Keşke Nobel’i memleketimde alsaydım

Nobel Kimya ödülünü almak için ABD’den İsveç’in başkenti Stockholm’e gelen Türk Prof. Dr. Aziz Sancar, dün Stockholm Bilimsel Akamdemisinde diğer Nobel Ödülü alacak bilim insanlarıyla birlikte düzenlenen basın toplantısına katıldı.


Türk basın mensuplarıyla yaptığı özel görüşmede duygularını dile getiren Sancar, kazandığı Nobel ödülünü “Atatürk’e ve Atatürk’ün arkadaşları ile bütün Cumhuriyet devrimine borçlu olduğunu” vurguladı. Nobel ödülünü kazandığı için kendisi ve ailesi adına sevindiğini, fakat en çok da Türkiye adına mutlu olduğunu kaydetti. Türkiye’de bakkalından Cumhurbaşkanı’na kadar herkesin çok ona büyük ilgi göstermesinin kendisine çok dokunduğunu belirten Sancar, “Daha önce bilseydim iki kat daha çok çalışır bu ödülü 20 yıl önce alırdım diye düşünüyorum. Türk milletinin gösterdiği ilgiden muazzam memnunum, çok sağolsunlar” dedi.

Kanser bitecek

Kanserle ilgili şimdiye kadar yaptıkları temel araştırmalarda artık tatbik safhasına geçmeye çalıştıklarına vurgu yapan Sancar, “Kanserli hastalar bekleyemez. Araştırma yapmak, çözüm bulmak zaman alıyor. O bakımdan yaptığımız tespitlerin insan tedavisine geçmesi 5 yıl alır, 10 yıl alır onu bilmiyorum. Fakat o safhaya geçmiş durumdayız. Kanser insan tarihinde yok olacak. Benim hayatımda olacak mı, bilmiyorum. Muazzam gelişmeler oluyor, yolu yarıladığımızı söyleyebilirim” diye konuştu.

‘Keşke geri dönseydim’

Türkiye’de maaalesef çok az sayıda bilim insanı tanıdığına işaret eden Sancar, bilim insanlarının yüksek kalite de olduğunu fakat Türkiye’deki kargaşada bilim yapmalarının zor olduğunu söyledi. ABD’de Türk basınını okumudağını söyleyen Sancar, “Çünkü okursam moralim bozuluyor, araştırma yapamıyorum. Türkiye’deki bilim insanları bunu yapamıyor, basını okumak zorundalar. Onu yapınca da araştırma yapmak zor” dedi.

Nobel’i  kazandıktan sonra kendisine “İyi ki Amerika’ya gitmişsiniz” tepkisinin verildiğini belirten Sancar, şöyle konuştu:

“Valla iyi ki ABD gitmişim demedim. Soruyorlar gelecek nesillere ne tavsiye edersin diye. Gidin, yurtdışına araştırma yapın ama ülkenize geri dönün. Zaman geçmiş ben hata yaptığımı düşünüyorum. Keşke memleketime dönseydim, keşke bu ödülü memleketimdeyken alsaydım diyorum. Şimdi herkes ‘Aziz Sancar gitti Amerika’da çalıştı onlar imkan sağladı bu ABD’nin ödülüdür’ diyor. Millet bunu söylüyor, doğrusu da bu. Fakat bana temel eğitimi veren beni hazırlayan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ortaokuldan tıbbiyeye kadar harika hocalarım vardı, beni onlar hazırladı.”

‘Pamuk ile görüştüm’

Nobel Edebiyat Ödülü kazanan Orhan Pamuk ile siyasi görüşlerinin farklı olmasına rağmen ABD’de bir araya geldiğini belirten Sancar, “Görüşlerimiz ayrı olabilir, fakat eninde sonunda hepimiz Türk’üz. Medeni olarak ayrı görüşlerimizi konuşup tartışabiliriz, birbirimize düşman olmamıza gerek yok” olduğunu söyledi. Sancak, “Pamuk nezaket, saygı gösterdi. Siyasi görüşleri ayrı iki Türk’ün oturup konuşabiliyor olduğunu gösterdik” dedi.

‘Bilim yapmak lazım’

Sancar, Nobel ödülünü alırken Türkiye’ye verdiği mesajın ise şu olduğunu aktardı:

“Allah bize barış versin ve memlekette bilimsel araştırmalar artık yapılsın. AB ve ABD düzeyine ekonomimizin gelmesi için bilim yapmak lazım ve bu bizim insan olarak görevimiz. Bilimin vatanı yoktur, millet olarak bilime katkımız olması lazım.”

Galatasaray forması hediyesi
İyi bir Galatasaraylı olduğu bilinen Prof. Dr. Aziz Sancar, Milliyet’in Stockholm’e getirdiği formayı görünce sevindi. Efsane kaleci Turgay Şeren’in kendisine imzalı forma gönderdiğini belirten Sancar üyelik kartını da cebinden çıkartarak basın mensuplarına gösterdi. 

‘Allah Putin’e akıl versin’

Prof. Dr. Aziz Sancar, AA ajansına hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından Rusya’nın tutumunu da eleştirdi. Sancar, “Allah (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’e akıl versin. 1880 dönemi, Çarlık dönemi geçti. Artık hasta adam Türkiye değildir, Rusya’dır. Bütün yaptıkları delilikler, hem Rusya’ya hem Türkiye’ye hem dünyaya zararlı. Rus milleti aklını başına alır, Putin hakkında bir şey yaparlar” diye konuştu. 

İrfan Kurtulmuş- Milliyet