Eskiden hiç kimsenin gitmediği köylere vekil öğretmen atanırdı şimdi en çok vekil öğretmen İstanbul’daymış. Peki İstanbul’u isteyen öğretmen mi yok, yoksa iddia edildiği gibi İstanbul’a “mega köy” gözüyle mi bakılıyor?
Vekil öğretmenlik yani ücretli öğretmenlik, olağanüstü koşullarda ihtiyacı karşılamak için geçici bir çözüm yolu olarak ortaya çıktı.
Örneğin deprem, salgın hastalıklar ya da diğer doğal felaketlerde öğrenciler, öğretmensiz kalmasın diye öngörülen bir sistem.
Cumhuriyetin ilk yıllarında çok yaygındı çünkü yeterince öğretmenimiz de yoktu, uçsuz bucaksız, kervan geçmez diyarlara giden bulmak da zordu.
Oysa şu anda atama bekleyen yüzbinlerce öğretmenimiz var.
Çocuğu da eğitim fakültesi mezunu.
Madem sürekli bir ihtiyaç var neden doğrudan atama yapılmaz?
MEB öğretmenlerimize, hem de hiçbirini ayırt etmeksizin hepsine itibarlarını yeniden kazandırmak zorunda.
Yoksa atacağı her adım yarım kalır.
Öğretmenleri ayrıştıran değil onore eden bir sistem oluşturmanın zamanı hala gelmedi mi?
Eğitim için öğretmenden daha önemli olan ne var?…
