Değişim ve gelişim hayatın olmazsa olmazlarından birisi. Özelikle de eğitimde, bilimde, teknolojide ve çocuk yetiştirmede. Direnirseniz, yok olmazsanız ama hayatın gerisinde kalırsınız. Asıl önemli olan ise nasıl bir değişim?..
Eğitimde değişim istemeyen yok gibi ama bazı projelere bakıyorsunuz ve bir anda “aman böyle kalsın daha iyi” noktasına geliveriyorsunuz.
Bu yüzden de “değişim” ve “gelişim” kelimelerini kullanırken on defa düşünme gereği hissediyorsunuz.
Gelin bu yöndeki hafızamızı biraz yenileyelim:
- Bilgisayar ve akıllı tahtalara müthiş yatırımlar yapıldı.
Sonuç: Çok satıldı az kullanıldı.
- Fabrikada çok üniversite açtık.
Sonuç: Bilim ve teknolojiden çok diploma ürettik.
- Bu dijital eğitimi olmazsa olmaz dedik, sosyal medya kullanımında dünya liderliğine soyunduk, test odaklı sınav sisteminden asla vazgeçmedik.
Sonuç: Yeni nesillere konuşmayı, yazmayı, düşünmeyi unutturduk.
- Hocalara hep kaç makale yazdı, kaç öğrenci okuttu, kaç kitap yayınladı gözüyle bakıldı.
Sonuç: İnsani değerlere, ülkeye, sektöre, sorunların çözümüne katkıları hiç sorgulanmadı!
- Eğitim, teknolojik mi olmalı yoksa pedagojik mi? Uzun yıllar bunu tartıştık.
Sonuç: Ne o oldu, ne de diğeri. İkisinin bir arada olabileceğine hiç inanmadık.
- Üniversiteler, 10 yıl sonra ne işe yarayacak, bunu konuşma zamanı hala gelmedi mi? Değişim şart dedik.
Sonuç: Yükseköğretim elbette değişmeli ama kim değiştirecek, nasıl değişecek?
- Öğretmen odaklı eğitimden, öğrenci odaklı sisteme geçilecekti?
Sonuç: Hayali bile güzel olduğu için hayal etmeye devam ediyoruz.
- Stajın önemi ve gerekliliğini, kalifiye insan gücünün önemini her fırsatta dile getirdik, bu yönde dönüşüm şart dedik.
Sonuç: Konuştuğmuzla kaldık.
- Öğrenciye müşteri olarak bakılması utanç verici dedik.
Sonuç: Yola aynen devam edildi.
- Girişimci, Paylaşımcı, Deneyimsel, Uygulamalı, Hayat Boyu, Üretici üniversite
modelleri öne çıkmalı, bu yönde değişimin zamanı geldi de geçiyor denildi.
Sonuç: Sınav / Dersane / Diploma üçgeninde boğulduk.
Değişim sadece eğitimde değil, hayatın her alanında ama doğru zamanda doğru bir şekilde olmalı. Yoksa yaptığınıza da yapacağınıza da pişman olursunuz.
Yoğurdu üfleyerek yememiz bu yüzden!..
