Eksik ya da yanlış olan ne?
İşverenlerin üniversite mezunlarından beklentileri ile onlara yön veren YÖK’ün, onları seçen ÖSYM’nin ve onları mezun eden yükseköğretim kurumlarının beklentileri hiçbir zaman örtüşmedi.
İşverenler yaratıcı ve farkındalık yaratan öz güvenli, girişimci, donanımlı, tuttuğunu koparan gençler istedikçe, sistem onları köreltti, istedikleri alanlardan çok istemedikleri alanlara yöneltti ve en önemlisi de işverenlerin gözünde değersizleştirdi.
Devlete gelince, anayasal görevleri nedeniyle iyi bir yurttaş, mutlu bir öğrencilik ve en önemlisi de geleceğimizi emanet edeceğimiz donanımlı ve sorumluluk sahibi gençler yetiştirmek istiyor, bütçeden en büyük payı ona ayırıyor.
O da doğru olanı yaptığını sanıyor ama diğer paydaşlar gibi tüm kişi ve kurumlarıyla kendisi de sonuçtan hiç memnun değil.
Öğrenci ve ailelere baktığınızda her iki kesimin de hayalleriyle, yaşadıkları ve geldikleri nokta çok büyük ölçüde örtüşmüyor.
Derin hayal kırıklıkları yaşanıyor.
Bir kez daha soruyoruz:
Peki, o zaman nerede hata yapıyoruz?..
Bu sorunun cevabını bulmayı, kendimiz değil de, başkalarına havale ettiğimiz sürece patinaj yapmaya devam edeceğiz.
Eğitimin ve eğitimli kişilerin önemine gerçekten inanıyorsak, hak ettikleri önemi vermekle işe başlayabiliriz…
