Eğitimde cevap aranan soruları sesli olarak düşünmeye ve çözüm yolları aramaya devam ediyoruz. Ülkemizin en önemli sorununun eğitim olduğunu anladığımızda umarız çok geç olmaz? Neden mi? Eğitim yoksa gerisi teferruattır!
Hangi alanda, hangi reformu gerçekleştiriyor olursak olalım, onları koruyacak, geliştirecek ve geleceğe taşıyacak olan eğitimli, donanımlı, mesleğine, ülkesine ve milletine sevdalı gençlerdir.
Bu da sözle, vaatle değil doğru yol haritası çizerek, en iyi eğitimi vererek olur.
Cumhuriyetimizin ilk 100’ünün ilk 10 yılındaki heyecanı, ikinci 100 yılın ilk 10 yılında da yaratmalıyız.
Bunu gerçekleştirmenin yolu da ortak paydalarda ve fabrika ayarlarında buluşmaktan geçiyor.
Taşların yerli yerine oturması için bir an önce sınav bataklığından ve zoraki dayatmacı eğitim anlayışından kendimizi kurtarmamız gerekiyor.
Dünyadaki yeni trend 8, 10, 12 yıllık “zorunlu eğitim” değil “ömür boyu eğitim” dir.
Eğitim kanalları, her yaşta herkese açık olmalı, dikey ve yatay geçişler, her zaman her yaş grubundakiler için mümkün hale getirilmelidir.
Eğitim mutsuzluk değil mutluluk kaynağı olmalı ki öğrencilikte ve sonrası da memnuniyet oranları dibi görmesin, tavan yapsın…
İşte günün sorusu:
“Öğrenim gördüğümüz alanda iş bulamıyorsak, peki o eğitim hala niye veriliyor?”
Daha da önemlisi aldığımız eğitimin, çözdüğümüz testlerin, girdiğimiz sınavların hayatta bir karşılığı var mı?..
