İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’ndaki duruşmasına 7 aylık bebeği Ali Yiğit ile katılan Avukat Feyza Altun Meriç, bir anda annelerin ilgi odağı oldu. Duruşma günü adliyede çektiği fotoğrafı instagram hesabında paylaşan Altun Meriç, duruşmaya katılarak bir başlangıç yaptığını, kısa sürede ise Cumhurbaşkanlığı'na çalışan annelerin taleplerini içeren bir mektup göndereceğini söyledi.
Cnnturk.com'un sorularını yanıtlayan Altun Meriç, annelerin eve mahkum olmadığını, çocuklarıyla birlikte hem iş yaşamına hem de sosyal hayata karışabileceğini söyleyerek tüm anneleri dayanışmaya çağırdı.
"Duruşmaya çocuğunu getiren hakim anneler var..."
Çocuk bakımının sadece anneyi değil tüm toplumu ilgilendirdiğini belirten Altun Meriç "Hangi yaştan, hangi gelir grubundan olursa olsun bu bütün annelerin sorunu. Adliyeyi düşünün, bu binadaki temizlikçi de hakim de çocuğuna nasıl bakacağını düşünüyor. İnanabiliyor musunuz bakıcısı olmadığı için çocuğuyla adliyeye gelen hakim var, duruşmaya girmekten vazgeçemeyeceği için onu da yanında getiriyor. Neden hepimizin faydalanabileceği bir kreş hizmeti olmasın?" dedi.
"Çalışan anne kadar çalışmayan anne de desteklenmeli" Siyasi bir mesajı olmadığının, paylaştığı fotoğrafla tüm anneleri cesaretlendirmek istediğinin Altını çizen Altun Meriç, "Adliyede o gün insanlar beni işaret ederek yanındakilere gösteriyorlardı. Koridorlarda yürürken birbirinden güzel sözler duydum. Başka annelere cesaret verebildiysem bu çok mutluluk verici. Sokakta ve sosyal medyada her kesimden anneden destek mesajı aldım, başörtülü kadınlar da beni destekledi, yaşlı amcalar da. Dini veya siyasi görüşü ne olursa olsun tüm anneleri buluşturan bir ortak payda bu" diye konuştu. Çalışan anneler ile ilgili yasal düzenlemeler içeren Aile Paketi'nin olumlu tarafları olduğuna işaret eden Altun Meriç, paketin özel sektörü de kapsaması ve kreş konusunda devlet desteğinin gerektiğini söyledi. Sadece çalışan değil çalışmayan annenin de sosyal hayata katılabilmesi için toplum desteğinin önemini vurguladı.
Daha önce de İtalyan milletvekili Licia Ronzulli, Avrupa Parlamentosu’ndaki oturumlara bebeğiyle katılmıştı.
Anadolu kadınının çok iyi bildiği bir yöntem
Avukat Feyza Altun Meriç'in bebeğini taşıma yöntemi, İngilizce adıyla "babywearing" yani bebeğini bir kumaşla kendi üstünde taşıma dünyayın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de yaygınlaşıyor. Aslında tarlada çalışırken bebeğini sırtına bağlayan anneler olduğu gözönüne alınınca Türkiye'de yeniden keşfediliyor demek daha doğru.
Bebek taşıma eğitmeni ve Boba Türkiye Distribütörü Hülya Çobanoğlu Cinsçiçekçi de bu yöntemi Anadolu kadınının çok iyi bildiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: "Geleneksel yaşamda annenin yapması gereken çok iş vardır ve bunları, sürekli ağlayan bir bebeği avutmadan yapmanın yolu yoktu. Bebeklerin kendini en güvende hissettiği yer de anneyle ten temasının maksimumda yaşandığı anne koynudur. Anne, bebeğini bir nefes, bir öpücük mesafesinde taşıyınca bebekleri ağlamaz, anne de günlük yaşamına devam eder. Modern dünyanın hızlı yaşamı, anneyle bebeğin bu ilkel bağını kopardığından beri bebeklerimiz kolik, sütlerimiz yetmiyor, bebeklerimiz daha çok ağlıyor, binlerce lira verdiğimiz bebek arabalarında durmuyor, aylarca yolunu gözleyen su bazlı mdf yataklarında yatmıyorlar. Kadın forumlarını şöyle bir gezdiğiniz zaman bu saydığımız durumlardan nasıl da şikayetçi olduğunu göreceksiniz. Oysa hemen hepsinin çözümü basit: Bebeğini üzerinde taşı!"
Cinsçiçekçi sling (kumaştan askı) kullanımının dışarıdan bakınca anneyi bebeğe esir etmiş gibi görünse de böylece annenin bebeğinden ayrılmadan özgürleşebildiğini vurguluyor. Cinsçiçekçi slingin faydalarını şöyle sıralıyor: "Pusetle giremediğiniz yerlere, ya da gitmeye üşendiğiniz yerlere slingle ya da ergonomik bir kanguruyla çok daha rahat ulaşırsınız. Sürekli bebeği teselli etmekle vakit harcamazsınız. İçinden çıkarmadan bebeği emzirebilirsiniz."
Kaynak; CNNTürk
