adscode
adscode

Tarih öğretmenleri 6 saatlik konuyu 2 saatte anlatmak zorunda kalıyor!

10. Sınıf tarih öğretim planı 1071’den 1974’e kadar konuların işleneceği şekilde genişletilecekse eğer, MEB’in 10. Sınıf tarih dersini haftalık 6 ders yapmalıdır. Bu derece geniş kapsamlı bir konu yığını…

Tarih öğretmenleri 6 saatlik konuyu 2 saatte anlatmak zorunda kalıyor!
Eğitim
Mudurnu Çok Programlı Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Şule Yüksel Öztürk MEB tarafından yayınlanan (2015) 9.-10.11.-12. Sınıflar için hazırlanmış Tarih Dersi Öğretim Programı Hakkında değerlendirmelerini bizimle paylaştı. Programdaki aksaklıklar ve programa dair önerilerin bulunduğu metni sizlerle paylaşıyoruz:

Programda belirlenen aksaklıklar

Programla ilgili en önemli problem 10. Sınıf tarih öğretim programında görülmektedir. Daha önce yalnızca Osmanlı Tarihi konularını içeren 10. Sınıf tarih dersinin kapsamı genişletilmiştir. Haftalık ders saatinde ise hiçbir değişiklik yapılmamış, haftada iki saat olarak kalmıştır. Bu ders yalnızca Osmanlı Tarihi konuları ile sınırlıyken de ders saati hiçbir zaman yeterli olmamıştır. Bu yüzden bazı konular öğretmenler tarafından hakkıyla işlenemeden geçilmek zorunda kalınmıştır.

Yeni programda konular 1071 Malazgirt Savaşı ile başlamakta ve 1974 yılına kadar devam etmektedir. 9. Sınıftaki Türkiye Tarihi konuları 10. Sınıfa alınmıştır. 12. Sınıfta seçmeli ders olarak verilen Çağdaş Türk Ve Dünya Tarihi dersinin konularının bir kısmı da 10. Sınıfa eklenmiştir. Osmanlı Tarihi de tabii ki bu sınıfının programına dahildir. Osmanlı Tarihi konuları için haftada iki saat yetmezken yeni eklenen konularla birlikte bu dersin haftada iki saatte işlenebileceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır. 10. Sınıf konu yığını haline getirilmiştir. Bu yığınla konu, haftada iki ders saati ile işlenemeyecektir. MEB 10. Sınıfla ilgili bu tutumunda ısrarcı olursa eğer, tarih öğretmenlerini mecburen yalana sevk etmiş olacak; öğretmen, işlemediği (zaman yetmediği için) konuları sınıf defterine işlemiş gibi yazacaktır. Programlar hazırlanırken, haftalık ders saati ile orantılı makul mantıklı bir program hazırlanırsa bu sorunlar yaşanmayacaktır.

Programda, 12. Sınıf konularının bir kısmının 10. Sınıfa dahil edilmesinin gerekçesi olarak, 12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin seçmeli ders olması, zorunlu tarih dersinin ancak 9. Ve 10. Sınıfta olmasını gerekçe göstermiştir (MEB Ortaöğretim Tarih Dersi Öğretim Planı, Sayfa 2, 4,5.) MEB, öğrencilerin 12. Sınıf konularından yoksun kaldıklarını kabul etmektedir fakat bunun çözümü 12. Sınıf konularını 10. Sınıfa dahil etmek olmamalıdır.

Programın 4. Sayfasında “öğreticilerden gelen eleştiriler dikkate alınarak Türkiye Tarihi konularının 10. Sınıfa eklendiği yazmaktadır. 10. Sınıfta sadece Osmanlı Tarihi konuları işlenirken haftada 2 ders yetmezken, hiçbir öğretmenin buna ilave Türkiye Tarihi konularını da isteyeceğini düşünmüyorum. Ayrıca programda neden öğretmen değil de “öğretici” denmektedir? Bu da merak konusudur.

Yükselme, Duraklama, Gerileme gibi dönemlendirme ifadeleri neden kaldırılmıştır? Bu ifadeler Osmanlı Tarihini aşama aşama dönemlendiren, öğrencinin Osmanlı’nın içinde bulunduğu dönemi daha iyi anlamasını sağlayan ifadelerdir.

Programın 5. Sayfasında “bu program, önceki programların olumlu ve eleştirilen yönleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.” denmektedir. Önceki programların olumlu ve eleştirilen yönleri hakkında ise bilgi verilmemektedir. “Şu eleştiriler geldi, biz de böyle yaptık, böyle değiştirdik” şeklinde açıklamalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Program, Avrupa merkezcilikten uzak durmayı amaçladığını belirtmektedir. Ancak bunun da bir ölçüsü olmalıdır. Program ile ilgili açıklamalar okunduğunda ve konu ve kazanımların dizilimine baktığımızda fazlasıyla Türk ve İslam ağırlıklı olduğu görülmektedir. Tarihe bütüncül bakabilmeyi amaçlamış bir program bu konu dizlimi ile bütüncül yaklaşımdan daha da uzaklaşmış olacaktır. Hiçbir milletin tarihi diğer milletlerin tarihinden kopuk düşünülemez. Uygarlıklar birbiriyle etkileşim halinde ilerlemiştir. Avrupa, Amerika gibi diğer medeniyetleri zayıf bir şekilde vermek öğrencinin dünyayı yalnızca Türklerden ve Müslümanlardan ibaretmiş gibi algılamasına yol açacaktır. Öğrenci gerçeklerden, bütünü algılamaktan, büyük resmi görmekten yoksun kalacaktır.

