adscode
adscode

Yarım kalan hayaller (2)

​Sadece bir kişi bile, bir şirketin, bir ülkenin veya dünyanın kaderini değiştirebilir.

Yarım kalan hayaller (2)
Milliyet Diyalog
Bunun onlarca, yüzlerce örneği var. Uzağa gitmeye de hiç gerek yok, yakın çevrenize bakın yeter...
Bugün için herhangi birimizden hiçbir farkı olmayan sıradan her çocuk, her genç, ileride, dünyayı şekillendiren bir lider, bir bilim insanı, bir işadamı, bir sanatçı ya da bir başka alanda yıldızlaşan isimlerden biri olabilir.

İşte bu yüzden, onlara sahip çıkmamız için bir değil bin nedenimiz var.
Devlet bu işi layığıyla yapamıyor. Sivil toplum örgütleri de yetersiz, finans ve sigorta şirketinin gençleri ve eğitimi düşündüğünü, hele hele desteklediğini söylemek hayalcilik olur, geriye, sadece ve sadece siz hayırseverler kalıyor. Ne olur ufak, büyük fark etmez, gücünüz oranında eğitimi, bilimi, gençleri desteklemeye devam edin...
Bazen yapacağınız ufacık bağışlar bile bir gencin yaşamını, dolayısıyla bir ülkenin kaderini değiştirebilir.
Rahmetli Türkan Saylan, ömrünü onlara adamıştı ve şimdi rahmetle, şükranla, takdirle yâd ediliyor...

Öğrenci umurlarında değil
Bursla ilgili yazıdan sonra, çok çarpıcı mücadele örnekleri geldi. Yılmadık, yılmayacağız, dik durmaya devam edeceğiz diyorlar. Ama belli ki çok yorulmuşlar, çok kırılmışlar ve çok zaman kaybetmişler.
Anlı şanlı bir üniversitemizin kurucusunun eminim ki mezarında kemikleri sızlıyordur. Eğer o hayatta olsaydı, mutlaka her öğrencisiyle tek tek ilgilenir, devam etmeyenlerin, ne sorunları var bir ilgilenin derdi. Geride kalanların umurunda bile değil. İşte bu yüzden de sürekli kan kaybediyorlar!..
Türk üniversiteleri niye aidiyet duygusu yaratmıyor diye çok sorgulanıyor. Cevabı ortada: Sen öğrencine sahip çıkmazsan, o da sana sahip çıkmaz!..
İşte size bursların neden çok önemli olduğuna ilişkin çok çarpıcı bir örnek:

‘Bu sene 7’nci senem’
“ Ben esnaf bir ailenin kızıyım.
Babam çok dünya tatlısı, 3 kızı için tüm imkânlarını zorlayacak bir baba. Bizim için imkânlarını seferber etti ama bir yere kadar.
Büyük kardeşim okurken iş buldu, bize hiç yük olmadı. Küçük kardeşim bizim üniversitelerimiz burada olduğu ve İstanbul’da liseye başladı.
Annem lokantada aşçıydı ama kriz nedeniyle işten çıkarıldı.
Ben bir vakıf üniversitesinde hukuk okuyorum.
Üniversitenin hazırlık ve 1. sınıfı çok güzeldi, her şey yolundaydı.
Sonra işler bozulunca 2. sınıfın yarı dönemine devam edemedim.
Okulu dondurmak içinde para gerektiğinden o şekilde bıraktım.
Tabii ki bu dönemde, okulumun, bana neden devam etmiyorsun diye bir sorusu hiç olmadı. Çünkü öncelik her zaman kayıtta verilmesi gereken milyarlardı.
Hukukçu olarak içinde bulunduğum bu durumdan utanç duydum.
Derslerimi hiç aksatmadan ve sınıfta kalmadan, hafta sonları garsonluk yaparak, özel ders vererek, kısacası arı gibi çalışarak geçtim.
Arkadaşlarım hafta sonları eğlencelerdeyken ben mesaideydim.
Okul paramın birazını karşılayabilmek adına bankadan kredi çektim. Hâlâ ödüyorum.
Ara verdiğim dönemde notlarım, sanki dersleri almışımda kalmışım gibi düştü. Zar zor toparladım.
5 yıllık üniversitemde, bu sene 7. senem.
Bunu kimseye bu şekilde anlatamıyorum çünkü maddi imkânsızlık kelimesi çok trajik geliyor insanlara, ben de kabullendim artık.

‘Okulu bırakıp çalıştım’
Okulu bıraktığımda, bir hukuk bürosunda çalışmaya başladım. Aylık 200 TL’ye. İyi ki çalışmışım çünkü çok güzel deneyimler edindim. Şimdi bir sigorta şirketinde, hukuk departmanındayım.
Şirket, üç ay sonra, stajyere ihtiyaç yok dedi. Oysa benim çalışmaya çok ihtiyacım vardı. Çünkü okul paramın bir kısmını ödemek için asgari ücretimle kredi çekmiştim.
Yönetici asistanı çalışkanlığımı görmüş ve tabii halime de üzülmüş, gel benim stajyerim ol dedi.
Sağ olsun, onun sayesinde kaldım. Okuluma gitmemde sorun çıkarmadı. Sabah okulda, öğleden sonra işimin başına oldum.
Babam, beni bu zaman kadar, birikimleri ve sahip olduğu malları satarak okuttu. Artık son dönemeçteyim.

Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)