Beyaz yakalı mühendis mi, mavi yakalı kalifiye ara insan gücü mü? Bu tartışma uzun süredir yapılıyordu. Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren son noktayı koydu:"Sadece bizim değil, hizmet, turizm ve sanayi sektörünün de beyaz yakalıya değil mavi yakalıya ihtiyacı var!"
Türkiye Müteahhitler Birliğinin (TMB) yeniden başkanlığa seçilen Erdal Eren, birliğin 34. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada,
ara eleman sorunun sadece inşaat sektörünün değil, hizmet, turizm ve sanayi sektörünün de sürekli dile getirdiği bir sorun olduğunu dikkat çekti.
Şantiyelerde kaynakçı, vinç, kepçe operatörü, kalıpçıya ihtiyaç duyduklarını anlatan Eren, şunları söyledi:
"Sanat okullarının, meslek liselerinin sayısı artırılmalı.
Bizim senede 3 milyon beyaz yakalıya, ülkemizin ekonomik gelişimi açısından ihtiyacımız yok ama 3 milyondan daha fazla mavi yakalıya ihtiyacımız var.
Önümüzde kritik ve zor bir ekonomik dönem var.
Maliye Bakanı'mız, Merkez Bankası Başkanı'mız bunları raporlarıyla anlatıyorlar..."
Ticaret, sanayi ve turizm sektörü temsilcileri de bu yöndeki tespit ve isteklerini sık sık kamuoyu ile paylaşıyorlar.
Peki o zaman:
Sorun, çözüm ve ihtiyaçlar belli ise neden bu konuda daha ciddi adımlar atılmıyor?
MEB, YÖK ve ÖSYM neden bu konuda sektörden gelen sese kulak vermiyor?
Veliler, dershaneler ve diğer paydaşlar gençleri neden bu konuda bilgilendirmiyor, istihdam önceliği olan alanlara yönlendirmiyor?..
. Tarımda yeniden kendi kendine yeten bir ülke olmak istiyorsak,
. Turizmde 100 milyon turist hayalini gerçekleştirme konusunda samimiysek,
. Depreme dayanıklı binalar inşa etme konusunda kararlıysak,
. Üretimde kaliteyi olmazsa olmazımız olarak görüyorsak,
. Yaşam kalitemizi daha da yükseltmek arzusundaysak,
. Daha sağlıklı bir toplum istiyorsak,
. “Bugün git yarın gel” anlayışı artık sona ersin dileğindeysek,
. İşsizliğe tahammülümüz kalmadı noktasına geldiysek,
Eğitim sistemimizin, çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerinin yanı sıra ülke ihtiyaçları ve istihdam koşulları çerçevesinde yeniden ele alınması gerektiği zamanı da gelmiş demektir...
Bu yöndeki bir seferberliği şimdi değil de ne zaman başlatacağız?
Mutlu ve güçlü bir gelecek başta ülkemiz olmak üzere herkesin en temel hakkıdır...
