Türkiye’deki tartışmalı internet yasasına eleştiri yağıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, “Önerilen tedbirlerin ifade özgürlüğü konusundaki uluslararası standartlara uyumlu olmadığına dair kaygıları paylaşıyoruz” derken, dünyanın önde gelen insan hakları örgütleri ve uluslararası basın kuruluşları, “Çağdışı” diye değerlendirdikleri yasa için Cumhurbaşkanı’na veto çağrısı yaptı.
Türk kamuoyanda uzun süredir tartışılan ve önceki gün TBMM’den geçen internet düzenlemesine tepkiler giderek artıyor. Uluslarası basın örgütleri, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra ABD Dişişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak yasaya tepki gösterdi. Dış basın ise yasanın, yolsuzluk skandalının ardından gelen bir hamle olduğuna vurgu yaptı.
AGİT: DEĞİŞİKLİK HAYAL KIRIKLIĞI
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Basın Özgürlüğü Temsilcisi Dunya Miyatoviç, internet yasasında yapılan son değişikliğin servis ve hosting sağlayıcılarına orantısız bir yük getireceğini belirtti. Konuyla ilgili e-posta ile açıklama yapan Miyatoviç, “Yeni önlemler, yönetimin internete kapsamlı şekilde müdahale etmesine ve Türkiye’deki tüm internet kullanıcılarının bilgilerini mahkeme gözetimi olmaksızın elde etmesine imkan tanıyor” dedi. Kişisel haklar ve özel hayatın gizliliğinin korunması amacıyla çıkarıldığı belirtilen yasanın, yönetime kontrolsüz bir takdir hakkı vererek interneti engellemeye dair yeni yöntemlere yol açabileceği uyarısını yapan Miyatoviç, “Parlamentonun, tavsiyelerimi dikkate almadan, kamuoyu ve paydaşlarla istişare etmeden yasayı geçirmesi hayal kırıklığına yol açtı” diye konuştu.
ABD: KAYGILARI PAYLAŞIYORUZ
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki: Demokrasilerin, halkların farklı sesleriyle güçlendiğine inanıyoruz. AGİT’in, yasanın ifade özgürlüğü konusundaki uluslararası standartlarla uyumlu olmadığına dair kaygılarını paylaşıyoruz. İfade özgürlüğünü, araştırma gazeteciliği, gazetecilerin kaynaklarının korunmasını, internetten bilgiye erişim ve siyasi tartışmaları önemli ölçüde etkileme potansiyeline sahip. Türkiye’nin internet kullanımına yasaklar getiren mevzuat durumunu izliyoruz. Dünya genelinde ifade özgürlüğünü güçlü biçimde savunuyoruz.
HRW: Gül veto etmeli
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb “Şu anda Türkiye’nin en son ihtiyaç duyduğu şey, daha fazla sansür olacak” derken yasayı veto etmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çağrıda bulundu. Sinclair-Webb, “Türkiye’nin bilgiye erişim hakkı, ifade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği hakkına saygı gösterme yükümlülüğünü ihlal etmemesi için Cumhurbaşkanı Gül bu yeni düzenlemeyi veto etmeli” dediği açıklamasında ayrıca “Zaten kısıtlayıcı olan internet yasasının değiştirilmesi, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin erozyona uğratılması yönünde atılan yeni bir adımdır” görüşünü dile getirdi.
Örgüt, zamanlama dikkate alındığında, bu yeni düzenlemelerle, “savunmaya geçen bir hükümetin, eleştirileri susturmak ve siyasi açıdan zararlı olacak her tür malzemeyi keyfi olarak kısıtlamak için yetkilerini artırmaya çalışmasının” kaygı uyandırdığını kaydetti.
