Boş kontenjanlara sevinelim mi?

Bu boşalan yerlere sanmayın ki, hiç bir yeri kazananlar girecek! Tam tersi bir durum söz konusu...

TEOG sisteminin iyi işlemediğini, nihayet MEB'in kendisi de kabul etti. Velilere eziyet çektirdiklerinin de farkına vardılar. 

Peki bundan sonra, sistem tıkır tıkır işlemeye başlar, şikayetler de azalır mı? Keşke evet diyebilseydik. Ama eziyet de, şikayet de giderek artarsa, hiç şaşırtıc olmaz...

Peki şimdi ne olacak?

Boşalan kontenjanlara dikkat ederseniz genelde hep yüksek puanlı okullarda. Yani özel okullara, özellikle de yabancı liselere giden öğrencilerin boşalttığı kontenjanlar. Alt puanlara inildiğinde o kadar boşluk yok. Ama bir süre sonra onlarda da olacak.

Örneğin Alman'ı, Avusturya'yı kazanan öğrenciler Kabataş'a, İstanbul Erkek'e yöneldi. Oraları boşalttı. Peki Galatasaray, Kadiköy Anadolu. Kabataş'taki boşluklar niye? İşte onlardan da Robert'e, Üsküdar Amerikan'a, Alman'a gidenler oldu.

Peki şimdi GS'ya kim gelecek? Kabataş, İstanbul Erkek, Üsküdar Amerikan  ve diğer yüksek puanlı liselerden tırmanış olacak ve bu süreç okullar açılıncaya kadar devam edecek. Yani bir yer dolarken, diğeri boşalacak, tam orası doldu derken de diğer taraf boşalacak...

Bu sinir bozucu toblo, en altlarda da devam edecek, istemedikleri okullara yönlendirilen öğrencilerin boşalttığı kontenjanlara, yine başka yerlerden öğrenciler gelecek ama bu kez de onların boşalttığı okullar için öğrenci haretketliliği yaşanacak, biri sevinirken öteki üzülecek. Girilen okullara sevinmekten çok, kaçırılan okulların yası tutulacak.

Sonuç olarak, her şeye rağmen olup bitenlerii yakından izlemekte yarar var.Yoksa ileride kızgınlıkların ötesinde, büyük pişmanlıklar yaşanabilir...