adscode
adscode

Bakan Avcı Gündemdeki Soruları Yanıtladı

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Arnavutköy Şehit Çavuş Selçuk Gürdal Yatılı Bölge Okulu´nda düzenlenen karne dağıtım töreninin ardından NTV’nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Avcı Gündemdeki Soruları Yanıtladı
Eğitim
Bakan Avcı ile 24 Ocak 2014 Cuma günü gerçekleştirilen "Özel Röportaj"ın deşifresi şöyle:
 
SUNUCU: 17 milyon öğrenci bugün karne alıyor, Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı da şu an yanımızda. Kendisi karneleri eliyle dağıttı.
Efendim, öncelikle hoş geldiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Hoş bulduk, merhaba. 

SUNUCU- Şundan başlamak istiyorum: Tabii ki bugün karne günü. Öğrencilere ve velilere, düşük not alan öğrenciler için neler tavsiye edeceksiniz? Çünkü yanınızdaki Gözde’yle az önce röportaj yaptık kendisiyle, maalesef notları pekiyi gelmemiş, ağlıyordu kendisi. Neler söyleyeceksiniz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Hiç bunlarda üzülecek bir şey yok bir kere, benim de çok, uuu ne zayıf karnelerim vardı benim. Daha sonra ikinci sömestrde bunlar düzeltilir, tamam mı? Hiç üzülecek bir şey yok, bunlar nihai notlar değil. Tamam, bu sömestr böyle olmuş olabilir, önümüzdeki sömestr biraz daha çalışırız, bunların hepsi düzelir. Karnem zayıf diye de böyle sömestr tatilinde sadece derslerle meşgul olmak da yok, sen de bütün arkadaşların gibi güzel güzel dinleneceksin, bütün öğrencilerimiz dinlenecekler, imkanlar el verdiği ölçüde gezecekler, anneler babalar da rica ediyoruz, çocuklarının notlarını böyle çok fazla problem etmesinler.
Benim Twitter hesabım yok, ama birisi, benim eski öğrencilerimden biri olduğunu zannediyorum, birisi benim adıma sahte bir tweet hesabı açmış. Geçen sene bu zamanlar karne dağıtımı sırasında bir tweet atmış. Benim tweet’im değil ama çok hoşuma gitti. Diyor ki; veliler, çocuklarınızın karneleriyle uğraşmayın, hepinizin karneleri Millî Eğitim arşivinde var, biz de sizin karnelerinizi çıkartırız. Şimdi tabii güzel bir espri, lütfen velilerimiz bizi kendi karnelerini araştırmak zorunda bırakmasınlar. Millî Eğitim Bakanlığı olarak da bizim karnemiz hep pekiyi değil ki, bizim de orta notlarımız var, belki iyi yapamadığımız işler var, biz de ikinci sömestrde onları düzelteceğiz. Bizim de karnemizde öyle şeyler var Gözde.

SUNUCU: Gündemle ilgili sorularımız olacak, en önemli gündem maddesi SBS sınavı. CHP’nin başvurusuyla…

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Kaldırılan SBS.

