlayışını bir kenara bırakarak, her damla suyun özellikle de içilebilir ve kullanılabilir temiz suyun önemini sadece bugün değil 7/24 her gün, her saat okullarda öğrencilere, yaşam boyu eğitimle de yetişkinlere öğretmeli ve bir davranış biçimi haline getirmeliyiz...
Eğitimi ve suyu ciddiye almamak gibi bir lüksümüz yok.
Bu insan olmanın bir gereği ve yerine getirmek de din, dil, ırk, ülke fark etmeksizin tüm ülke ve dünya vatandaşlarının asli görevidir...
