adscode
adscode

Diploma sevdası yerine meslek sevdası

“İlle de diploma” dedik ülkemizin dört bir yanını üniversitelerle donattık.

aguclu@milliyet.com.tr




Eğitime hem devlet hem de millet olarak çok para harcıyoruz. Çocuklarımızın geleceği konusunda samimi olmayanımız yok. Buna rağmen sonuç memnuniyet verici değilse kabahatliyi uzakta aramak yerine çuvaldızı önce kendimize batırmalıyız.
“İlle de diploma” dedik ülkemizin dört bir yanını üniversitelerle donattık.

İyi mi yaptık?

Kesinlikle doğru olanı yaptık.

Bugünün dünyasında en büyük zenginlik eğitimli insan gücüydü, bunu başardık.

Yükseköğretimdeki okullaşma oranını, çağ nüfusu bazında inanılmaz oranlara çıkarttık.

Öylesine hızlı yol aldık ki, bardağın dolu tarafıyla ilgilenirken boş tarafını unuttuk.

Bundan sonraki süreçte yine devlet ve millet olarak tüm gücümüzü eğitim sistemimizi ülke ihtiyaçları ve gençlerimizin ilgi, yetenek ve hayalleri doğrultusunda iyileştirmek için harcamalıyız.

Önümüzde Türkiye Yüzyılı” gibi ulvi bir hedefimiz var.

Öyle bir heyecan dalgası yaratmalıyız ki, bu konuda herkes taşın altına elini koymak için yarışmalı.

Bu heyecan ne olmalı?

Diplomamı mı yoksa gençlerimizi mutlu edecek bir “altın bilezik” mi?

Eskiler, hakkıyla yapılan her mesleğe, altın bilezik olarak bakarlardı.

“Elinde altın bileziğin varsa sırtın yere gelmez” derlerdi.

Yüzyıllar boyu hatta binlerce yıl dünyanın en iyi ustaları, zanaatkarları bu topraklarda yetişti, bu topraklarda eserler verdi, yaşam sürdürülebilir kılındı.

Son yüzyıllarda çok büyük badireler atlattık. Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk.

İnanılmaz reformlara imza attık. İnanılmaz başarılar elde ettik.

Birinci yüzyıla girerken yorgun ve bitkindik ama inançlıydık. İkinci yüzyıla girerken çok daha güçlü ve iddialıyız.

Bu yüzyıl bizim yüzyılımız olacak.
Olmalı da.

Bunu daha önce nasıl başardıysak, yine başarabiliriz...

Peki ama nasıl?

Üreterek, üreterek, daha çok üreterek.

Bu üretim, katma değeri yüksek teknolojik bir ürün şeklinde de olabilir, akıllı tarımın bir ürünü ya da turizmde olduğu gibi bir hizmet de olabilir.

Kaliteli ve yüksek katma değerli ürün ve hizmetler, o işe gönül vermiş her kademedeki donanımlı iş gücüyle gerçekleşir.

Eğitimdeki yeni hedefimiz bu olmalı ve bu yöndeki çabalara milletçe destek olmalıyız.

Çocuklarımıza soracağımız ilk soru, diploması değil mesleği olmalı.

Gençlerimiz ülkesiyle, milletiyle, ailesiyle, kentiyle, köyüyle, çevresiyle olduğu kadar mesleğiyle de gurur duymalı, yapacağı işi en iyi şekilde yapmaya odaklanmalıdır.

Her meslek önemlidir, onurludur ve zincirin olmazsa olmaz halkalarından biridir.

Çocuklarımızı ilgi, yetenek ve hayalleri doğrultusunda en iyi şekilde yetiştirmek, biz yetişkinler için en önemli vatandaşlık görevi olmalıdır.

Mesleki eğitimde çığır açmak için başka ülke modelleri aramaya hiç ama hiç gerek yok.

Binlerce yıllık devlet geleneğimizde bunun en güzel örneklerini görmemiz mümkün.

Mesleki eğitim ve onun kazandıracağı altın bilezik, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras olacaktır...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)