Yüzbinlerce öğretmen atama takvimi ve kontenjan bekliyor. Mülakat konusundaki belirsizlik ise hala netleşmiş değil. Yıllardır sözü edilen Öğretmen Akademisi de konuşuluyor olmanın ötesine geçemedi!
Ankara’dan gelen bilgiler, MEB’in mülakat konusundaki inadı tüm gelişmelere rağmen hâlâ devam ediyor.
Atama takviminin gecikmesi de muhtemelen o yüzden.
“100. Yılda 100 bin atama” konusunda da karar verici konumda olan da MEB'den çok Maliye Bakanlığı.
Ne kadar kadro verilirse ona razı olacaklar gibi görünüyor.
Kadro kadar önemli olan hatta daha çok iz bırakacak olan konu ise alınan kadronun branşlara göre dağılımı olacak.
Yine belli branşlar ihya edilirken diğerleri göz ardı edilmeye devam mı edecek yoksa dengeli ve adil bir dağılım mı olacak hep birlikte göreceğiz.
Öğretmene saygı, çocuğumuza, geleceğe ve en önemlisi de bizi biz yapan değerlere saygıdır.
Ne olur bu konuda kusur etmeyelim.
Öğretmenlerimizi kırmayalım.
Onların mutlu değilse, bundan öğrenciler, aileleri ve ülkemizin etkilenmemesi mümkün değil. Atılan her adımda diğer ayrıntıların yanında bu da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Yeni müfredat programı yeni açılımlar getiriliyor. Örneğin çoklu yabancı dil! Doğru bir karar ve bakalım atamalara ne kadar yansıyacak?..
Tematik mesleki eğitimi geleceğin olmazsa olmazı olarak görüyorsak bu konudaki samimiyetimizi de göstermemiz gerekiyor.
Yılan hikayesine dönen Öğretmen Akademisi konusunda ise çerçeve iyi çizilmeli.
MEB, öğretmen yetirme sistemini tümüyle mi YÖK’ten almak istiyor yoksa eğitim fakültesi mezunlarını alıp Öğretmen Akademisi’nde ikinci bir eğitimden mi geçirmek düşüncesi içerisinde?
Bu konuda daha şeffaf olmak zorunda.
Üzerinde yeterince tartışılmadan, pilot uygulama denenmeden atılacak her adım, sistemin kalıcılığını riske soracaktır!..
En önemlisi de aidiyet duygusunu pekiştirmek istiyorsak, öğretmenlerimizin, öğrencilerimizinin, velilerimizin ve eğitimin diğer paydaşlarının sorunlarına sahip çıkmamız ve bu sorunların en kısa sürede çözümleri konusunda ciddi anlamda bir ortak hareket başlatılmalı.
Bu o kadar zor mu?
Zor hem de çok zor ama imkansız değil.
Yeter ki inanalım, isteyelim ve eleştiriye değil çözüme odaklanalım…
