adscode
adscode

Ne biz onları anlıyoruz ne de onlar bizi! Yeni jenerasyon (1)

Dünya öylesine hızlı değişiyor ki kuşaklar arası çatışma akıl almaz boyutlara ulaştı.

Ne biz onları anlıyoruz ne de onlar bizi! Yeni jenerasyon (1)
Milliyet Diyalog


Eskiden dede ile torun arasında anlayış sorunu vardı, sonra baba oğul birbirinden uzaklaşmaya başladı. Şimdi ise kardeşler birbirine tahammül edemiyor.

Dünkü gençler mi daha donanımlı ve saygılıydı, yoksa bugünküler mi?

Daha da önemlisi, biz yetişkinler mi onları anlamıyoruz, yoksa onlar mı bizi?

İsterseniz gelin önce pek çok yetişkinin altına imza atacağı, üst düzey bir yöneticinin, bugünün gençliğine yönelik tespitlerine bir göz atalım, sonra da gençler bu konuda ne diyor onlara söz verelim!

Donanım sıfır!

-Eğitim sektöründeyiz. İşlerimiz arasında dil kursu da var. Eğitim kadromuzda iki personelimiz var. Biz bu sayıyı dörde çıkarmak niyetindeyiz ve beş aydır eğitimci arayışı içerisindeyiz.

-Dışarı çıkıp herhangi bir vatandaşa sorsanız memleket işsizlikten kırılıyor yanıtını alırsınız. Ancak olay gerçekten bambaşka boyutta. Bunu görmek için işveren olmanız yeterli.

-Yıllarca övünç kaynağımız olan emek gücümüz şu an perişan bir halde. Çünkü emek gücümüzün 15-23 yaşlarında olan kısmı çalışmak için nazlanıyor. Zaten ülkemizde bütün vatandaşlarımız potansiyel birer müdür olduklarından genelde çalıştıkları işleri beğenmezler. Yeni jenerasyonumuz olan bu gençlerimiz, sıkıya gelemedikleri gibi yıllarca ailelerinden gördükleri ilgiyi, alakayı ve şefkati patronlarından ve müdürlerinden de istiyorlar.

- Bir avukat arkadaşım, ülkenin önde gelen hukuk fakültelerinden mezun olan gençlerin çoğunun tembel olduğunu, kendi başlarına herhangi bir işi beceremediklerini ve çalışmaktan yıldıklarını bana söylemişti. Hal böyle olunca da çalıştıracak, hatta işi öğretecek bir eleman bile bulamıyoruz. Çünkü her şeyden önce, gençler çalışmak istemiyor.

Özgüvenleri yok!

-Yeni nesil özgüvensiz ve kendi başına basit bir karar alamayacak kadar tembel. Ebeveynlerimiz de bu konuda hatalı. Yıllarca çocuklarımızı kafeste büyütmüşüz. Onlara iyi bir gelecek hazırlamak düşüncesi bizim için sadece sınavlardan ibaret olmuş.

-Bir mülakatımıza eğitim fakültesi öğrencisi bir kız geldi. Ben buyum, şu kadar para istiyorum, veremeyeceksen hiç konuşmayalım diyerek söze başladı. Bir tanesi de annem izin vermedi dedi. 23 yaşında, üniversite mezunu bir birey, annesinin lafı ile eğitimini aldığı mesleği yapıp yapamayacağına karar veriyor.

-Yurtdışı ve yurtiçi konferansları olan, çalışma saatleri ve çalışma şekli esnek olan, ders başı ücretin Milli Eğitim’den ve çoğu özel okuldan yüksek olduğu bir işyeriyiz. Personelimizin motivasyonuna dikkat eden, çalışanına pozisyonu ne olursa olsun değer veren bir anlayışla çalışıyoruz. Hatayı kendimizde bile aradık. Ancak en sonunda biz hatayı karşı tarafta görmeye başladık.

Kafeste yetiştiriyoruz

-Kafeste yetiştikleri için hayata atılamıyorlar. Hayata atıldıkları anda da vahşi doğada kalmış gibi savunmasız ve çaresiz kalıyorlar. Bu nedenle de ne iş bulabiliyorlar ne de kendi başlarının çaresine bakıyorlar. Bizim jenerasyonumuz gibi değiller. Çocukken pazarda su satmış nesil olarak kendi ayaklarımız üzerinde durabilmeyi öğrendik.


Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)