SUNUCU- Kaldırılan SBS, evet. Siz dediniz ki; herhangi bir sorun yaşanmayacak, hiçbir öğrencimiz mağdur olmayacak. Üst mahkemeye başvurmuştunuz, eğer onarsa yol haritanız ne olacak?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Şimdi bakın, önce ama işin esasını vatandaşlarımız bilsinler, öğrencilerimiz bilsinler, velilerimiz bilsinler, birçoğu biliyor ama SBS’ye girmiş olan çocuklarımız ve velileri biliyorlar ama genel kamuoyunda Millî Eğitim Bakanlığı böyle bir türlü doğru dürüst sınav yapamayan bir kurum falan gibi takdim edilmeye çalışılıyor, bu da onun araçlarından biri olarak kullanılıyor, onun için bu konuyu bilmelerinde yarar var. Sorun şuydu: Geçen yıl son defa yapılan SBS sınavında 1 milyon 112 bin çocuğumuz sınava girdi, bunlardan 718 çocuğumuz aslında Fransızca ve Almanca’dan sınava girdikleri halde İngilizce anahtarıyla değerlendirilmişler, olacak hata değil, yani o bizim hatamız. Biz hemen o gün bunu fark ettik, Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu fark edildi ve o gün hemen tekrar o çocukların kağıtları kendi ana dil, yani girdikleri yabancı dile göre okundu, hesaplandı ve sisteme yerleştirildi. O gün akşam saat 17:00 itibariyle bu sorun çözülmüş oldu. Buna rağmen Temmuz ayında bu konuda bir dava açıldı Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden biri bunu dava konusu yaptı. O gün bana sordular, böyle bir dava açılıyor ne dersiniz diye. Ben o zaman dedim ki; tamam, mahkeme ne karar verir bir bakalım, biz gerekeni değerlendiririz. Fakat mahkeme bakın Temmuz geçti, Ağustos geçti, Eylül geçti, Ekim geçti, Kasım geçti, Aralık geçti, Ocak’ın 15’ine geldik, yani 1 hafta önce, 10 gün önce ve mahkeme yürütmeyi durdurma; neyi durduruyorsun, neyi durduruyorsun? Okullar açılmış, çocuklar okullara kaydolmuş, birinci yazılılar yapılmış, ikinci yazılılar bizim kontrollü yazılılarımız yapılmış, sömestrın sonuna gelmiş, 15 Ocak olmuş, işin üzerinden 6 ay geçmiş ve çocuklar sömestr tatiline hazırlanıyorlar, sen kalkıyorsun çok acil yürütmeyi durdurma kararı alıyorsun. Tamam, biz şimdi itirazımızı yaptık bir üst mahkemeye, Ankara Bölge İdare Mahkemesine. Şimdi yürütmeyi durdurma kararı gerçekten idarenin işlemi, hani ileride telafi edilemeyecek zararlara yol açar, dolayısıyla bir an önce durdurulsun düşüncesiyle verilir. Peki, madem mahkemenin böyle bir kanaati vardı, niye Temmuz’da açılan davayı Ağustos’ta sonuçlandırmıyorsun, Eylül’de sonuçlandırmıyorsun, bekliyorsun bekliyorsun bekliyorsun, her şey olmuş bitmiş, sınavlar yapılmış ve sen şimdi sömestre 10 gün kala iptal davası açıyorsun ve bunu davul çalarak bütün o 1 milyon 112 bin çocuğu ve ailesini, acaba ne olacak, biz kazandığımız hakları… Hayır, hiçbir çocuğumuz mağdur olmayacak, çocuklarımız kazandıkları okullarda okumaya devam edecekler. Hiçbir tek çocuğumuz bile senin puanın buraya yetmiyordu, seni oradan alıyoruz şuraya; böyle bir şey söz konusu değil, bütün çocuklarımız kazandıkları yerlerde eğitimlerine devam edecekler. 

SUNUCU:  Peki puanı yüksek olanlar, yeniden puanlama yapılacak mı?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Şimdi on binde 1 ihtimalle bir çocuğun, yani aldığı puan diyelim 100 ise 100,1 olmuyor, 100,01 olmuyor, 100,001 olmuyor, ta dördüncü basamakta bir oynama, çok küçük bir oynama olabilir, o da okullar arası geçişlerde etkili olabilecek bir rakam değil, yani o seviye tutturma. Dolayısıyla hiçbir çocuğumuzun ha milyonda 1 ihtimal diyelim. Kaldı ki bakın bu notlarla çocuklarımız üç defa kayıt yaptırdılar. Yani, birinci kayıtta tutmadı diyelim aldığı puan istediği okula girmeye, ikinci kayıtta yedekten girmiş olabilir, üçüncü kayıtta yedekten girmiş olabilir. Yani, zaten bu on binde 1, yani virgülden sonraki 4. basamaktaki puan artışını bile yedekle zaten yerine getirmiş olduk. Mahkeme bunların hepsini değerlendirir, biz de sonucunu ilan ederiz, ama dediğim gibi aşağıya doğru kesinlikle hiçbir çocuğumuzu mağdur etmeyiz, bunlar kazanılmış haktır, çocuklarımız için kazanılmış haktır. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilin açtığı dava sonucunda hiçbir çocuğumuzun bir alt okula, bir başka okula istemediği bir okula gönderilmesine müsaade etmeyiz.
 