Hiçbir yasak sürekli Kılınmamıştır
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da YARSAV tarafından düzenlenen “Kuvvetler Ayrımı, Yargı Bağımsızlığı ve Yargı Yüksek Kurulları” başlıklı uluslararası sempozyuma katıldı. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, TBMM’de kabul edilen internet düzenlemesiyle ilgili soru üzerine “İstedikleri yasakları getirsinler millet kıracak bu yasakları. Hiçbir yasak sürekli kılınmamıştır. Kenan Evren denedi olmadı. Apoletsiz bir diktatör yasak getirmeye çalışıyor bu da olmayacak” dedi. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Gül‘den bir veto bekleyip beklemediğiyle ilgili sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanının özgürlükten ve demokrasiden yana tavır koyması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı başka bir anlamdadır. ‘Anayasa’ya aykırı düzenlemeler gelir, açık açık ben bunu görürüm ama ben tarafsızım bunları imzalarım’ demek Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratır. Cumhurbaşkanı Anayasa’ya sadakat yemini içmiştir, onun gereğini yapmak zorundadır. Yasakları savunamaz bir ülkenin cumhurbaşkanı. “Özgürlükleri kısıtlayacağım’ diye gelen bir hükümetin getirdiği yasal düzenlemeleri savunamaz bir cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanın tarafsızlığı, onun bağımsızlığı ve gücünü Anayasa’dan aldığı konumunu Sayın Cumhurbaşkanı’nın unutmaması gerekir.”
“Türkiye’de sansür gelenek haline geldi”
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Basın Sözcüsü Christoph Dreyer, internet yasasını “sansürü genişleten bir adım” olarak nitelerken “Türkiye’de sansür gelenek halini aldı” eleştirisinde de bulundu. “Bu durumu çok problemli buluyor, Türkiye‘de internetin sansürlenmesi ve kontrol edilmesi imkanlarını büyük ölçüde genişleten bir adım olarak görüyoruz” diyen Dreyer şöyle devam etti: “Zira bir yandan internet sayfalarının içerikleri nedeniyle kapatılması mümkün hale geliyor, örneğin siyasi çağrıda bulunan sayfalar. Çünkü ayrımcılık ya da hakaret içermesi internet sayfalarını kapatma kriteri olarak görülüyor. Diğer yandan bir hukuk devletine uygun kontrol kaldırılıyor ve bu, hakimler tarafından denetlenmesi çok zor bir kuruma devrediliyor.”
Özellikle Gezi eylemlerinden bu yana Başbakan Erdoğan’ın “internete karşı aldığı tutumu” değerlendiren Dreyer, önceki yıllarda farklı nedenlerden dolayı erişimi engellenen Youtube sayfalarına da dikkat çekerek, “Sansür Türkiye’de bir gelenek haline geldi” dedi. Türkiye’deki yeni internet yasasının yolsuzluk skandalı sonrasına denk gelmesinin tesadüf olmadığını savunan Dreyer, “Sorun yalnızca bu sansür değil. Bunların hepsi Erdoğan’ın ve AKP’nin internetteki egemenlik sahasını genişletmeye çalıştığı bir bağlam içerisinde meydana geliyor. Bu da hükümetin, internetin kamuoyu oluşturma konusunda ne gibi bir güce sahip olduğunu anladığını ve internet üzerinde kontrol kurmaya çalıştığını gösteriyor” diye konuştu.
Af örgütü: Hedeflenmiş sansürü kolaylaştıracak
Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, yasa ile internet üzerindeki kontrolü, yargı denetiminden uzaklaştırıp daha çok hükümetin ellerine bırakacağını savunurken “hedeflenmiş sansürü kolaylaştıracağını” vurguladı. Gardner, internet yasasına ilişkin “Yasanın, internet üzerindeki kontrolü daha fazla hükümetin ellerine verirken yargı denetiminden uzaklaştırması kaygı verici” diye konuştu.”Zaten hükümet, düşünce ayrılığına ve muhalif görüşlere çok az toleransının olduğunu göstermişti” ifadesini kullanan Gardner, yasanın “bireysel Twitter profilleri” sansürü gibi “hedeflenmiş sansürü kolaylaştıracağını” söyledi.
