adscode
adscode

Üniversitelerimizin dünya sıralaması?..

Üniversitelerimizin dünya sıralamaları önemli mi?

aguclu@milliyet.com.tr




YÖK’e göre üniversitelerimiz çağ atladı. Gelişmeleri yakından izleyen hocalara göre ise “dünün çok gerisinde”yiz. Peki doğru olan hangisi? Keşke bu konuya son noktayı, açıklamalarıyla ilgili üniversiteler ve önceki YÖK başkanları koysa ama hiç ses seda yok!. 

Üniversitelerimizin dünya sıralamaları önemli mi? 

Elbette önemli. 

Hatta 2023 hedefimiz, yıl 100’e üç üniversite sokmaktı ama bir tane bile sokamadık. 

Bir de sıralamalarda ileri mi gidiyoruz yoksa geriye mi? 

Bu konuda da ciddi bir kafa karışıklığı var. 

Bakalım, başının ağrımaması için “mektubumu ayınlarsanız lütfen adımı yazmayınız” diyen bir Hocamızın tespitleri ne yönde: 

“Sayın Abbas Güçlü, 

30 Eylül 2023 tarihli “Üniversitelerimiz çağ mı atladı yoksa?..” başlıklı yazınızda “YÖK’e göre üniversitelerimiz çağ atladı.” diyorsunuz. 

Çok haklısınız. YÖK’ün internet sitesindeki “Türk üniversitelerinden tarihi başarı” başlıklı haberinde “Uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE)’nin 2024 Dünya Üniversiteler Sıralamasında ilk 400’e 3, ilk 1000’e 11 Türk üniversitesi girmeyi başardı” diye başlayıp; şöyle devam ediyor: 

“İlk kez 3 üniversitemizin birden 351-400 arasında yer alması, bir üniversitemizin 501-600 bandında sıralamaya girmesi çok kıymetli.” 

Haberin devamında ise üniversitelerin başarıları şu şekilde bildirilmiş: 

“Toplam 108 ayrı ülkeden 1904 üniversitenin sıralandığı listede Koç, ODTÜ ve Sabancı üniversiteleri 301-400 bandında yer alarak ilk 400’e girmeyi başardı. 

İTÜ 501-600; Bilkent, Boğaziçi, Çankaya ve Hacettepe Üniversiteleri 601-800; Bahçeşehir, Özyeğin ve Yıldız Teknik Üniversiteleri ise 801-1000 bandında kendine yer buldu. Böylece THE sıralamasında Türkiye’den 11 üniversite ilk bine girerek dikkat çekici bir başarı elde etmiş oldu. THE sıralamasında ilk bine giren 11 Türk yükseköğretim kurumu dışında 24 Türk üniversitesi de 1001-1500 diliminde konumlandı." 

İyi de; aynı THE’nin 2010-2011 uluslararası sıralamasına bakıyorum: 

Bilkent Üniversitesi 112. sırada, ODTÜ 183. sırada. 

2015 yılında ise ODTÜ dünyada 85., Boğaziçi 139., İTÜ 165., Sabancı 182. sıradalar. Ama ne yazık ki bundan sonra sıralamalardaki yerler hızla hep geriye gitmiş.

Yani bundan sadece birkaç yıl önce ODTÜ ilk 100’de, Bilkent ilk 120’de, Boğaziçi ilk 150’de, İTÜ ve Sabancı üniversiteleri ilk 200’deyken buralardan çok gerilere düşmelerinin nedenlerini konuşmak yerine; üç üniversitemizin şimdi 351-400 bandına girmesini tarihi başarı olarak görüp bununla övünmek ne derece doğru olur? 

Diğer taraftan bugün “Üniversiteler açılırken…” başlıklı yazınızda, KYK yurtlarının durumunu belirten mektubu hayretle ve üzüntüyle okudum. Bu çağda, altı üniversiteli genç bir odada kalıyor. Bunlardan horlayan olur, hasta olan olur. Bu konuda sosyal medyada da çeşitli fotoğraflı paylaşımlar görüyoruz. Mektupta, bu altı gencin çalışmaları için odada sadece dört masa olduğu belirtiliyor. Her halde nöbetleşe veya vardiyalı çalışma sistemi düşünülmüş olmalı. 

Oysa ki 19.09.2023 tarihli haberlerde Sayın Gençlik ve Spor Bakanının yurt yerleştirmeleri konusunda: 

"İlk aşamada % 87’lik bir yerleştirme oranı ile yeni bir rekora imza attık. Bugüne kadarki en yüksek talebi almış olmamıza rağmen tarihimizin en yüksek yerleştirme oranına ulaştık.” açıklamasını okumuştuk. 

Öyle anlaşılıyor ki yerleştirmede nicelik olarak rekor kırılmış belki ama aynı şeyi nitelik için söylemek pek mümkün değil. 

Saygılarımla…” 

Görünen o ki nereden baktığımızda bağlı olarak herkes kendine göre haklı. Ama çok daha fazlası gerek. 

Kıyaslamalar ise daha geniş zaman dilimleri çevresinde olsa sanki daha iyi olacak...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)