SUNUCU: Yüksek gelirse ama ek kontenjan açılır mı?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Zaten var bunlar ek kontenjanlar açıldı yedeklerde, bunların çoğu yedeklerden zaten yani çoğu değil yedeklerden bunlar girildi, ama diyelim ki, çok küçük minimal bir şey söyleyeyim, biz onu zaten mahkeme sonucu ne olursa olsun yaparız, yani hiç onda kimsenin endişesi olmasın, ama hiçbir çocuğumuzu mağdur etmeyiz, onu da açıkça bir kere daha söyleyeyim. Çünkü bu çocuklar ve aileleri tedirgin edilmek isteniyor, kaos filan duygusu uyandırılmak isteniyor asıl amaç odur. Velilerimiz, çocuklarımız, öğretmenlerimiz biliyor meseleyi, bu şeye gelmesinler. Yalnız bu vesileyle ben bir konuda bir düzeltmeyi özellikle yapmak istiyorum. Bakın son günlerde tıpkı bu SBS sınavının iptali üzerinden oluşturulmak istenen kaos havası gibi bir başka konuda da yine bir dezenformasyon yapılıyor, o da Balıkesir’de bir öğretmenin KPSS’si olmaksızın, KPSS sınavına girmeksizin açıktan benim tarafımdan atandığına dair bir haber ve onun üzerine oturtulan bir kampanya. Şimdi bakın olayın esası şudur: Bu öğretmenimiz 1994 yılında, yani ortada henüz KPSS falan yokken yaklaşık 20 yıl önce 94 yılında öğretmenliğe başlamış, o günkü mevzuat gereğince yapılması gerekenleri yerine getirmiş ve 94 yılında öğretmen olmuş. 97 yılına kadar 3 yıl öğretmenlik yapmış Yalova’da ve Bingöl’de öğretmenlik yapmış, yani asaleti tasdik edilmiş. Sonra 97 yılında istifa etmiş, ayrılmış öğretmenlikten kendi isteğiyle. Şimdi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu diyor ki, bir memur görevinden istifa ederse tekrar geri dönmek istediğinde dönebilir. 2012 yılı Ocak ayında yani iki sene önce, 2012 Ocak Ayında yani ben henüz Bakan olmadan 1 yıl önce, bu arkadaşımız müracaat etmiş ben görevime geri dönmek istiyorum diye, o zamanki Millî Eğitim Bakanımız Ömer Bey de yasalara çok uygun olarak, 657 sayılı yasaya uygun olarak öğretmen atama ve yerleştirme yönetmeliğimizin ilgili maddesine uygun olarak kendisini tekrar öğretmenliğe atamış, bu çok yasal bir şey. Dolayısıyla, şimdi bekleyen tabi KPSS girmiş, Şubat ayında atama bekleyen Temmuz’da diyelim atamaya müracaat eden adaylar var. Bunları tahrik etmek bunları bakın siz bekliyorsunuz ama Bakan KPSS’si olmayan birtakım adamları öğretmen olarak atıyor, bu çok ayıp bir şey.

SUNUCU: Efendim, dershaneleri sormak istiyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Şimdi dershaneler bakın ben ilkesel olarak bir gün bir konuda konuşurken, başka konularla gölgelenmesini pek şey yapmıyorum. Dershaneler konusunu yaptığımız hazırlıklar bitti, o Başbakanımızın önünde inşallah önümüzdeki günlerde imzalar tamamlanmış olur ve Meclis’e intikal eder.

SUNUCU: Bir önerisi oldu mu size bununla ilgili olarak?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Çok önerisi oldu tabi yani Sayın Başbakanın da, diğer bakan arkadaşlarımızın da başta Maliye Bakanımız olmak üzere, Kalkınma Bakanımızın da, bütün bakanlarımızın, bakanlarımızın Millî Eğitim çünkü bütün toplumu ilgilendiren bir konu olduğu için her bakanlığın bir şekilde ilgileneceği bir bölümü oluyor bu işlerin. Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesinin bir yararı da bu zaten, bunlar orada not ediliyor ve ona göre düzenlemeler yapılıyor, ama Başbakanımızın bence en şey bizim açımızdan sevindirici müdahalesi ana sınıflarının da destek kapsamına alınmış olması oldu, bu bizi Millî Eğitim olarak gerçekten mutlu etti.

