İşte bu noktada asıl önemli olan soru şu:
Peki ya sonrası?
Yani, üniversiteyi bitirdikten sonraki aşama.
Gençler ve anne, babaları, haklı olarak emeklerinin ve yaptıkları masrafın karşılığını almak istiyor.
Yani onca mücadele ve onca harcamanın karşılığı olarak, öğrenim gördükleri alanda, iyi bir iş ve iyi bir gelecek bekliyorlar.
Haksızlar mı?
Kesinlikle hayır.
Kendilerinden ne istendiyse yerine getirdiler.
Adaylar, çocukluk ve gençliklerini yaşamadı, ebeveynler de, yemedi, içmedi, giymedi, gezmedi, her türlü imkanını, çocukları için seferber etti.
Karşılığında da, bırakalım da o kadarını da istesinler…
Aslında çok yüksek bir beklentileri de yok.
İyi bir kariyer yapabilecekleri bir işleri olsun yeter ama o bile artık aslanın ağzında değil, midesinde. Onun ordan alıp çıkartmak ise diplomayla olmuyor!..
Yükseköğretimde okullaşma oranını artırmak gerekiyordu, artırdık.
Artık ikinci ve üçüncü faza geçmemiz gerekiyor!
İkinci fazla kalite, insan gücü planlaması, meslek çeşitliliği, üçüncü faz ise uluslararası yeterlilik, AR-GE ve yüksek yaşam kalitesi.
Dördüncü ve beşinci fazlar için henüz erken. Önce bunları gerçekleştirmemiz gerekiyor…
Peki bunu gerçekleştirebilir miyiz?
Kesinlikle evet!.
Yeter ki, samimi olalım, yeter ki topyekün isteyelim, gerisi gelecektir!...