adscode
adscode

DPÜ'de Madenin Zaferi Anlatıldı

Madenin Zaferi Paneli Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda iki oturum halinde yapıldı.

DPÜ'de Madenin Zaferi Anlatıldı
Üniversite

Panelin açış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı ve Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kaan Eraslan, Proje kapsamında Kütahya, Afyon, Manisa, Uşak illerinin madencilik potansiyelleri ve bunların gelecek öngörülerimizi içeren bir rapor hazırlamakla yola çıktıklarını belirterek, destek olan kuruluşlara desteklerinden dolayı teşekkür etti.

CARİ AÇIK PROBLEMİNİN KAYNAĞI, ENERJİ GİDERLERİ

Panelin birinci oturumunda panel başkanı DPÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Göktay Ediz “ Madenlerimiz temel sanayinin ana girdilerini sağlayan, kaynak ve istihdam yaratan önemli zenginliklerimizdir.   Buna karşı ülkemizde madencilik sektörü sahip olunan potansiyeller ve hatta son yıllardaki başarılı çalışmalar dikkate alınsa dahi henüz arzu edilen noktaya gelmemiştir.  Bu sonuç, madencilikte başarılı ülkelerin rakamlarıyla karşılaştırıldığında çok daha açık olarak görülmektedir.” dedi.  

Türkiye’nin maden ihracatının 2010 yılı itibariyle 3.6 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Ediz, aynı dönem içinde Türkiye’nin ithal ve doğalgaza yaklaşık 38.5 milyar dolar, kömüre 3.5 milyar dolar, altına 7 milyar dolar, bakıra 4 milyar dolar, hurda demire 9 milyar dolar olmak üzere toplamda 70 milyar dolar maden ithalatı yapıldığını belirtti.

İhraç edilen maden rakamının bu rakamlar karşısında küçük kaldığını ifade eden Prof.Dr. Ediz, bunun da yapılacak çok şeyin olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.

Günümüzde ekonomide çok konuşulan konu olan cari açık meselesinin de kaynağının maden ithali olduğunun altını çizen Prof.Dr. Göktay Ediz şunları söyledi: “Bugün ekonomide konuştuğumuz ve sıkıntılı bir durum olan cari açık probleminin de esas sebebi özellikle enerji hammadde giderleri olmaktadır. “

Prof.Dr. Ediz, tüm madencilik camiasına yer altı zenginliklerimizin daha iyi değerlendirilmesi yeni yatırımlarla daha fazla katma değer yaratması, istihdam sağlaması için çok önemli görevler düştüğünü sözlerine ekledi.

Prof.Dr. Göktay Ediz’in konuşmasının ardından Zafer Kalkınma Ajansı (ZEKA)’nın faaliyetleri bir sunum eşliğinde gösterildi.

Zafer Kalkınma Ajansının birçok misyonu üzerine aldığını belirten ZEKA Genel Sekreteri Dr. Yılmaz Özmen, bu misyonun en önemlilerinden birinin bölgenin potansiyelini ortaya çıkarmak, bunları etkin biçimde kullanmak, bölgede kurumlar arasında işbirliği ve iletişim merkezi olmak dedi.  Kurumlar arası işbirliği yapılmasını destekleyeceklerini ifade eden Özmen, bölgenin teknoloji yoğun üretim sistemlerini ve kapasitelerini geliştirme anlamında önümüzdeki günlerde bir Zafer cazibe merkezi  gibi bir merkezin teknoloji yoğun sistemleri araştırma yapılarını, üretim yapılarını bölgemize sunulması için çok önem atfediyoruz. Bunun içinde bir bileşen var ki bölgenin tamamına hitap edecek bir yapı ki o da  bölgesel innovasyon merkezi. Bunun da gerekli kurumsal yapısını kurgulayıp üniversitemizle, sanayicimizle ve diğer kamu kurumlarımızla bu yapıyı, sistemi  hep birlikte bölge için ihtiyaç duyulan gerekli bilgiler üretilmesi , teknolojilerin bölgemize kazandırılması bakımından çalışmalar yapmaya da devam edeceğiz.”

MADENCİLİK, ÜLKELERİN KALKINMASINDA STRATEJİK SEKTÖRLERDEN

TÜPRAG Halkla İlişkiler Müdürü Ahmet Hakan Ünal, madencilikte özel sektör, özel sektörün yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri ve sanayi-üniversite işbirliği konusundaki düşüncelerini dinleyicilerle paylaşarak,  “Madencilik sektörleri  en çok katma değeri ve istihdam oluşturma kapasitesine sahip olan sektör. Bu yüzden vermiş olduğumuz önemin çok daha büyük olması gerekir. Ayrıca ülkelerin kalkınmasında stratejik bir öneme sahip olan öncü sektörlerden geliyor.” dedi.