Programın üniteleri oluşturan temaları ilgili kavramlarla beraber öğretmeyi hedeflemesi olumlu bir gelişmedir. Bundan önceki programlarda kavram öğretiminin zayıf kalması önemli bir problem oluşturuyordu. Bu programda bunun aşmak hedeflenmiş. Tabii bu hedefin ders kitaplarına verimli bir şekilde yansıtılmış olması gerekir.

Programın uygulama esaslarının 1. Maddesinde öğretmenlerin, bu programı uygulayabilmesi

9. Sınıf tarih dersi öğretim programı da köklü değişiklikler içermektedir. Programda yer alan değişikliklerin ders kitaplarına nasıl yansıyacağı önemlidir.

9. Sınıf tarih programının ilk ünitesinde, “Tarihi bilginin değişebilirlik özelliğinin olduğunu fark eder” kazanımının eksikliği fark edilmektedir. Örneklerle bu kazanımın açıklanması gerekir. Her yeni elde edilen belge ve bulgunun elimizdeki tarihi bilgiyi güçlendirebileceği ya da değiştirebileceği bilgisi programda eksik kalmıştır.

9. Sınıf programında yer alan bir kazanım ifadesi oldukça dikkat çekicidir. Programın 25. Sayfasında, “9.3.2. Tek tanrı inancının insanlık tarihiyle birlikte ortaya çıktığını ve süreç içerisinde çok tanrılı inanış sistemlerine dönüşebildiğini fark eder.” kazanımı tarih dersini bilimsellikten uzaklaştıracaktır. Tarih bilimi bu gibi kesin hükümlerde bulunmaz. Tek tanrı inanışının insanlık tarihiyle ortaya çıktığına dair tarihsel değer taşıyan bir belge mevcut değildir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde bunun gibi inanç temelli kazanım cümleleri kurulabilir fakat tarih dersi ve tarih bilimi her zaman bu tür cümlelerden uzak durmuştur. Tarih biliminin prensiplerine ters düşen bu kazanım cümlesi kaldırılmalıdır. Bu kazanımın altında verilen “a) Tek tanrı inancının ortaya çıkışı (Hz. Adem, Hz. İbrahim), Yahudilik, Hıristiyanlık ve Hristiyanlık içindeki ana akım mezhepler (Roma Katolik Kilisesi, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi), İslam ve İslam içindeki ana akım mezhepler (Sünnilik, Şia) tek tanrı inancının temsilcileri olarak tanıtılır.” Maddesiyle, bu konunun Hz. Adem’den başlatılacağını belirtmiştir. Hz. Adem dönemi hangi kaynaklara dayandırılarak verilecektir? Sadece kutsal kitaplara dayandırılarak (Kur’an, Tevrat gibi..) konunun işlenmesi tarih biliminin yöntemleri ile uyuşmamaktadır.

11. Sınıf konuları, özellikle de ilk ünitesi oldukça soyut konulardan oluşmaktadır. Bu konular öğrencilere ağır gelebilir, sıkıcı bulunabilir.

Öneriler

10. Sınıf tarih öğretim planı 1071’den 1974’e kadar konuların işleneceği şekilde genişletilecekse eğer, MEB’in 10. Sınıf tarih dersini haftalık 6 ders yapmalıdır. Bu derece geniş kapsamlı bir konu yığını haline gelmiş bir ders haftada 6 derste ancak işlenebilir.

10. Sınıf tarih dersi haftada 6 saat olmayacaksa eğer, 10. Sınıftan Türkiye Tarihi konuları ve 12. Sınıf konuları çıkartılmalıdır. Eskisi gibi sadece Osmanlı Tarihi işlenmelidir. Ancak Osmanlı Tarihi için de haftada iki dersin yetmediği unutulmamalıdır.

Bu öğretim programına göre, MEB, 12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin seçmeli ders olmasından dolayı her öğrencinin bu dersi görmemesini önemli bir sorun olarak kabul etmiştir. Fakat bu sorunun çözümü için bu dersin konularını 10. Sınıfa eklemek gibi uygulanması imkansız bir çözüm bulmuştur. MEB, böyle yapmak yerine Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersini zorunlu yapmalıdır. Bu ders önemlidir ve gereklidir. Yakın tarih konularını öğrenmek her öğrenci için önemli bir ihtiyaçtır. 12. Sınıftaki bir çok gereksiz dersi kaldırıp bu dersi zorunlu yapabilir. Böylelikle öğrenciler üniversiteye temel tarih bilgisi yetersiz olarak yollanmamış olur. Özellikle, Siyaset Bilimi, Hukuk, Uluslar arası İlişkiler gibi bölümleri okuyacak öğrenciler için bu ders alt yapı oluşturmaktadır. Ancak bu bölümlere yerleştirilecek öğrenciler bu eğitimi almadan yollanmaktadır.