SUNUCU: Onu sormak istiyordum ama teşvik paketini merak ediyor kamuoyu?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Şimdi onunla ilgili zaten teşvik yönetmeliklerle düzenlenecek, yani ilkesel olarak kanunda teşvik yapılabilirlik maddesi konduktan sonra bu teşvikin yıllara göre nasıl çünkü yıllara göre değişecek, bölgelere göre değişebilir, okul kademesine göre ana sınıfı ayrı, ilkokul ayrı, ortaokul ayrı, lise ayrı o dolayısıyla, onlar yönetmelik içinde çeşitlendirilerek tarif edilecek.
SUNUCU: Gelelim üniversite sınav sistemine, en çok merak edilen konulardan biri de bu Amerikan sistemi üzerinde çalışıldığı üzerinde söyleniyor ama…
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Evet, bunu da sorduğunuz çok iyi oldu, şimdi bakın ben o konuda efendim biz çalışıyoruz zaten bu konu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu tarafından Millî Eğitim Bakanlığı’na ve YÖK’e ve ÖSYM’ye ve TÜBİTAK’a birlikte çalışarak bunu düzenlemeleri konusunda bir karar var, o karar çerçevesinde de biz çalışıyoruz. Ama böyle Amerikan sistemi, Kazak sistemi filan gibi bunlar bize ait sözler değil. Şimdi tabi biz konunun boyutlarını tartışırken, konuşurken zaman zaman şöyle sözler çıkıyor söyleniyor: Efendim diyelim çocuklarımızın lisedeki çocukların sadece ders başarılarını değil, ders dışı başarılarını da hesaba katan birtakım şeyler yapmak gerekir. Mesela işte spordaki başarıları, sanatsal başarıları, kültürel başarıları gibi bunlar da üniversiteye yerleştirme kriterleri içinde belli bir ağırlıkta değerlendirilsin. Mesela filan ülkede olduğu gibi diyorsunuz, hemen arkasından işte filan ülke modeli geliyor diye bir şey çıkıyor yok böyle bir şey. Amerikan modeli, Finlandiya modeli, Kazak modeli böyle bir şey yok. Türkiye kendi deneyimi Millî Eğitim Bakanlığı olsun, YÖK olsun, ÖSYM olsun ciddi bir kurumsal hafızaya sahip, Türkiye’nin bu konuda ciddi bir birikimi var. Bu birikimin tabi dünya örneklerini de şüphesiz inceliyoruz, incelememiz de gerekir. Onları da göz önüne alarak Türkiye’nin koşullarını, geçmişini, nüfus perspektifini, önümüzdeki yıllarda hangi alanda ne kadar, neye ihtiyaç olacağını, ne kadar lise mezununun nerelere yönel bütün bu parametreleri bir araya getirerek bir düzen, yeni düzenleme yapmaya çalışıyoruz. Bunu lütfen öyle popülist bir şeyle işte Amerika’dan mesela, Amerika’ya gitmiş bir heyet bizden efendim orada bir model bulmuş, böyle bir şey yok.
SUNUCU: Peki, ne zamana yetişir efendim bu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Şimdi bu çalışmalar herhalde bu yıl içerisinde tamamlanır ama bu yeni yapılacak düzenlemelerin sonuç vermesi 2–3 yılı bulur.
SUNUCU: Sayın Bakan, son sorumuz şu olacak: Siz iletişim Profesörüsünüz son günlerde Meclis’e baktığımız zaman milletvekilleri arasında ki iletişim kanallarının biraz kapalı olduğunu görüyoruz, dün de olaylar yaşanmıştı, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Ben şimdi genellikle Millî Eğitim’e bakmaya çalışıyorum, ama tabi bir milletvekili olarak da tartışma üslubu ve yaşananlar, bu son örnekler doğrusu beni de üzüyor doğru değil bunlar, Meclis’e yakışmıyor, ama ben size başka güzel bir örnek vereyim. Bakın evvelki hafta benim eski Başkanı da olduğum Millî Eğitim Gençlik Spor Kültür Komisyonu Meclis’te bir yasa teklifini görüştü. Eskişehir biliyorsunuz 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentiydi ve 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle ajans bunun için kurulan ajansın yasal süresi bitiyordu, ama bitmemiş işlerimiz var Eskişehir’de. Kalıcı eserlerin renovasyonu, restorasyonu filan bunlar devam ediyor, bunun için vakte ihtiyacımız vardı ve ajansın çalışma süresinin 6 ay uzatılması gerekiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Millî Eğitim Gençlik Spor ve Kültür Komisyonu oy birliğiyle bu yasayı ona şey yaptı, kabul etti yasanın genel kurula indirilmesini kabul etti, oy birliğiyle kabul etti ve Türkiye Büyük Büyük Millet Meclisi tarihinde pek az görülen bir örnektir. Bugün Komisyonda görüşüldü, ertesi gün oy birliğiyle kabul edildi, kimse muhalefet şerhi yazmadı. Ertesi gün de Genel Kurul’da ertesi gün 24 saat sonra Genel Kurul’da yine oy birliğiyle geçti, mesela bu vesileyle güzel bir örnek oldu. Hem Millî Eğitim Komisyonu üyesi Başkan ve üyesi arkadaşlarımıza bütün partilerden, hem de Genel Kuruldaki görüşmelerde desteğini esirgemeyen yine bütün partilerden başkan vekillerine ve milletvekillerine çok teşekkür ediyorum. Yani hep kavgayı, gürültüyü görmeyelim evet onlar da oluyor, ama iyi çok iyi örneklerde var bu da onlardan bir tanesi. Biz zaman zaman işin dozunu bazen kaçırdığımız oluyor doğru, bazen çok fazla kaçırdığımız oluyor, ama iyi örneklerimizde var. Meclis’in ve siyasetin mehabetini denir ya eski deyimle, gölgelememiz gerekir hep birlikte.
SUNUCU: Efendim, çok teşekkür ederiz katıldığınız için.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: Ben çok teşekkür ederim.
SUNUCU:  Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı katıldı programımıza, kendisiyle birlikte tabi ki karne gününü konuştuk ve son gelişmeleri değerlendirdik.turkiyeegitim

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)