YKS’de asıl zor günler şimdi başlıyor. Tercihler, bu sürecin en karmaşık dönemi olmasına rağmen en az ciddiye alınanı. Oysa geleceğimize yön verecek olan da o, üç, beş güne sığdırılan da o. Gelin bu kez ciddiye alalım.
Tercih sıralaması en alttakiler ya da ortalarda olanlar için zor da tepedekiler için kolay mı?
Kesinlikle hayır.
İlk 10 bindekilerin kafası da karmakarışık ve akıl verenleri, daha doğrusu akıl karıştıranları çok fazla.
Bu noktada asıl önemli olan puanınız ya da sıranız değil, hayalinizdir.
Girmek istediğiniz bölümün nerede olduğu elbette önemli ama daha önemli olan sizin heyecanınızdır.
Hayaliniz konusunda kararlı, istekli ve hedef odaklı iseniz gerisi gelecektir.
Su bir şekilde akıyor ve yolunu buluyor.
Hayatta en başarılı olanlara bakın, kaçı istediği üniversitede, kaçı istediği bölümde öğrenim görmüş ve kaçı o alanda çalışıyor ve mutlu?
Sizi siz yapacak olan sadece sınav sonucu ve tercihleriniz değil, hayallerinizdir.
Puanınız ve sıralamanız kaç olursa olsun hayatta başarılı olabilirsiniz.
Yeter ki isteyin ve kendinize güvenin.
Şu anda 10 milyona yakın işsiz ya da öğrenim gördüğü alanla hiç ilgisi olmayan alanlarda çalışan gencimiz var.
Ki bunların yarıdan fazlası, bugün pek çoğumuzun hayalini kurduğu üniversite ve bölümden mezun!
Anlayacağınız bir üniversiteye girmek, mezun olmak her şey değil.
İşte bu yüzden, tercih sıralaması için masaya oturuna kadar şu soruları, sürekli kendinize sorun:
- Hangi kentte okumalıyım?
- Beni başarılı ve mutlu edecek meslek hangisi?
- Üniversite çok da önemli mi?
- Üniversiteden beklentilerim neler?
- Benden öncekiler hangi hataları yaptılar? Ben onlardan nasıl uzak durabilirim?
- Kariyer mi, para mı, statü mü, devlet mi, özel mi?
- Aile yanı mı, uzaklar mı?
Daha onlarca soru sıralanabilir ve ortak olanlar dışında kişiye özel daha pek çok ayrıntı, çok daha önemli hale gelebilir.
Hiç bir şeyi atlamamak için kafanıza takılan tüm soruları kağıda ya da ekrana dökün ve tercih zamanı geldiğinde puana göre değil öncelikle bu istek ve beklentilerinize göre bir sıralama yapın!
Başarıyı sınavlarda ya da uzaklarda aramayın.
O içinizde.
Ona güvenin, onu diri tutun yeter.
Su ne kadar hızlı ya da nazlı aksa da eninde sonunda yolunu bulur. Tıpkı su gibi akmaktan yorulmayın yeter.
Kendinize ya da çocuklarınıza güvenmekten asla vazgeçmeyin!Yoksa yapacağınız en büyük hata o olur…
