Seçim öncesi Ankara...

Seçim öncesi ve seçim sonrası Ankara, sadece bizi değil, tüm dünyayı ilgilendiriyor.
Son yıllarda hiçbir seçim böylesine hararetli ve merak edilir olmamıştı...
İşte bu yüzden, Genç Bakış, Ankara’nın nabzını tutmak için önceki gece Başkent’teydi. Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimiz programda Hürriyet gazetesi Ankara temsilcisi Deniz Zeyrek, Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Utku Çakırözer ve Posta gazetesi Ankara temsilcisi Hakan Çelik konuğumuz oldu.
Her ne kadar seçim yasakları nedeniyle çok fazla ayrıntıya giremeseler de çarpıcı tespitlerde bulundular.

Devlet vandalizmi
Deniz Zeyrek - Hürriyet gazetesi Ankara temsilcisi
-  Sokaktaki hoşgörü, siyasilere de yansırsa daha iyi olacak.
-  Siyasetteki bu agresif dil, kutuplaşma amacıyla kullanılıyor.
-  HDP Fethiye’de seçim bürosu açamaz demek bölücülüğün ta kendisidir.
-  Ak Parti seçimlerin sonucuna göre birtakım adımlar atacaktır ama bu adımlar reform yönünde olmazsa sokaklarda gerilim artacaktır.
-  Bu yolsuzluk iddialarında bir dış bağlantı varsa bence Reza Zarrab’dır.
-  Vatandaşın vandalizmine nasıl tepki gösteriyorsak, devletin vandalizmine de tepki gösterilmeli. Bir trafik ışığı kırmak vandalizm ve cezası var ama ağaç kesmek vandalizm değil mi?
-  Gezi olaylarında 8 kişi kaybedildi. Bir tanesinin sorumlusu ortaya çıktı mı, hesap soruldu mu?
-  4 bakan, aklanmak istiyoruz diye dilekçe verdi ama neyden aklanmak istiyorlar, cevap yok.
-  Seçim sonuçları verilirken Türkiye haritası mavi, kırmızı, turuncu gibi renklere bölünüyor. Ben artık homojen bir tablo görmek istiyorum.

Halkın haberi yok
Utku Çakırözer - Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi
-  Meclis’e gelen fezlekelerde muhalefetin stratejisi, en azından suçun özetini okutmak, iktidarın stratejisi ise suç iddialarının resmi olarak dile getirilmemesiydi. Hemen hemen ikisi de amacına ulaştı.
-  Başbakan, bu kutuplaştırma politikasını ve bu kavga siyasetini yıllardır sürdürüyor. Bir kutup yaratarak, kendi tabanını konsolide ediyor.
-  Türk halkı komplo teorilerine inanmaya yatkındır. O yüzden siyasilerin söylemleri hep bu işin arkasında şu var, bu var, dış güçler var şeklinde olmuştur.
-  Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı tamamen 30 Mart seçimlerindeki oy oranına bağlı. Ben Ak Parti’nin oy oranının azalacağını düşünüyorum. Bu azalma tolere edilebilir olursa belki de 3 dönem kuralı kaldırılmayacak ve Başbakan cumhurbaşkanlığına aday olacak.
-  Eğer Başbakan Köşk’e çıkmamaya karar verirse o zaman Ak Parti’nin adayı Abdullah Gül olur. Bu noktada Arınç’ın tavrı da belirleyici olacaktır.
-  Gezi ve 17 Aralık’tan sonra iktidar ‘istediğimizi yaparız’ gücünü artık tamamen iktidarını korumak için kullanıyor. Ak Parti artık hiçbir zaman eskisi gibi olamayacaktır.
-  Bu yolsuzluk iddialarını bilenlerin sayısı çok fazla değil, halka ulaşmıyor aslında.

Başbakan çok yalnız
Hakan Çelik - Posta gazetesi Ankara temsilcisi
-  Liderin çok güçlü, çok sert olması lazım. Bunları yapmadığı zaman güçsüzmüş gibi algılanıyor, liderler sakin bir üslupla konuşunca sanki mesajları yerine ulaşmayacakmış gibi düşünüyorlar.
-  Siyasete bir nefret ve öfke söylemi hakim olmaya başladı.
-  Son araştırmalara göre insanlar mutsuz ve umutsuz. Siyasetin buna çözüm önermesi gerek ama öneremiyor, aksine o mutsuzluğu daha da artıran bir tablo var siyasette.
-  Çok tatsız bir seçime giriyoruz. Yerel seçim havasına girebilseydik tansiyon düşebilirdi. Kampanyalar yerel seçim kampanyası gibi değil ama Kadir Topbaş, Mustafa Sarıgül, Mansur Yavaş, bazen bunlardan sıyrılıyor o zaman daha çok projeler konuşuluyor ve tansiyon düşüyor.
-  Son dönemde Alevi ve Sünni vatandaşları karşı karşıya getirecek son derece tehlikeli bir söylem var. Bütün kışkırtıcı söylemlere rağmen sokak çok sakin.
-  Ak Parti’de üç dönem kuralı kalkacak gibi görünüyor. Ama tabii 30 Mart seçim sonuçları ile çok yakından ilgili bir karar olacak.
-  Ak Parti içinde birçok bakan ve milletvekili Başbakan’ı bu süreçte çok yalnız bıraktılar. Tek bir cümle sarf etmediler, hiçbir açıklama yapmadılar.  
Özetin özeti: Ankara sakinleşirse Türkiye sakinleşir. Ankara rahatlarsa tüm ülke rahatlar. Hayırlısı ne ise öyle olsun...