LGS’de ikinci tur yarın başlıyor. Tercihler 19 Temmuz’da sona erecek. Yerleştirme sonuçları ve boş kontenjanlar 24 Temmuz’da açıklanacak. Peki adaylardan kaçı hayaline kavuşacak, kaçı istediği bir liseye girebilecek ve kaçı kolej ücretini karşılayabilecek?
Önceki yılların aksine kolay bir sınav oldu, yüzlerce şampiyon çıktı, kontenjanlar yine çok kısıtlı kaldı...
Daha da vahimi,
“nitelikli”, “niteliksiz” diye ayrılan okullar,
altında kalkılması mümkün olmayan öğrenim ücretleri,
hormonlu diploma notları,
Barajların kaldırılarak üniversite kapılarının sonuna kadar açılması,
sınavla girilen en iyi liselerin öğrencilerinden çok önemli bir bölümünün bile bu okulları bırakıp açık liseye yönelmesi,
mahallede ve yakında gidilecek bir lise kalmaması
ve tüm okullara “Anadolu Lisesi” tabelası asılması,
zaten karışık olan kafaları daha da karmakarışık hale geldi...
Şu günlerde, hemen herkes “Hangi lise?” sorusuna cevap arıyor.
Cevabı ise hep çok zor hem de çok moral bozucu!
İstediği liseye girebilecek öğrenci sayısı 30 bini geçmez.
Diğerleri ise çaresiz.
Hayalleri ile puanlarının yettiği okullar birbirinden çok farklı.
Bırakın 15, 20 boşu, yanlışı olan öğrencileri, bir kaç yanlışı ya da boşu olan öğrenciler bile endişe içerisinde.
İşte bu noktada, girilebilecek en iyi liseyi seçmek en doğru olanı.
En çok merak edilen konulardan biri de tercih sıralamasında hangi kriterlerin önemli olduğu?
Puan mı,
yüzdelik dilim mi,
sıralama mı
yoksa çok daha farklı etkenler mi?..
Kimi puan diyor kimi de yüzdelik dilim ya da sıralama.
Hepsi de önemli ama en önemlisi istek sırasıdır.
Sıralama yaparken her türlü ayrıntı çok önemli.
Ne kadar çok bilgi olursa, o kadar sağlıklı bir sıralama söz konusu olur.
Sıralama yaparken tüm detaylar tartışılır ama istek sırası hiç gündeme gelmez. Oysa en önemli olan odur.
Örneğin, puanı düşük diye, en çok istediğimiz bölümü bir alt sıraya itmek doğru bir seçenek değildir!
İsteğe göre bir sıralama yaptıktan sonra Türkiye ve il sıralamaları ile tercihlerde en yakın tahmin mümkün. Bu yüzden il hatta ilçe siraları da mutlaka açıklanmalıdır.
Hem de son üç yıla ait veriler açıklanmalı ki yıllara göre değişim de görülebilmelidir.
En iyi lise mi, en Doğun lise mi?
Bir milyondan yakın öğrenci, fen ve Anadolu liselerine ya da özel Türk ve yabancı okullardan birine girmek için yarıştı. 300 bine yakını ise sınava girmedi.
Üniversite yerine, bir an önce hayata atılmayı düşündükleri için şanslarını meslek liselerinde yana kullanmak istedi.
Peki, doğru lise hangisi?
Başarılı ve mutlu bir gelecek için hangi liseye öncelik verilmeli?
Doğru lise, elbette kişiden kişiye değişir ama birbiriyle örtüşen noktalar da az değil. Örneğin üniversite başarı ve yabancı dil performansı gibi!..
Çok iyi araştırmadan, çocuğunuzun onayını almadan, mezuniyet sonrasını sorgulamadan asla okul seçmeyin!
Neden mi?
Pek çok sorunu beraberinde getiriyor da ondan!
Sizin için en doğru lisenin hangisi olduğuna yönelik doğru cevabı gelin hep birlikte arayalım.
Fen liseleri
Fen liseleri üniversiteye girişte en başarılı okullardı. Çünkü sorular onlara göre hazır. YKS’de bu yıl belirleyici olan Türkçe oldu ama yine de çok şey değişimz! Tıp ve mühendisliği düşünenler
için en doğru adres. Sınav başarıları yüksek ancak sosyal bilimlere ve sosyal hayata biraz uzaklar. İlle de iyi bir üniversite diyenler için ilk sırada düşünülmesi gereken okullar.
Sosyal bilimler liseleri
Sosyal bilimler alanında ilerlemek için açılan butik liselerde ama sayıları öylesine arttı ki hepsinden aynı performansı beklemek hayal kırıklığı yaratabilir. Üniversite başarıları ve öğrenci memnuniyeti yüksek. Yakın çevrenizde varsa, gidip görmekte yarar var...
Anadolu liseleri
Yabancı dille eğitim yapıyor diye tercih ediliyor ama neredeyse yüzde 99’unda yabancı dille eğitime son verildi. Yüzde 70’ten fazlasının da iyi bir yabancı dil eğitimi verdiği söylenemez. Pek çoğu tabela okul haline geldi. Eski ve köklü olanları tercih etmekte yarar var.
Kolejler
Eğitimden çok ücretleri konuşulur hale geldi. Sayıları her geçen gün artmasına karşın öğretmen kadroları sürekli kan kaybediyor. Çok azı dışında kontenjanlarını dolduran yok gibi. Yatıkları fedakarlığın karşılığını aldığına inananların sayısı giderek azalıyor. Bu yüzden de sektör çok sıkıntılı. Başarı oranları okuldan okula değişiyor. Çok başarılı olanlar da var. O kadar para boşa mı gitti dedirtenler de var.
Yabancı kolejler
Yabancı dil konusunda en iddialı olan onlar. Üniversite başarısı, okuldan okula değişiyor ve çok yüksek değil. Pek çoğunun hedefinde zaten yabancı üniversiteler var. Çok fazla öğrenci almıyorlar. Parası ve yurt dışı hedefi olanlar için düşünülmesi gereken alternatiflerin başında geliyor. Ortaokulları mutlaka yeniden açılmalıdır.
Açık liseler
Klasik liseler tarihe karışınca, alternatif açık liseler oldu. Oysa önemli bir boşluğu dolduruyorlardı. Diğer okullara giremeyen ya da yakın okul arayanlar için önemli bir alternatifti. Şimdi bu boşluğu açık liseler dolduruyor.
Meslek liseleri
Kimilerine göre amele okulu, kimilerine göre de amele koleji ama hâlâ ilgi odağı. Özellikle de Anadolu meslek liseleri. Bir an önce hayata atılmak ve bir mesleğim olsun diyenler için cazibe merkezi. Katsayı krizinin çözülmesinden sonra üniversite yolu da açıldı. Ama ona rağmen başarı öğrencilerin öncelikleri arasında bulunmuyor.
İçlerinde çok iyi olanlar var ve mutlaka düşünülmeli... İmam hatip liseleri
İslami kolej olarak hâlâ tercih nedeni. Sayıları giderek artıyor. Katsayı nedeniyle azalan talep, artma eğilimi gösterse de üniversite başarılarının sorgulanır olması, iddialı öğrencilere diğer okulları da düşündürüyor.
