'Yalan söylemek kişilik bozukluğunun bir göstergesidir'

 Bu kişiler bazı yalanları gerçekmiş gibi etrafa sunarken sizler de onlara inanıp bir süre yargılamanızı kaybedersiniz. Bu sorunun bazı özellikleri ise şöyledir:

* Yalanlar bazı doğrulara dayanabilir ancak giderek bu doğruların ekseninden çıkarak ciddi yalanlar oluşur.

* Bu durum süreklidir.

* Kişi doğrularla yüzleştirildiğinde kabul eder.

* Hezeyan değildir.

Kişilik bozukluğunun bir göstergesidir

Yalan söylemenin ciddi bir rahatsızlık olduğu kesin ancak yalanın sınırları ilerledikçe sadece yalan söyleyenle değil birçok kişiyle ilgili sorunlar oluşmaya başlar. Aile içinde bu durumu gördüğümüzde giderek aile içi ilişkiler zayıflar, güven kaybolur ve ailede çatışmalar başlar. İş çevrenizde böyle bir durumda çalışma güvenliği bozulur ve kişi içinde bulunduğu ortamda strese girer. Toplumda ise hele hele idarecilerde böyle bir sorun olduğunda ise toplumsal krizlerle boğuşmaya devam ederiz.

Durumunun farkındadırlar

Bu kişilerde iç görü dediğimiz kendi durumunun farkında olma yani yaptığı yanlışı fark etme durumu da olabilir. Yalan söyleme rahatsızlığında ileri düzeyde dürtü kontrol problemi, bilinçdışı öfke, güvensizlik ve histriyonik kişilik bozukluğu oluşabilir. Veya bunlardan dolayı yalan söyleme giderek artıp kişiyi ve çevresini kuşatabilir. Hele hele söylediği yalanlarla ikincil bir kazanç veya konum elde ediyorsa o takdirde yalan söyleme daha kötü bir alışkanlık haline gelir.

Eşler arası anlaşmazlıkların baş nedeni    

Aile içinde birbirine güven duymak çok önemlidir. Kişinin yalanla bazı şeyleri idare etmeye başlaması kartopunun yavaş yavaş çığ haline gelmesine sebep verir. Yalan söylemeye başlayan bir kişi zamanla bir yalanı örtmek için diğer yalanları da devreye sokar. Bu durumda evlilikte çok önemli olan huzur ve güven bozulmaya başlar. Artık söylenen doğru şeyler bile yalan zannedilerek çatışma artar ve bu çatışmaların olmadığı zamanlarda ise suni bir ilişki ortaya çıkar.               

Çocuklar ve yalan

Çocuklara yalan konusunda ciddi bir hassasiyet kazandırmak gerekiyor. Şaka dahi olsa yalan söylememe çok önemli bir konudur. Çocuk anne-babanın gösterdiği bu hassasiyeti zamanla içselleştirerek kendi hayatında söylediği her şeye dikkat eder hale gelecektir. Özellikle vicdan gelişimiyle birlikte doğruluk, dürüstlük ve yalandan uzak kalma bir karakter haline gelir. Yeter ki anne-babalar kendi hayatlarında da yalandan uzak kalmaya çalışsınlar.

Sonuç

Kompleks ve karmaşık yalanlar silsilesi olmasa bile günlük hayatta doğruluk, dürüstlük gibi erdemleri ön plana çıkarmalıyız. Toplumumuza baktığımızda birçok sorunun kaynağında bir veya birkaç yalan olduğunu kişilerin kendilerine, çevrelerine ve topluma karşı dürüst olmadıklarını görüyoruz. Mutlu bir gelecek için dürüst çocuklar yetiştirmeliyiz.

Osman Abalı'nın Meydan Gazetesi'ndeki yazısı için tıklayınız..