adscode
adscode

'Bu dikkatsizliklerle kaybettiğimiz son tarih olsun'

Geçtiğimiz günlerde Galatasaray Üniversitesi'nde çıkan yangın üniversitenin öğrencilerini de derinden sarstı. İşte bir Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Damla Asena Daloğlu'nun feryadı;

'Bu dikkatsizliklerle kaybettiğimiz son tarih olsun'

"Ne yazsam. Nereden başlasam…Bilmiyorum. Bugün biraz daha sakinleştim, ama dün; sanki etimden et kopuyor. Kulaklarımda çıtırdıyor alev alan tahtalar birer birer. Sanki ben açılmışım İstanbul’un kucağına uzaktan izliyorum, sanki o çok sevdiğimiz ağacın altında, tek yürek olmuşuz, sanki Ganj nehrine bıraktıkları gibi Hintlilerin alev alev sevdiklerini, Boğaz’a vermişiz binayı. Sanki ben kucaklamışım, sıkı sıkıya; çekiştiriyorlar elimden almak için, ve… sanki başarıyorlar. Halbuki ben binlerce kilometre uzakta aslında önümde bir ekran, elimde bir telefon, orda olsam gözümden akan yaşlar söndürürdü belki. Birkaç fotoğraftan, yorumdan başka bir şey yok. Ama şimdi anlıyorum ölüleri yakmanın mantığını, beden hiçliğe dönerken ruh evrene karışıyor. Koskoca bir bina hiçliğe dönerken tarih dalga dalga yükseliyor, uzaklara, çok uzaklara doğru. İnsanoğlunun gücü bütünü parçalamaya yetiyor, kolaysa şimdi parçaları toplayalım oradan buradan, uzak diyarlardan, birleştirip koyalım, bir ruh edecek mi? Bir tarih edecek mi onların toplamı? 
Ben insanın bir ruhu olduğuna inanmam. Ama bir nedenden nesneler konuşur bana, yosun tutmuş taşlar, binalar, tozlu köşeler, üzerinde su izleriyle duvar süslemeleri konuşur. Hatta görürüm de oradaki kalabalığı, aslında her şey ve herkes kostümleri, ellerinde replikleri yazılı metinleri orada sonsuzca bir hayat sürerler. Ben insanın bir ruhu olduğuna inanmam; ama bir nedenden diğer her şeyin bir ruhu vardır sanki benim için. 
O binayı her gün gördüm ben, daha o şehirde bile değildim. Sonra her gün hiç durmadan sevdim onu, abartısızca bir gün dahi şikâyet etmediğim, pişman olmadığım bir şey varsa o okul oldu herhalde. O okulu ben öyle sevdim ki, yolunu da sevdim, İstanbul’unu da. Bir gün mesela Çırağan Caddesi’ndeki ağaçların hepsine tek tek dokundum, sevdim onları, okulun yolunda böyle kaç insan ömrü kadar büyükler... Aşk bu ya, okulda olmayı evde olmaya tercih ettirdi Galatasaray mesela. Sabah kimsecikler yokken de gittim, bir dolunay gecesi çıktığım da oldu. 
Biliyorum. Okulun tamamına bir şey olmadı ya. Ama algı öyle bir şey ki bilinçle sırt sırta yaşar. Şimdi istediği kadar yapılsın o bina, ben istediğim kadar arkamı döneyim mesela, o binaya hiç bakmayayım. Nasıl biliyorduysam günlük güneşlik bir günde ben sahilde çay içerken mesela, o salon, o avizeler orada, bundan sonra da bileceğim ki eskisi gibi değil. 
Cana gelmesin diyorlar, gelmesin tabii; ama geliyor işte; o bina bizim canımızdı. Zaten şeylere değer katan ne duvarlarıdır ne döşemeleri ne de avizeleri. Göz biçer o değeri, emek biçer, zaman sonra, sözcükler, yankılar… Başlamayı adam gibi beceremediğim gibi bitirmeyi de beceremiyorum. Yalnızca şunu biliyorum. Canım acıyor. 
Saray binası çığlık çığlığa kulaklarıma doluyor."
Damla Asena Daloğlu




www.egitimajansi.com


 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)