'Eğitim, Değişen Türkiye’nin Lokomotifi Olmalıdır!'

Her anlamda büyük bir değişim ve gelişme yaşayan Türkiye’nin bu dönüşümünde 20 milyon kişiyi etki alanına alan eğitim sisteminden ve bir milyonluk eğitim ordusundan faydalanmayı ihmal ettiğini söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “AB toplumlarının ve gelişmiş ülkelerin aksine, Türkiye’ de gelişim sürecinde eğitim sisteminden ve eğitimin en etkin halkası olan öğretmenlerden kilit aktörler olarak faydalanılmadı ve eğitim değişim sürecinin gerisinde kaldı. Eğitim ve öğretmenler gelişen ve değişen Türkiye’nin lokomotif gücü olmalıdır” dedi.
 
Örgütlenme çalışmaları için bulunduğu Bursa’da yaptığı basın toplantıda, ‘Son yıllarda büyük bir değişim ve gelişme yaşayan Türkiye’nin bugün daha hızlı bir dönüşümün eşiğinde olduğunu fakat Türk eğitim sisteminin bu değişime sağlıklı bir şekilde uyum sağlayamadığı gibi yaşanan toplumsal dönüşüm ve gelişimde gerek eğitim sisteminden gerekse eğitim çalışanlarından yeterince, verimli ve planlı bir şekilde faydalanılmadığını söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı açıklamasında şunları söyledi;
 
Bireysel ve toplumsal manada, ekonomik ve siyasi olarak Türkiye'de bir paradigma değişti. Bu paradigma ekonomik manada kendini gösterdi. Bu paradigma sosyal manada kendini gösterdi. Bu paradigma gelişme olarak kendini gösterdi. Fakat eğitim, etik ve kültürde yeterince kendini gösteremedi. Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, eğitimde yapılan onca başarılı yenilik, teknoloji yatırımları, reform ve zorunlu devrimlere ısrarla devam etmelidir.
 
Bir kaç yıl içinde kişi başına düşen gelir 15 bin doları geçebilir. Dünyanın enerji boru hattının vanası Türkiye'nin eline geçiyor. Irak ile 50 yıllık enerji anlaşması yaptık. Türkiye yaptığı dev yatırımlar ile dünyanın en stratejik ülkeleri arasına giriyor. 2023 hedefinde Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmesi zor değil. Fakat toplumun bu gelişimi okuyabilmesi ve adaptasyonu için proaktif bir toplumsal kesime yani gelişmiş ülkeler örneğinde olduğu gibi eğitimcilere ihtiyacı vardır. Toplumu pozitif anlamda değiştirecek, müspet yönde dönüştürecek olan en proaktif camia öğretmenlerdir.
 
Öğretmenler, toplumsal çatışmaların, ayrışma ve kamplaşmaların barışçı ve demokratik usullerle çözümünü bizzat tatbik ederek, çatışan algıları ve alışılmış davranış kalıplarını değiştiribelirler. Öğrencileri, velileri üzerinden barışın sağladığı imkânları okulda ve mahallede gündelik hayata geçirerek toplum için daha yaşanılır bir etkileşim ortamı yaratabilirler.
 
Öğretmenler taşıdıkları potansiyelle, çatışan kesimler arasındaki diyalog köprülerinin inşa edilmesine ve güçlendirilmesine katkı sağlayabilirler. İnsanlar arasında dostça ve üretken bir ortamın oluşturulması, birbirini hasım gibi gören gruplar arasında iş birliğinin teşvik edilmesi, karşılıklı anlayış ve güven yaratacak ortamın güçlendirilmesini okul merkezinden ve öğrenci, veli üzerinden başlatabilirler. Öğretmenlerin toplumsal çatışma ve ayrışma çözümüne yönelik donanımlarının güçlendirilmesi gerekiyor.
 
Eğitim çalışanlarının meslekî perspektifinin ve donanımının güçlendirilmesi, mali, demokratik ve mesleki sorunlarının çözümü bir ön koşul olarak eğitim sisteminde geniş çaplı yasal ve idari reformlar yapılmasına gerek duyulmadan da gerçekleştirilebilir. Kozmopolit bir kültürün ve yozlaşmanın had safada yaşandığı bir toplumu dönüştürmek dahi bu politikalarla mümkün olabilecektir.