adscode
adscode

'Ölen ölür kalan sağlar bizimdir' mantığı öğrenciye uygulanamaz!

Sınavlar, enkaz yaratmak, çocuklarımızı hayata küstürmek için değil hak edenleri seçmek için yapılır.

aguclu@milliyet.com.tr




LGS, YKS, KPSS ve benzeri sınavlara bakarak adaylar hakkında değerlendirme yapmak hataların en büyüğüdür. Adil deseniz adil değil, seçici deseniz seçici değiller. Her çocuğun başarılı olabileceği bir alan varken onları “başarısız’ diye damgalamak ne kadar doğru?

YKS yerleştirme sonuçları her an açıklanabilir.

Yaratacağı enkaz, önceki yıllarda olduğu gibi yine inanılmaz boyutlarda olacak.

Peki çocuklarımız bunu hak ediyor mu?

100 neti olup da isteği fakülteye giremediği için açıkta kalan başarısız da, kontenjanlar dolmadığı için 1 (bir) netle üniversiteli olan başarılı mı?

Sınav sonuçları ve diplomalar elbette önemli ama çok daha önemli olan yarattığı etkiler ve gelinen son nokta.

Herhangi bir konuda fire oranı makul karşılanabilir ama eğitimde ve özellikle de çocuklarımızın geleceği söz konusu olduğunda teki bile feda edilemez!

Sınav enkazı!

Yüzlerce şampiyon çıksa da LGS’de adeta deprem yaşanıyor.

Yüzbinlerce öğrenci hala gönül rahatlığı ile kayıt yaptıracağı bir lise bulamadı.
Açık lise tek seçenek olmamalı!

YKS açıklandığında da benzer bir tablo ile karşılaşılırsa hiç şaşırtıcı olmaz.
Oysa eğitimden ne bekliyoruz, bize neler sunuluyor?

Sınavlar, enkaz yaratmak, çocuklarımızı hayata küstürmek için değil hak edenleri seçmek için yapılır.

Peki bizim sınavlar hakkaniyetli mi?
Adil mi, güvenilir mi, seçici mi, ayırt edici mi?

Tavşan ile kaplumbağanın 100 metre yarışı ne kadar adilse, bizim sınavlar da o kadar adil.

Yerleştirme puanları ile hormonlu notların eklendiği yerleştirme puanlarına bakın yeter.

Sınavda başarılı olanlar, hormonlu notlar eklendiğinde onbinlerce, hatta yüzbinlerce sıra arkaya düşebiliyor.

Hakkaniyet bunun neresinde?

Bütün bunları görmek için daha kaç milyon çocuğumuzu hayata küstüreceğiz?

Devlet olarak eğitimden beklentilerimiz neler?

“Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” mantığı ile enkaz yaratmak mı yoksa iyi, donanımlı, mutlu yurttaşlar yetiştirmek mi?

Veliler olarak hedefimiz gözümüzün önünde eriyip giden evlatlarımıza ve sisteme seyirci kalmak mı yoksa her şeye rağmen gelecek umudunu kaybetmeyen gençler yetiştirilmesi için mücadele etmek mi?

Filmin asıl kahramanı olan öğrenciler ve mezun olarak olarak hedefimiz, idealimiz, bir sınavdan diğerine koşan yarış atı olmak mı yoksa huzur, istikrar, istihdam ve refah mı?

Öğretmenlerimize gelince onlarda ne morall bıraktık ne de meslek aşkı. Keşke onları idealleriyle ve öğrencileriyle başbaşa bırakabilsek...

Eğitim sadece bizde değil dünyanın her yerinde sıkıntılı ve günümüz gençliğinin gerisinde kaldı.

Yeni bir açılım, yeni bir heyecan ve en önemlisi de yeni bir misyon ve vizyon şart.

MEB, YÖK ve ÖSYM sizce bunu başarabilir mi?..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)