Eğitimde köklü değişimlerden söz ediliyor. Bu süreçte öğretmen, öğrenci, veli ve kuruculardan serviscilere, idari personelden ücretli öğretmenlere kadar eğitimin diğer paydaşları da yeterince dinlendi mi, dinlenecek mi, her mahallede herkesin gideceği okullar olacak mı?
Velilerden en az yarısı, evinin yakında gidecek okul bulamadığı için çocuğunu özele göndermek zorunda kalıyor ve artık bu yükün altından kalkamıyor!
Uzaklara girip mağdur olmasınlar diye her kente hatta her ilçeye üniversite, fakülte ya da en azından bir yüksekokul açarken, mini minnacık öğrenciler için neden her yerleşim birimine herkesin gönül rahatlığı ile çocuğunu göndereceği okullar açımıyoruz?
“En iyi okul, en yakın okul” diyenlerdeniz.
Özellikle de temel eğitimde.
Ama eğer yakın çevrenizde gidecek bir anaokulu, ilkokul, ortaokul ya da lise bulamıyorsanız işte o zaman eyvah, eyvah.
Eskiden mahalle okulları vardı.
Pek çoğumuz o okullarda öğrenim gördük.
Şimdi ara ki bulasınız.
Ne lise kaldı ne de gönül rahatlığı ile göndereceğiniz başka bir okul ama artık her köşede bir özel okul var.
Peki eski devlet okulları kalitesinde mi ya da eski kolejler ayarında mı?
Evet demek mümkün değil...
Bu konuda da ciddi bir erozyon yaşandı ve özel okullardan pek çoğu hakkında “oyalama merkezi” algısı oluştu.
Böylesi bir algıyı, kökü bir geleneği olan ya da bu işi ciddiye alan özel öğretim kurumları hiç hak etmiyor.
Bu yüzden hepsini aynı kefeye koymak, hepsine aynı gözle bakmak hiç doğru değil.
Müthiş bir istihdam yaratıyorlar ama geldikleri nokta “çalışan memnuniyeti”nin giderek azaldığı yönünde.
Eğitimin genelinde olduğu gibi özel öğretim kurumları konusunda da ciddi bir sıkıntı olduğu kesin.
“O onların sorunu, önemli olan devlet okulları” demek, konuya şaşı bakmaktır.
En iyi okulun, en yakındaki okul olduğu mantığından hareketle, ikamete dayalı kayıt sisteminin içini dolduracak şekilde adımlar atılırsa, ileriye yönelik en doğru atılmış olacaktır.
Bakalım yeni düzenlemeler bu konuda yaraya merhem mi olacak yoksa yarayı daha da mı derinleştirecek hep birlikte göreceğiz...
