Böylesine önemli bir eğitim modelini yaratan bir ulusun ferdi olarak gururların en büyüğünü yüreğimde hissederim. Ama bir hiç uğruna kapatıldıkları aklıma geldiğinde de nasıl bunu yaptık diye içim içimi yer.
Eğer 60 yıl önce Köy Enstitüleri’nin kapısına kilit vurulmasaydı, bugün karşımızda, çok farklı bir Türkiye tablosu olurdu. Ne 7.5 milyon okuma yazma bilmeyenimiz, bir utanç anıtı gibi karşımızda dururdu ne de üreten değil tüketen ezberci nesiller yetiştirmiş olurduk.
Demokrat Parti’nin artıları kadar eksileri de vardı.
En büyük hatası da bu okulları kapatmak oldu. Tıpkı, daha sonra, kendilerini kapatanların yaptığı gibi.
Zor buluyoruz, kolay harcıyoruz. İnsanları da kurumları da...
Köy enstitüleri kimleri yetiştirdi kimleri, hiç birinin bu ülkeye, bu millete bir zararı dokunmadı, tam tersine, her yeri benim memleketim, her insanı benim vatandaşım diye ışığını, ekmeğini, hayallerini, en önemlisi de sevdasını paylaştı…
O gün Köy Enstitüleri’ni yaratan bu toplum, bugün de ‘Kent Enstitüleri’ni yaşama geçirebilir.
Geçirmelidir de...
Köy enstitülerini kapatanları, gün geldi başkaları kapattı. Keşke ne onlar kapansaydı, ne de kapatanlar!Çok daha farklı bir Türkiye olurduk!
— Abbas Güçlü (@AbbasGucluTR) 17 Nisan 2017