Üniversiteyi kazananlar açıklandı. Hayalindeki fakülteye girenleri canı gönülden kutluyoruz. Bu sevinçleri, umarız yaşamları boyunca devam eder. Puan barajı kaldırıldı, kontenjanlar şişirildi ve ÖSYM Başkanı “doldurduk” diye seviniyor!..
Görünen o ki sıralamalarda yukarı yönde epeyce bir kayma var.
“Sıralamam 6700, gelen okul 24 bin. Arada 10 bin 15 bin ilk bölümler vardı, bana bu nasıl geliyor? Nereye itiraz edeceğim? Yardımcı olun lütfen..” yönünde yakınmalar söz konusu.
Bir yanlışlık söz konusu olabilir mi?
Hiç sanmıyoruz.
Başvuran aday sayısında rekor kırılmıştı.
Belli ki puan ve sıralamalar da tavan yapmış.
Bu arada daha önce hiç dolmayan bölümler de, puan barajının 0.5’e inmesi nedeniyle tıka basa dolmuş.
ÖSYM ve YÖK’ün amacı gençleri geleceğe hazırlamak ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu kalifiye insan gücünü yetiştirmek miydi, yoksa hiç bir plana, programa dayanmadan şişirilen kontenjanları doldurmak mıydı pek anlayamadık.
ÖSYM Başkanı yüzde 99 doluluk oranı var diye seviniyor.
. Bakalım ne kadarı kazandığı bölümden memnun olacak,
. Ne kadarı kayıt yaptıracak,
. Ne kadarı yurtlarda yer bulacak,
. Ne kadarı burs almaya hak kazanacak,
. Ne kadarı gelecek yıl tekrar sınava erecek,
. Ne kadarı mezun olacak?
. En önemlisi de ne kadarı mezun olduğunda öğrenim gördüğü alanda iş bulacak?
Günü kurtardık diyelim peki ya yarınlar?
Umarız, milyonları bulan işsiz üniversiteli kervanına yenileri eklenmez?..
Üniversiteli olmak, elbette olmamaktan daha iyidir ama harcanan emeğe, zamana ve paraya da değmelidir.
Bu arada, kazanamayanlar hemen teslim bayrağı çekmemeli.
Kontenjanlar her ne kadar dolsa da kayıt yaptırmayan çok olacaktır.
Ek yerleştirmede 100 bine yakın ek kontenjan olursa hiç şaşırtıcı gelmemeli.
“Tamam, ben bu yıl için sınav defterini kapattım” diyenler ise eğer hala üniversite hayali kuruyorlarsa, bugünden tezi yok, hemen bir yol hatırası çizip, hazırlıklara başlamalılar...
Öyle ya da böyle bir sınav maratonu daha sona erdi.
Nasıl ki kazananlar için bundan sonra her şey güllük gülistanlık olmayacaksa, kazanamayanlar için de dünyanın sonu değildir.
Önemli olan yaşam sevinciniz, heyecanınız, hayalleriniz ve özgüveninizdir. Onları örselemeyin yeter, su akıp yolunu bulacaktır...
