İşsizlik nedeniyle bazen hiç içimize sinmeyen mesleklere yöneliyor ya da çalışmak zorunda kalabiliyoruz. Bu da ne oturduğunuz koltuğa, ne yaptığınız işe ne da moral ve motivasyonumuza zerre kadar katkı sağlamıyor. Peki nerede hata yapıyoruz?..
Mesleğe değer katan kişilerdir!
İlgi ve yetenekleri doğrultusunda en çok istediği mesleği seçenler, hem daha başarılı oluyor hem de daha mutlu.
İşte bu yüzden meslek seçimi ve aldığı eğitim doğrultusunda istihdam olanağı sağlamayı çok daha ciddiye almalıyız.
Popüleritesine aldanıp istekleri dışında mesleklere yönelenler, diploma, makam ve paraya kavuşsalar da içlerinde hep bir burukluk oluyor!
Örneğin bazen meslekler ne kadar önemli olsa da, sizin ilgi, yetenek, beğeni ve hayalleriniz ile örtüşmüyorsa derin hayal kırıklıkları yaşanabiliyor.
Geleceğin meslekleri diye tanımlanan mekatronik, uzay bilimleri, biyomedikal, yazılım mühendisliği gibi mesleklerde bile aradığını bulamayanların sayısı bir hayli fazla.
İşini canı gönülden seven ve yapan kişiler, az maaş alsalar da mutlular. Verdikleri hizmet ve koltuğa kattıkları değer de inanılmaz.
İşini sevmeyenlerin aldıkları ücret ve oturdukları makam ne kadar önemli olsa da, başta kendileri olmak üzere, muhatapları üzerinde bıraktıkları pozitif etki yok denecek kadar azdır.
Hangi tarafta yer alacağınıza karar vermek ise size kalmış!
Sevdiği işi yapan mutlu biri mi olmak istersiniz yoksa popülaritesi ve maaşı yüksek ama sizi mutsuz eden bir işte çalışmayı mı düşünürsünüz?
İkisi bir arada mümkün değil mi?
Elbette mümkün ama o da önyargılardan uzak bir yol haritası ve ciddi bir çaba gerektirir..