Tarih öğretmenleri yıllarca ders saatlerinin yetersiz olduğunu hep dile getirmişlerdir. MEB diğer derslerin ders saatlerini sürekli olarak artırmış, hatta bazı derslere müfredattaki konularına göre oldukça fazla ders saati verilmiştir. Tarih dersinin ise çok zengin bir müfredatı vardır. Bu müfredat haftada 2 ders ile verimli bir şekilde işlenemez. Artık tarih dersinin problemlerine de çözüm getirilmelidir.

Programda, 9. Sınıf programının, 9.3.2’deki gibi kazanım ifadelerine yer verilmemelidir. Program tamamen bilimsel, objektif kriterlere göre hazırlanmalıdır. Kazanım ifadeleri bir bilgiyi dayatma şeklinde değil, davranış oluşturma şeklinde belirlenmelidir. 9.3.2’deki ifade tarihsel olarak doğruluğu kanıtlanamamış bir ifadedir. Ancak kutsal kitaplarda yer alan inanç temelli bir ifadedir. Herkesin aynı inançta olması beklenemez. Ders kitabı yazılırken de buna göre yazılacak demektir. Bu gibi ifadeler, bunu sorgulayan öğrencilerin itiraz etmesine yol açacak, dersi tartışmalı bir hale getirecektir.

Programın tematik yaklaşıma göre hazırlanması daha faydalı olmuştur. Ancak bunu yaparken kronolojiden tamamen uzaklaşılmamalıdır. Özellikle de 10. Sınıf konularında öğrenci olayları anlamaya çalışırken hangi padişah döneminde yaşandığını da bilmek istemektedir. Bu bakımdan 10. Sınıf konuları işlenirken olay ve padişah eşleştirmesine yer verilmelidir.

Programda Avrupa merkezcilikten uzak durmak hedeflenirken, fazlasıyla Türk ve İslam tarihi ağırlıklı bir program hazırlanmıştır. Tarihe bütüncül bakmayı hedefleyen bu program, bu şekliyle bütüncül bakmaktan uzaktır. Hiçbir medeniyet diğer medeniyetlerle etkileşim yaşamadan gelişmemiştir. Bu gerçeği unutmadan konu dağılımı belirlemek gerekmektedir.

Programda, özellikle 9. Ve 10. Sınıf konularının oldukça ağır olduğu görülmektedir. Ülkenin her yerindeki okullar bir fen lisesi veya iyi bir Anadolu Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi ayarında değildir. Daha alt düzeyde, ortaöğretim için gerekli hazır bulunuşluğa sahip olmadan gelen öğrencilerin olduğu okulları unutmamak gerekir. Örneğin meslek liselerinde eski program da uygulanamaz durumdaydı. Bu program, oldukça kavramsal ve soyut düşünebilme kabiliyeti gerektiren bir program olmuştur. Elbette ki arzu edilen tarih dersleri budur fakat ülkemizin gerçeklerini ve öğrenci profilimizi göz önünde bulundurarak program hazırlamamız gerekmektedir.

Ders kitapları hazırlanırken haritalar ve görsellere daha çok ter verilmeli. Konular uzun metinler halinde anlatılmamalı. Öğrenciler uzun metinleri okumaktan kaçınıyorlar. Öğrenciler için itici ve ürkütücü oluyor.

Olayların nedenleri ve sonuçları açıklanırken uzun paragraflarla anlatmak yerine maddeleştirerek anlatılmalı. Maddeleştirerek anlatmak konunun daha kolay öğrenilmesini sağlıyor.

Çok uzun cümle kurmaktan kaçınılmalı. Her ne kadar lise öğrencisi olsalar da, aslında hazır bulunuşluk düzeylerinin lisenin altında olduğu unutulmamalı. Öğrenciler ilk okul ve orta okul eğitimlerini yeterince almadan liseye gelmektedirler. Bu da lise konularını işlerken sıkıntılar yaşanmasına neden olmaktadır.

9. Sınıf 1. Üniteye mutlaka zaman, takvim kullanımı, yüzyıl hesaplamaları, iki olay arasındaki zaman farkının hesaplanabilmesi konularının eklenmesi gerekmektedir. Çünkü öğrenci Miladi takvimi nasıl kullanacağını bilmemektedir. İki olay arasındaki zaman farkını hesaplayamamaktadır. Hatta kitapta yer alacak etkinliklere bununla ilgili örnekler eklenmelidir.




Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)