Kuraklık sadece doğada değil hemen her alanda yaşanıyor. Yeni fikirler, yeni sanatçılar, yeni liderler, yeni yazarlar, yeni girişimciler, yeni mucitler, yeni sporcular eskisi kadar çıkmıyor. Aylardır yağmur görmeyen, kuyuları bile kuruyan kentlerimiz var.
Sınav odaklı bir eğitim nasıl ki eğitimi eğitim olmadan uzaklaşkırdıysa, para odaklı bir yaşam biçimi de üretkenliği körelti, sığlaştırdı daha da kötüsü pek çok alanda yüzlerce, hatta binlerce yıl ötesine götürdü.
Örneğin fikir alanında, örneğin mimaride, örneğin yaşama bakış açısında…
Alarm zilleri bangır bangır çalıyor!
Kuraklık deyince akla ilk gelen elbette susuzluk!
Niye mi?
Sonunda kıtlık, yoksulluk, sefalet ve ölüm var da ondan!
Bizim gibi, son yılların en büyük kuraklığının yaşayan Avrupa günah çıkartmaya ve çözüm arayışları içerisine girmeye çalışsa da ABD ve Çin, küresel ısınmaya neden olan sera gazı salımında kara delikler açmaya yani dünya iklimini bozmaya olanca hızıyla devam ediyor.
İklim değişikliği her ne kadar ülkemizde yeterince ciddiye alınmasa da eninde sonunda gündemin ilk sırasına oturacak. Tıpkı depremler gibi!
Felaketler bir anda değil, bağıra bağıra geliyor ama bu kimin umurunda!
Keşke okullarda sınavlara olduğu kadar yaşama dair konulara da biraz önem verilse.
Neden mi?
Yaşama dair bilgler, sınavdan hemen sonra unutulan bilgilerden çok daha hayati de ondan!..