Madencilik sektörünün ülkenin en ücra köşelerine giderek istihdama ve üretime katkı sağladığını ve göçü önlediğini söyleyen Ünal, madencilikte karşılaştıkları en önemli sorunun her bölgede çalışma şanslarının olmaması, OSB gibi alanlarda madenciliğin çok fazla faaliyet gösterememesini gösterdi.  Ünal, madencilikte karşılaşılan sorunlara değinerek bunlarla ilgili çözüm önerilerini de sıraladı.

Dolaylı vergilerin oranının yüksekliğini vurgulayan Ünal, “Dolaylı vergiler toplam maliyetin içerisinde %63’lük bir paya ulaşmaktadır. Bu oranla diğer ülkelerle rekabet edilmesi mümkün gözükmemektedir. Enerji girdilerinde ÖTV oranlarının düşürülmesi sektörü oldukça rahatlatacaktır” dedi.

Ünal, maden kaynaklarının gelecek kuşakların ihtiyaç duyduğu kaynakların varlığını tehlikeye atmadan korunması gerektiğini sözlerine ekledi.

KÜMAŞ Genel Müdürü Hüseyin Gürcan da, Türkiye’de manyezit rezervlerinin yarısına yakının Kütahya’da bulunduğunu belirterek manyezit madeni, sektörü ve sorunları konusundaki bilgileri dinleyicilerle paylaştı.  Gürcan KÜMAŞ’ın en büyük sorununun elektrik sorunu olduğunu kaydederek 2012’de sona erecek olan elektrik teşvikinin devam etmesini istedi.

Prof.Dr. Cem Şensöğüt’ün oturum başkanlığını yaptığı ikinci oturumda MİGEM Koordinasyon ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Tombul, MİGEM İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Ahmet Alsaç, MTA Maden Etüt ve Arama Daire Başkanı Murat Ovayurt panelist olarak düşüncelerini dile getirdiler.

Prof.Dr. Cem Şensöğüt, Projenin amacına ulaştığında sonuçları alındığında Afyon, Manisa, Kütahya ve Uşak illerinin maden potansiyelleri bir şekilde ortaya konulacağını, yatırımcılara ortam sağlanacağını söyledi. 

MİGEM Koordinasyon ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Tombul, madenin hayatımızın her yerinde yer aldığını kaydederek, bugün uzay çağına ulaşabilmemizin bir yolu da doğal üretme derecemize bağlı, gelişmiş ülkelere baktığımız zaman hepsi doğal kaynaklarını en iyi şekilde kullanan, işleten ülkelerdir, ABD, Kanada, Avustralya gibi ülkeler doğal kaynaklarını en iyi şekilde üretmiş ülkelerdir “ dedi.  Türkiye’nin maden rezervi ve madencilik konusunda bilgiler sunan Tombul’un ardından konuşan Ahmet Alsaç da maden ruhsatları konusunda bilgiler sundu.

Panelist Murat Ovayurt da panelde yaptığı konuşmasında, maden potansiyeli ve aramalar konusuna değinerek, maden potansiyeli bir ülkenin lokomotifi, en önemli kaynağıdır. Ülkenin en önemli yatırım alanı kendi kaynaklarıdır”  dedi.

Türkiye’nin maden rezervleri konusuna bilgiler veren Ovayurt, bor gibi Türkiye’de çok büyük rezervli madenlerimizin çok az olduğunu,  belirterek,  bor harici büyük ve orta rezervlere örnekler verdi, çok çeşitlilik olduğunu ancak Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak oranda olmadığını söyledi.  Bazı madenlerimizin de atıl olduğunu ifade eden Ovayurt, yurt dışından daha ekonomik olduğundan bazı madenleri dışarıdan aldığımızı söyleyerek kriz döneminde onu ikame edecek bir yatırımı yapmazsanız, uluslararası siyaset çok değişken, o zaman çok büyük sıkıntıya düşebilirsiniz.” Şeklinde konuştu.

Panelistler konuşmaların ardından dinleyicilerin sorunlarını da cevapladılar. Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Kaan Erarslan ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ramazan Köse panel sonrası panelistlere birer plaket takdim etti.

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)