TÜRKONFED: AB süreci yara alacak
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), düzenlemeyi “Bu durumu ne kendi insanımıza ne de dünyaya anlatabiliriz” şeklinde değerlendirdi. Süleyman Onatça, şu görüşleri dile getirdi: “Daha fazla demokrasiye, daha fazla şeffaflığa ve daha fazla özgürlüğe, daha fazla inovasyona, Ar-Ge’ye ve teknolojiye sahip olmamız gereken süreçte böylesi bir kısıtlama Türkiye’ye yakışmaz. Yargı kararı olmadan internet sitesi kapatma yetkisi yürütmeye devredilemez. İnterneti etkin kullanan, sosyal medyada ‘internette herkes özgür olmalı’ içerikli mesajlarını okuduğumuz Sayın Gül’ün bu kanununu onaylamayacağını umuyoruz. Kanunun yürürlüğe girmesi durumunda Avrupa Birliği süreci de yara alacak.
TÜSİAD’dan Gül’e sansür mektubu
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, yeni iternet yasası ilgili eleştirilerini bir mektupla Cumhurbaşkanı Gül’e iletti. Düzenlemelerin temel hak ve özgürlükler ile internet ekonomisi açısından yaratabileceği sakıncaların dile getirildiği mektupta ifadelere yer verildi: “Kamuoyunda ciddi tepkilere yol açan düzenleme ile ilgili sivil toplum örgütleri, bilişim hukuku uzmanları ve diğer kesimlerin eleştiri ve öneriler maalesef dikkat alınmamıştır. Düzenlemenin olumlu yönde hiçbir değişiklik yapılmadan kabulü, hem katılımcı demokrasinin işleyişi hem de düzenlemenin doğurabileceği sakıncaların önlenmesi açısından beklentileri boşa çıkarmıştır. Ülkemizde internet düzenlemesi denilince hemen yasaklama refleksinin devreye girmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu bağlamda, söz konusu kanunun, AİHM ve diğer uluslararası antlaşmaların tanımladığı ifade özgürlüğü de dâhil temel insan hakları kriterlerini içerecek şekilde düzenlenmesi gerektiğine kuvvetle inanıyoruz.”
TGF: Çağdışı bir düzenleme
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, iletişim ve teknoloji çağında böylesine bir düzenlemenin “çağdışı” olduğunu vurgulayarak, aktif bir internet kullanıcısı olan Cumhurbaşkanı Gül’ü yasayı veto etmeye çağırdı. Sertel, yazılı açıklamasında şöyle dedi: “Bu yasa iktidara internet haberleşmesine direkt müdahale yetkisi vermektedir. Böylece iktidarın sansürcü uygulamalarına bir yenisi daha eklenmiştir. Gazeteciler olarak son yıllarda varlığını sıkça sorguladığımız ‘basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe daha vurulmuştur. Ancak dikta rejimlerinde görülebilecek bu uygulamayı kabul etmediğimizi bildirirken, yasanın iptali için başta Sayın Cumhurbaşkanı Gül olmak üzere tüm kurumları göreve davet ediyoruz. Halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bu yasa derhal kaldırılmalıdır.”
ÖZGÜRLÜĞE AĞIR DARBE
Sertel, yazılı açıklamasında şöyle dedi: “Bu yasa siyasi iktidara internet haberleşmesine direkt müdahale yetkisi vermektedir. Böylece iktidarın sansürcü uygulamalarına bir yenisi daha eklenmiştir. Gazeteciler olarak son yıllarda varlığını sıkça sorguladığımız ‘basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe daha vurulmuştur. Basın meslek örgütleri olarak ancak ve ancak dikta rejimlerinde görülebilecek böyle bir uygulamayı kabul etmediğimizi bildirirken, yasanın iptali için başta Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz. Halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bu yasa derhal kaldırılmalıdır.”